Palu Merkez Cami İmamı Burhaneddin Aydemir, faizin Allah'ın haram kıldığı en büyük günahlardan olduğunu belirterek faiz kelimesi ve fıkhi yönünü şu şekilde açıkladı;

“Aslında Türkçede faiz olarak geçen kelimenin Kur'an'daki karşılığı ribadır. Riba ise anlamı fazlalık, nema, artma, çoğalma, yükseğe çıkma, serpilip gelişme gibi anlamlara gelir. Fıkhi olarak bir borç karşılığı verilen para veya malın, geri alınırken fazla bir karşılık, ek bir vade, ek bir ücrete kıyasla alınmasıdır.” dedi.

“Peygamberimizden önce Arap müşrikler bile faizi kötü görürdü”

 Aydemir, faizin tarihi gelişimine bakıldığı zaman ta cahiliye döneminden itibaren dini bakımdan olmasa dahi toplumların faizi kötü gördüklerini, bunun engellenmesi için mücadele ettiklerini belirterek şu örnekleri verdi; 

“Özellikle müşrik araplar, Kabe`nin yapımında faiz ve kötü işlerde kullanılan parayı oraya getirmemelerini tavsiye etmişlerdir. Bu da gösteriyor ki faiz iyi bir iş değildir. Aristo ve Eflatun gibi insanlar da faize karşı mücadele vermişlerdir. Dini bakımdan olmasa bile toplumun geleceğini, toplumsal barışı tehlikeye attığı için bununla mücadele ederek insanların daha az ezilmesini istemişlerdir.” dedi.

“Faizden uzak durmamız için Allah`ın emri bize kafidir”

Burhaneddin Aydemir

Kur'an ve Sünnetin faize bakışını aktaran Burhaneddin Aydemir, “Allah'ın her emri bizim için yeterlidir. Allah`ın her emri, toplumun geleceğini yok eden, toplumu felaketlere sürükleyen ve toplumsal sorunları Allahu Teala ortadan kaldırırken, emrederken biz bu emirlere Allah emrettiği için uyarız. Bunun yanında maslahatına da elbette bakarız öğrenmek için. Ama bizim için  maslahat değil, Allah`ın emri ve nehyi önemlidir. Allah bir şeye haram demişse Müslüman için yeterlidir. Artık nedenlerin peşine düşmemesi gerekir. Elbette bunun maslahat ve hikmeti vardır.” diye belirtti. 

Aydemir, Kur'an'ın içki ve namaz ayetlerinde olduğu gibi faizi de tedricen merhale merhale yasakladığını söylerek Kur`an`dan konu ile ilgili şu örnekleri verdi; 

“Mesela Rum Suresi 31. ayette geçen “İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah'ın hoşnutluğunu isteyerek her ne zekât verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır.”

Yine aynı şekilde faizin ayrıntılı bir şekilde yasaklandığını belirten Bakara Suresi 275-279. ayetleri bu konuya dikkatleri çekiyor.” dedi. 

“İnsanlar ilk önce bir günaha kılıf bulur ve o günahı öyle işler”

Faizin topluma verdiği zararlardan bahseden Aydemir,

“Faizi bir bütün olarak düşündüğümüz zaman faiz toplumu felakete sürükleyen bir araç olduğunu görebiliyoruz. Diğer günahlarda olduğu gibi faiz günahını da insanlar kılıfsız olarak işlemezler. Bir insan günaha birden bire girmez. Ilk başta günaha bir kılıf bulur, bir maske bulur. Masum gözükecek bir enstrüman ararız, onu bulduktan sonra günaha bulaşırız. Maalesef faiz de böyle olmuş durumda.  Toplumun bir kısmının yapmış olduğu bu yanlışı, biz de kendimize bir cevazmış gibi algılıyoruz.  Aslında İslam şunu diyor herkes hata yapmış olsa bile Müslümanın hata yapmaması gerekir. Herkes senin için ölçü değildir. Müslüman için ölçü Allah'ın kitabı ve Resulü`nün sünnetidir. Günah masumlaştırıldığı zaman onu işlemeye başlarız. Şeytan babamız Hazreti Adem'i cennetten çıkarabilmek için yedirmiş olduğu yasak meyveyi ebedilik masumiyetine büründürmüştü. Aynı şekilde bugün faiz üzerinden gelen tekliflere baktığımızda, şeytan ve şeytanlaşmış insanların bize yapmış oldukları tekliflerde ‘Nasıl ev sahibi olacaksınız?’ desteklemeler ve övünmelerle, cazip süslemelerle bizlere geliyorlar. Nefsi ve günahı cazip kılacak tekliflerle gelirler.” şeklinde konuştu.

“Faiz günahını günah olmaktan ziyade, cazip hale getiriyor”

Şeytan bir nevi yaşlı bir kadını genç bir kızmış gibi insanlara sunması kişinin günahını önce nefsine cazip bir hale getirerek işlediğini anlatan Aydemir;

“İşte bundan kaçınmak gerekir.  Ayrıca faizi zenginin fakiri sömürdüğü, bir sömürü aracıdır. Çalışmanın, işin olmadığı, paradan para kazanmak isteyenlerin yapmış olduğu bir şeydir. Bunun en tehlikeli olan yönü ise  yaygınlaşmış olması, normal birşey olarak görmek ve bununla beraber kurumsallaşması, desteklenmesi, teşvik edilmesidir. Bu da faiz günahını günah olmaktan ziyade, cazip hale getiriyor. Faizi kullanan kişi genel itibarıyla bunun günah olduğunu bilmesine rağmen bir kılıf bularak kendince bir çıkış yolu sağlıyor. Halbuki müslüman bu hatayı herkes yapsa dahi kendisinin yapmamaı gerekir.” dedi. (İLKHA)