Suç duyurusu dilekçesinde hadsiz Kutay'ın, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan cezalandırılması talep edildi.

Daha sonra Ankara Adliyesinin önünde toplanan grup adına açıklama yapan avukat Mikail Yılmaz, Kutay'ın ifadelerini "çukur" olarak nitelendirdiklerini belirterek, "Bahsettiği şahıs, öyle mübarek bir peygamberdir ki Uhut'ta bir damla kanı yere düşseydi, Allah dünyayı helak edecekti." dedi.

Kutay'ın açıklamalarının fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğine dikkati çeken Yılmaz, inanç ve kültür değerlerine yönelik hakaret içeren söylemlerin suç olduğuna ilişkin Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarının bulunduğunu vurguladı.

Yükseköğretim Kanununa göre Kutay'ın, "öğretim elemanı sıfatıyla bağdaşmayacak nitelikte yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğunu" aktaran Yılmaz, bu durumun kamu görevinden uzaklaştırılma sebebi olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda Kutay'ın ihraç edilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, "Şahsın söylediği küstahça sözlerin, kanunda ifadesini bulan yüz kızartıcı ve utanç verici bir hareket olduğu açıktır. Halkımız Uğur Kutay isimli şahsın kamu görevinden çıkarılıp çıkarılmayacağını takip edecektir. Bu konuda devlet erkanının, milletin vicdanına ses vermesi ve gereğini yapması gerekmektedir. Adaletin tecelli etmesi yetmez, bunun halka da gösterilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

Son zamanlarda sistematik olarak İslam'a ve onun değerlerine saldırıların arttığını belirten Yılmaz, yasalarda caydırıcı cezaların olmaması nedeniyle bunların yaşandığını savundu.

Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bu saldırılara verilen ceza, hakarete nispetle az kalıyor. Bu konudaki yasal düzenlemelerin eksikliğini her seferinde hissediyoruz. Bir kişiye hakaret etseniz 2 yıla kadar hapis cezası alırsınız. Bir peygambere hakaret etseniz 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası alırsınız. Bu ne kadar adildir? Bizi biz yapan, asli unsurumuz olan değerler bir şahıstan daha mı az değerlidir? Bu konunun acilen TBMM'nin gündeme alınması ve bizi biz yapan değerlerin koruma altına alınması gerekmektedir."