Özellikle salgının başlamasıyla beraber her geçen gün gıda ve temel tüketim maddelerindeki fiyat artışına karşı hukuki olarak TCK'da para cezası dışında bir yaptırımın olmadığını belirten Işık, vicdanın harekete geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Haksız kazancın önüne geçilmesi için bazı çalışmaların yapıldığını dile getiren Işık, "Serbest piyasadaki haksız rekabetin önlenmesi, üreticilerin de kar payının korunması bunun yanında tüketicilerin de zarara uğramasının önlenmesi amacıyla Ticaret Bakanlığı kendi kurduğu koordine içerisinde adalet, Ticaret ve Sanayi Odası ve borsalardan oluşan bir kurulla birlikte denetlemelere başladı. Bu denetlemeler aynı zamanda yerelde belediyelerin zabıta ekipleriyle koordineli bir şekilde yürümekteydi. Haksız yere fiyat artışına giden şahıs ve firmalara 10 bin ile 100 bin lira arasında bir ceza uygulaması, stokçuluk yapanlara da 54 ile 500 bin lira arasında idari ceza uygulama yoluna gidildi." ifadelerini kullandı.

"Herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir"

Ülke olarak aynı gemide yol alındığına dikkat çeken Işık, geminin batmasının kimseye fayda vermeyeceğini ile getirdi.

Işık, vicdan mekanizmasının devreye girmesini gerektiğini vurgulayarak "Tüketiciler haksız fiyat artışının önüne geçmek ve oluşan mağduriyeti engellemek için hem Ticaret Bakanlığına hem Hazine ve Maliye Bakanlığına e-devlet üzerinden başvuru yaparak şikâyet haklarını kullanabilirler. TCK'da esasen bunun engellemesi için şu an bir ceza düzenlemesi yoktur. TCK'da serbest piyasa ekonomisine ilişkin bir yaptırım sadece idari para cezası şeklinde uygulanmaktadır. Bu konuda bir de kamu vicdani denilen bir mekanizma söz konusudur. Kamu vicdanında gerek satıcılar gerek üreticiler bu konu da elini taşın altına koyup en büyük adalet mekanizması olan vicdan mekanizmasını hayata geçirmelidirler. Çünkü üreticiler de satıcılar da hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemi batarsa tüm üretici ve tüketicilerde batar bu nedenle herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir." şeklinde konuştu. (İLKHA)