"Ankara Bağımlılıkla Mücadelede Tedavi ve Rehabilitasyon Çalıştayı" başladı
Ankara Valiliği ile Hacettepe Üniversitesi iş birliğinde "Ankara Bağımlılıkla Mücadelede Tedavi ve Rehabilitasyon Çalıştayı" düzenleniyor.
Ankara Valiliği ve Hacettepe Üniversitesi iş birliğinde "İşimiz bağımlılık, Gücümüz mücadele" temasıyla "Ankara Bağımlılıkla Mücadelede Tedavi ve Rehabilitasyon Çalıştayı" başladı. Çalıştayda 8 adet çalıştay masası oluşturuldu.
Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi Tıp Fakültesi Toplantı Salonlarında saat 9’da başlayan çalıştay Ankara Valisi Vasip Şahin ile Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran’ın açılış konuşmalarıyla başladı.
Çalıştayın bir arama çabası olduğunu ve çalıştay sonunda bulduklarını eyleme dönüştüreceklerini belirten Ankara Valisi Vasip Şahin, "Çalıştaylar bir arama çabası. İnşallah çalıştayların sonucunda bu aradıklarımız ve aradıklarımızın sonunda bulduklarımızın eyleme, fiiliyata dönüşmesini ve toplumun da bu çalışmalardan hem haberdar olması hem de faydalarını hissetmeye başlaması mümkün olacak. Ben daha baştan bütün arkadaşlarımıza, bütün üniversitelerimize, bu konuda işbirliği yapan bütün üniversitelerimize ve sektörlerine ve bugün de ev sahipliğinden dolayı da Hacettepe Üniversitemize ve kıymetli Rektörümüze çok çok teşekkür ediyorum." dedi.
"Bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de bağımlılığın her çeşidi maalesef tehdit etmeye devam ediyor"
Bağımlılıkla mücadele bir devlet politikası olarak yürütüldüğünü aktaran Şahin, "Bununla ilgili Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu kuruldu. Sağlık Bakanlığı bunu sekreteryasını yürütüyor. İllerde de valilerin ve ilçelerde kaymakamların başkanlığında bağımlılıkla mücadele il ve ilçe çalışmaları yürütülüyor. Herkes bir şeyler yapıyor. Herkes işin bir tarafından tutmaya çalışıyor. Yani herkes bu konuda yaklaşan tehlikenin ve içinde bulunduğumuz sıkıntının farkında. Tabi bütün bu farkındalıklar, bütün bu çalışmalar, çabalar toplum katmanlarına çok daha fazla yayılmak durumunda. Bu yaptıklarımız da bunların hazırlıkları ve çabaları. Maalesef bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de bağımlılık, bağımlılığın her çeşidi ihata etmiş ve tehdit etmeye devam ediyor. Artan bir tehdit, artan bir tehlike. Nesillerimizi, geleceğimizi zehirlemeye ve geleceğimizle ilgili endişelerimizin artmasına maalesef sebep olmakta. Yapılacak bir şeyler var mı? Evet. Hem de çok yapılacak şeyler var. İşimiz zor mu? Evet, işimiz de zor. Çünkü bağımlılıktan kurtulması oldukça zor olan bir olgu. Onun için de mücadeleyi iğneyle kuyu kazar gibi yürütmek, sabırla yürütmek ve azim ederek yürütmek durumundayız." ifadelerine yer verdi.
"İşimiz bağımlılık, gücümüz mücadele"
Devamında Vali Şahin, şunları aktardı:
"Bugünkü çalıştayın mottosu 'işimiz bağımlılık, gücümüz mücadele'. Bağımlılık işimiz, önemli bir işimiz var ama karşısında da mücadele gücümüz var. Millet olarak birçok eleştirilerimiz olabilir, eksiğimiz olabilir, ama iş mücadeleye gelince, iş bir şey karşısında direnç göstermeye gelince gerçekten başka milletlerde olmayan bir haslet, bir özellikle ortaya çıkıyor ve çok kısa sürede organize olup o mücadeleyi topyekûn götürebiliyoruz. Bunu birçok şeyde gördük. Depremlerde, sel afetlerin de, 15 Temmuz'da ve en son kovit ile mücadelede gördük. Toplumun her kesimi aynı hedefe doğru kilitlenip bir dayanışma içerisinde yürüyebiliyor. Dolayısıyla bağımlılıkla mücadelede de böyle bir gücümüz var, mücadele etme gücümüz var. Bunu azaltmadan, bunu daha da tahkim ve takviye ederek yürütmemiz lazım. Çünkü hep söyleniyor. O da bir motto gibi ama aslında çok doğru, çok gerçek inanılması gereken gerçek bir olgu. 'Bizim en büyük sermayemiz beşeri sermaye.' Yani yer altı zenginliklerimiz ya da birtakım başka zenginlik kaynaklarımız diğer milletlerde olduğu kadar yok. Ama çok güçlü bir beşeri sermayemiz var, insanımız var, insan kaynağımız var. Biz bunların hiçbir tanesini, hiçbir ferdini israf edemeyiz, etmeye hakkımız yok. Her birini ayrı ayrı işleyip ayrı ayrı onların özelikle ortaya çıkarıp bu ülkenin, bu milletin ve insanlığın faydasına sunmamız lazım."
"Bağımlılıkla mücadelenin en önemli boyutu o tehditle ve tehlikeyle gencimizi karşılaştırmak"
"İşimiz çok, yolumuz uzun, işimiz zor ama inanın bunu hep birlikte başarabiliriz." diyen Şahin, "Ben daha önceki toplantılarda da söyledim. Bu işin, bu mücadelenin bana göre en önemli boyutu o tehditle ve tehlikeyle gencimizi karşılaştırmamak. O tehditle karşı karşıya kalabilecek olan gencimize ve ailesine önceden el uzatmak, ona önceden sahip çıkmak, ona önceden destek vermek, onun yalnızlığını, onun sorununu paylaşıp o sorundan ve o yalnızlıktan onu uzaklaştırmak. Bu işi daha iyi biliyorsanız olayın maddi imkansızlıklarla çok doğrudan alakası olmayabilir. Bakıyorsunuz çok müreffeh bir kesimin, çok zengin bir çok iyi imkanlara sahip bir ailenin bir bireyi maalesef bağımlı olabiliyor. Orada demek ki sorun sadece maddi imkansızlık değil. Başka yoksunluklar, başka fakirlikler, duygudaşlık fakirliği, dostluk derdini paylaşamama sıkıntısını bir başkasına aktarıp ondan yardım isteyememe fakirliği. Gerçekten kamuoyu desteği bu anlamda çok elzem, çok gerekli. Onun için biz bu konuda da farkındalığı artırmamız lazım. Bizim geleneksel aile yapımız, komşuluk ilişkimiz, mahalle kültürümüz, şehircilik kültürümüz aslında bunların her birinin ayrı ayrı ilacı ayrı ayrı bunları giderebilecek, tedavi edebilecek, tabiri caizse servisleri ve hastaneleridir. Onun için bizim toplumun bu özelliklerini tekrar öne çıkarıp fert fert, aile aile yakınımıza, akrabamıza, komşumuza ve arkadaşımıza, daha yakın olup daha fazla destek vermek, daha fazla iç içe olmak." şeklinde konuştu.
"Modern çağ maalesef insanı daha fazla yalnızlaştırıyor"
Son olarak Şahin, "Modern çağ maalesef insanı daha fazla yalnızlaştırıyor. Hayatın hızlı akışı maalesef insana belki zaman noktasında bir imkansızlık oluşturuyor gibi görünse de aslında zaman kendi içinde çoğalabilen bir şey. Yeter ki yoğunlaşalım biz ona zaman ayırmaya, o yapacağımız işe zaman ayırmaya yol açalım. Hem profesyonel işimize gücümüze, mesleğimize zaman bulacağız ama hem de eşimize, dostumuza, arkadaşımıza zaman oluşturabileceğiz. Bir ilgi alanı, bir arada olma çünkü sadece ona değil kendimize de faydası olacak. Kendimiz de çoğalmış olacağız etrafımızla birlikte. Ben hep buna vurgu yapmaya çalışıyorum. Yoksa tedavi bölümü çok şart, çok lazım ama çok zor. Oraya girmeden, o bölüme daha müracaat ihtiyacı kalmadan bizim gencimizi, evladımızı, çocuğumuzu, komşumuzu, akrabamızı sarıp sarmalamamız lazım. Burada akademiye de iş düşüyor. Bizim gibi yöneticilere, yerel idarelere çok iş düşüyor ama en çokta bana göre sivil toplum kuruluşlarına ve bu işi dert edinmiş gönüllü insanlara iş düşüyor. Ve bunların topyekûn ve bir arada çalışması çok önemli. Her bir kurum kendine göre bir çalışma yapıyor olabilir ama bu çalışmaların ortaklaştırılıp bir araya getirilip ve senkronize bir şekilde bunun artık realize edilerek insana, topluma bir çok daha yüksek verimde fayda üretmesini sağlamak lazım." diye konuştu.
"Bağımlılıkla mücadelede toplumun her kesiminin sorumluluğu bulunduğu aşikardır"
Bağımlılık ile ilgili bilgi veren Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, "Bağımlılık en genel anlamıyla kişinin kullandığı bir nesne veya bir eylem üzerinde kontrolü kaybetmesi ve onsuz yaşam sürdürememe durumu olarak ifade edilebilir. Bağımlılık fiziksel, ruhsal ve sosyal boyutları ile bireye, hastalıklar nedeniyle topluma, ekonomiye ve ülke kalkınmasına olumsuz etkileri olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü bağımlılık araştırmalarına göre 15-24 yaş grubunun yaşadığı kazalar, intihar olayları ve cinayete bağlı ölümlerin dörtte üçünün çeşitli bağımlılıklar nedeniyle ortaya çıktığı belirlenmiş. Bağımlılıkla mücadelede toplumun her kesiminin sorumluluğu bulunduğu aşikardır. Bu anlamda üniversitelerin gerek araştırma gerekse eğitim konusundaki sorumluluğu da mutlak olarak ortadadır." dedi.
Devamında Güran, "Hacettepe Üniversitesi, akademik birimlerde uygulanan programların uygulama boyutunu ve araştırmaları desteklemek için çok disiplinli yaklaşımlar ile faaliyetlerini sürdüren, 90'ın üzerinde uygulama ve araştırma merkezine sahip bir üniversite. Dünyada çok sayıda örneği bulunan madde ve alkol araştırma merkezlerinde ulusal ve uluslararası multidisipliner çalışmalar ve eğitim faaliyetleri yürütülmekte ve önleme terapi yöntemleri geliştirilmektedir. Bağımlılıkla mücadele çalışmalarının etkili olabilmesi için kamuoyu desteği mutlaktır. Eğer bu desteği sağlayamazsak başarılı olmamızda çok mümkün değil. Bu nedenle kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, kitle iletişim araçlarının, medyanın bu mücadelenin içerisine dahil olması büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda doğru uygulanacak iletişim stratejileri ve toplumun geniş kesimlerine ulaşılarak gelecek nesillerin bağımlılıktan korunabilmesi çok önemli bir boyut taşımaktadır. Üniversite olarak bugüne kadar sürdürdüğümüz faaliyetlerle bu çalışmalara destek olmaya ve bu çalışmaların içerisinde olmaya gayret ediyoruz." ifadelerine yer verdi.
Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Berna Uluğ, "Hacettepe Üniversitesinde Bağımlılıkla Mücadele Çalışmaları" başlıklı bir sunum yaptı. Ardından ise "Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Bağımlılıkla Mücadele Çalışmaları" başlıklı bir sunum da Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Doç. Dr. Mustafa Sırrı Kotanoğlu tarafından yapıldı.
Saat 17.30’a kadar sürecek olan çalıştay, çalışma gruplarının raporlarının sunumu ve kapanışla nihayete erecek. (İLKHA)