Prof. Dr. Çiçek: Ağız ve diş sağlığı anne karnında başlamalıdır
Adıyaman Diş Hekimliği Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Yasin Çiçek insan hayatında çok önemli bir yere sahip olan ağız ve diş sağlığının ihmal edilmeye gelmeyeceğini kaydetti.
İnsan hayatında her organın görevi olup önem arz ettiği gibi hem beslenmede hem konuşmada hem de güzel bir görünüm için ihtiyaç duyulan dişler de büyük bir öneme sahiptir.
Bu sebeple Ağız ve diş sağlığının önemine hakkında açıklamalarda bulunan Adıyaman Diş Hekimliği Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Yasin Çiçek dişlerin ağrımasını beklemeden periyodik aralıklarla kontrol ettirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Çiçek yaptığı açıklamada, "22 Kasım 1908'de Osmanlı'da Dişçi Mektebi açılmış, 1909'da da eğitime başlamış. Bundan dolayı 22 Kasım 1996'da bugün ve hafta "Diş Hekimliği Günü ve Haftası" olarak kutlanmaya başlanmıştır. Dünyada 20 Mart'ta kutlanan "Ağız ve Diş Sağlığı Günü" ülkemizde 22 Kasım'da kutlanmaktadır." dedi.
"Sindirim sistemi vücudumuzun bir aynası gibidir"
Ağız sağlığının vücudun diğer organları ve sağlık sistemi gibi son derece önemli olduğuna değinen Çiçek, "Ağız sağlığı çok önemli bir husustur. Sonunda herkes ağız sağlığının vücudumuzun bir parçası olduğunu kabullenmiş durumdadır. Deri nasıl vücudumuzun bir aynası ise ağız başta olmak üzere, sindirim sistemi vücudumuzun bir aynası gibidir. Öncelikle vücut bir bütün olduğu gibi sağlıkta bir bütündür. Dolayısıyla ağız sağlığı her şey de olduğu gibi anne karnında başlar. Gebelik döneminde altıncı haftada bebeğin dişler oluşmaktadır. Dolaysıyla ağız sağlığı da aslında gebelik dönemine dayanıyor. Nasıl ki çocuğun sağlığı anne karnında başlıyorsa, ağız ve diş sağlığı da anne karnında başlıyor. Özellikle hamilelikten önce ağız ve diş kontrollerinin mutlaka yapılması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Ağzımızı suyla gargara yapmalıyız"
Yemekten önce ve sonra nasıl ki ellerin yıkanmasına önem veriliyorsa aynı şekilde yemeklerden sonra ağzın suyla yıkanmasına önem verilmesi gerektiğini belirten Çiçek, "Nasıl ki yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması bir hijyen kuralı ise ki dinimizde de bu böyledir. Aynen bunun gibi ağzımızı da çalkalamalıyız. Yemekten sonra en az yarım dakika kadar ağzımızı suyla gargara yapmalıyız. Böylelikle ağzımızdaki o büyük gıda atıkları çıkarılmış olmakta ve ağzın içerisindeki asitik ortam normal PH'sine getirilmeye çalışılmış oluyor. Çünkü yemekten sonra insanın ağzındaki PH, asit artmaktadır. Bunun nedeni bakterilerin hızlı artmasıdır. Yanımızda diş fırçası taşımak belki zor olabilir ama diş ipi, diş kürdanı bulundurarak dişlerimizin temizliğine dikkat etmeliyiz. Diş ipi ve kürdanla diş arasında kalan artıklar çıkarıldıktan sonra travmatize olma ihtimali olan o bölgeye işaret parmağıyla masaj yapılmalıdır." şeklinde konuştu.
"Öncelik macun değil, fırçadır"
Gerek Sağlık Bakanlığı gerekse reklamlarda fırçadan çok macunun tanıtılmasının doğru olmadığına dikkat çeken Çiçek, "Özellikle reklamlarda ve Sağlık Bakanlığında hep macun üzerinde duruluyor. Ama öncelik macun değil, öncelik fırçadır. Diş temizliğinde öncelik mekanik temizliktir. Yani uzun vadede gargara kullanamazsınız, çünkü ağzın florasını, mikrobiyatasını bozarız. Dolayısıyla mekanik temizlik çok önem arz etmektedir. Ağız ve diş temizliği dinimizde de önemli yer tutmaktadır. Misvak da mekanik bir temizlik aracıdır. Fırça ve misvakla dişlerimizi güzelce, travmatize yapmadan yumuşak bir şekilde temizlememiz gerekiyor. Burada yardımcı faktör sadece macundur o da sadece cüzi bir miktarda kullanılmalıdır." dedi.
"Yediğimiz ve içtiğimize de dikkat etmemiz lazımdır"
Çiçek açıklamasının devamında, "Ağız ve diş sağlığı vücudun bir parçasıysa dolayısıyla yediğimiz ve içtiğimize de dikkat etmemiz lazımdır. Bu açıdan özellikle florayı değiştiren gıdaları yedikten sonra ağzımızı suyla çalkalamayı adet edinmeliyiz. Özellikle süt ve şekerli gıda veya çikolata yedikten sonra ağzımızı çalkalamamız lazımdır. Peygamber Efendimiz, (Sallallahu Aleyhi Vesellem) 'Mide bütün hastalıkların evidir. Bütün hastalıkların baş ilacı da perhizdir. Her bedene alıştığı ve ihtiyaç duyduğu gıdayı verin.' demiş. Buradan yola çıkarak karbonhidratlı gıdaları genel sağlık açısından da ağız sağlığı açısından da az tüketmeliyiz. Erzurum ve Van'da peynir âdeti var. Karyojenik bir madde olan peynirle son lokmamızı sonlandırabiliriz." ifadelerini kullandı.
"Düzenli aralıklarla ağız kontrollerine gelmemiz gerekiyor"
Belirli aralıklarla ağız ve diş kontrollerinin yapılmasının önemin değinen Çiçek, "Diş çürüdüğü zaman bekleriz ki gelsin. Diş çürüdüğünde geri dönüşümsüzdür. Özellikle mine kayıplarında, mine kendini doğal olarak yenilemeyen tek organdır. Dolayısıyla bunun ancak restorasyonu gerekiyor. Dişimizin ağrısının geçmesini beklemeden diş kontrollerine gitmemiz gerekiyor. Diğer önemli bir husus çocuklarımızdır. İlk daimî dişimiz ön dişler değildir, büyük azı dişimizdir. Bu diş 6 yaşında çıkar. Çoğumuz bunu süt dişi olarak algılar ve toplumda 9, 10 yaşlarında maalesef kaybederiz. O yüzden çocuklarda diş temizliğinin fırçayla yapılması gerekir macunun kullanılmaması gerekir. Çocuklarımızda çürüğe karşı fissür örtücü, önleyici tedavi yaptırmamızda fayda var." şeklinde konuştu. (İLKHA)