• DOLAR 34.559
  • EURO 36.172
  • ALTIN 2977.583
  • ...
Psikolog Aydın: Çocukla baş etmenin yöntemi telefon, tablet ya da bilgisayar değildir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Çocukların sokaklarda oynadığı oyunların yerini büyük oranda dijital oyunlara bıraktığı günümüzde bu durum beraberinde teknoloji bağımlılığını da getiriyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de teknoloji bağımlılığı gün geçtikçe halk sağlığı sorunu haline geliyor.

Gerekli tedbirler alınmadığında teknoloji bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi ruha ve bedene zarar verebilecek bir hastalığa dönüşebiliyor. Özellikle çocukların ekran başında geçirdikleri sürenin bağımlılığa dönüşmesi, aile ve sosyal hayatlarında sorunlar yaşamasına neden olabiliyor.

Kontrolsüz ve sınırsız kullanılan teknoloji, özellikle çocuklarda psikolojik, sosyal ve fiziksel açıdan birçok sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Teknoloji bağımlığının zararlarına dikkat çeken uzmanlar, ailelere bu konuda önemli uyarılarda bulunuyor.

Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın İLKHA'ya konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.

"Ailenin; çocuğu teskin etmek, yemek yedirebilmek ya da başından savabilmek için ekrana teslim etmemesi gerekiyor"

Çocuklarda dijital bağımlılık yaşanması sürecinde en büyük işin ailelere düştüğünü dile getiren Aydın, "Çocuklar kendilerini kontrol etmekte zorlanırlar, çocukların kendilerini kontrol etmesini sağlayabilmek ya da o kontrolü sağlayabilmek ebeveynin üzerine düşen bir sorumluluktur. Ailenin ilk yapması gerekenlerden bir tanesi; çocuğu teskin etmek, yemek yedirebilmek ya da başından savabilmek için ekranlara teslim etmemeleri gerekiyor. Aile çok daralabiliyor, sıkılabiliyor ya da çocuğa yemek yedirmekte zorlanabilir anlayabiliyorum ama bununla baş etmenin yöntemi telefon, tablet ya da bilgisayar değildir öncelikle ailenin bunu kesmesi gerekiyor." dedi.

"Çocuk, söze değil yapılan davranışa bakar"

Ailelerin doğru bir örneklikle sözden ziyade davranışlarıyla örnek olması gerektiğinin altını çizen Aydın, "Telefon ya da tabletle sürekli vakit geçiren bir ebeveynin, çocuğuna 'bu telefon veya tablet çok zararlı' demesi çocuk için bir şey ifade etmez. Çocuk, söze değil yapılan davranışa bakar. Ebeveynlerin öncelikle davranışlarıyla çocuklara örneklik teşkil etmesi çok önemlidir. Bir diğer nokta ise ebeveynlerin ağız birliğinin olması gerekir. Annenin 'evet' dediğine baba 'hayır', babanın 'evet' dediğine anne 'hayır' demeyecek. Beraber bir araya gelecekler, herhangi bir kural konulduğunda bunu ağız birliği ile ifade edecekler ve benzer bir tutumla bu kuralın sürdürülebilmesi için uğraşmaları gerekir. Diğer türlü hem kurallar çok net ve kestirilebilir olmayacak hem de baba ile yaşadığı çatışmada anneye, anne ile yaşadığı çatışmada babaya sığınabilecek. Bu süreçte yaptığı yanlış davranışların sürdürülebilmesinin önü açılmış olacak. Ağız birliğinin olması çok önemli bir noktadır." şeklinde konuştu.

"Çocukların elinden cihaz alındığında, tabiatına uygun aktivitelerle o süreci doldurmak gerekiyor"

Çocukların elinden cihaz alındığında onun yerine eğlenebilmesi ve vakit geçirebilmesini sağlayabilecek bir alternatif koyulması gerektiğini belirten Aydın, "Çocuğun elinden bir şey alıyorsak muhakkak onun yerinin doldurulması gerekiyor ki çocuk o davranışı sürdürebilsin. Çocuk yapı itibariyle hareketlidir, yerinde durmaz, onun tabiatına uygun aktivitelerle o süreci dolduracağız ki çocuk bu davranışı sürdürebilsin. Peki ne yapılmalı? Muhakkak spor yapılmalı, çok önemli bir noktadır. Çocuğun yeteneğine uygun, sevdiği spor dallarına yönlendirmek, muhakkak arkadaşlarıyla vakit geçirebilecek alanlar ve zamanlar oluşturmak gerekiyor. Çocuğu parka götürerek arkadaşlarıyla vakit geçirtebiliriz ya da arkadaşlarını yanına davet edebiliriz. Eskiden annelerimiz bir pasta, börek yaparak çocukların arkadaşlarıyla vakit geçirmesini sağlarlardı. Böylelikle sosyal medyayı aldık, onun yerine bir şeyler koymuş olduk. Çocuk alması gereken eğlenceyi ve keyfi alabileceği daha farklı yollar bularak o davranış daha tutarlı olabilir." diye belirtti.

"Aile içi çatışma ve problemlerin muhakkak minimize edilmesi gerekiyor"

Çocukların gelişimsel dönemine uygun olarak dijital kullanımına belli bir sınır koymak gerektiğine dikkati çeken Aydın, "Özellikle 0-3 yaş grubunun kesinlikle sosyal medyadan, telefondan ya da ekrandan uzak kalması gerekiyor. Sonrasında 3 ve 4 yaşlarında günlük 20-30 dakika, 4-5 yaşlarında 30-40 dakika, 5-6 yaşlarında günlük 1 saat oynayabilir. Tamamen ortadan kaldırmıyoruz, çocuğa oynayabileceği zamanlarda oluşturuyoruz. Özellikle ebeveyn denetimine olan sağlayan 'korumalı mod' uygulamaları kullanılabilir. Hem ebeveynlerin aynı zamanda içi de rahat eder hem de çocuklar uygunsuz içeriklerden uzak olarak sosyal medya veya bilgisayarları kullanabilme imkânı elde ederler. Aile içerisinde bir çatışma varsa, insanların birbirine alan açmadığı, saygı duymadığı ve sevgi göstermediği bir durum varsa bu tür olumsuz durumların çocukta görülebilme ihtimali çok daha yüksektir. Aile içi çatışma ve problemlerin muhakkak minimize edilmesi gerekiyor. Bu çocuk ne oluyor da bu noktaya gidiyor sorusunun yanıtı; eğer aile içi çatışmalar ise o zaman bağımlılık bir sonuçtur, sürece bakalım deriz. Aile içi iletişimin onarılması ve var olan problemlerin giderilmesi çok önemlidir. Böyle yapıldığı takdirde çocuğun sosyal medya, telefon veya tablet başından kalkarak aile ile vakit geçirmesi çok daha olası olur. Ailecek muhakkak plan ve program yapılmalı, her gün akşam bir saat beraber çay içilmeli, bir şey yapılmalı ve bunlar teknolojik aletlerden uzak kalınarak yapılmalıdır. Bunlar yapıldığı takdirde çocuğun sosyal medyadan uzak kalması daha beklenilebilir bir durumdur eğer bu olmuyorsa muhakkak bir uzmandan yardım alsınlar." ifadelerini kullandı. (İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir