KÜRESEL SİSTEMİ ALT ÜST EDEN VİRÜS: COVİD19
Bir virüs ne kadar sürede hayatımızdan çıkar? Hayatımızdan mı çıkar yoksa etkisini mi yitirir? Gelin bugün uzun süredir bizimle beraber olan, neredeyse bütün küresel düzeni değiştiren koronavirüsün etkisine bakalım.
Dünya sağlık örgütü Çin Ülke Ofisi, 31 Aralık 2019’da, Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan şehrinde, nedeni bilinmeyen zatürre vakaları tespit etti. 5 Ocak 2020 tarihinde ise, bunun daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir koronavirüs olduğunu ilan etti. Covid19 olarak adlandırılan bu virüs ortaya çıktıktan 3 ay sonra tüm dünyayı etkisi altına aldı ve adeta dünyada olağanüstü hâl ilan ettirdi. Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgını; fiziksel ve ruhsal olarak tüm insanları etkiledi. Başta Çin olmak üzere birçok ülkede yaşanan ölüm vakaları bir hayli fazla olmakta ve dehşet verici hadiseler yaşanmaktaydı. Özellikle virüsün çıkış merkezi olan Çin’de testleri pozitif çıkanların sürüklenerek evlerinden alınarak karantina merkezlerine götürülüşleri, sokakta bayılan insanlar tüm dünyayı dehşete soktu. Ülkelerin çöken sağlık sistemi, ölümlerin fazlalığı nedeniyle cesetleri koyacak yer bulunamaması, morga dönüştürülen kamyonlar, hastaneye dönüştürülen geniş alanlar.. Tüm bunlar virüsün etkisini ortaya koyuyordu.
Yaşanan süreç nedeniyle neredeyse tüm ülkeler virüsün izole edilmesi nedeniyle kapanmaya gitti. Ülkeler kendi vatandaşlarını özel uçaklarla getirtip karantinaya aldıktan sonra normal yaşantılarını sürmelerine izin veriyordu. Dünyayı altüst eden virüsün kaynağının laboratuvar mı yoksa hayvan pazarı mı olduğu tartışmaları sürerken Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Çin’ e bir araştırma ekibi gönderdi. Ekibin düzenlediği rapora göre ise Heyet, WHO ve hükümetlerin salgınla ilgili politikalarında hatalar olduğunu kaydetti. Raporda, WHO'nun daha önce "küresel acil durum" ilan etmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca mevcut politikalarda acil değişiklik yapılmazsa, dünyanın yine büyük bir salgın tehdidi riski altında olacağına dikkat çekildi.
Virüsün dünyaya etkisi sağlık sistemiyle sınırlı kalmadı. Sosyal yaşamdan izole olan halkın ruhsal sağlığıyla birlikte eğitim, tarım, endüstri gibi birçok alan mevcut virüsün etkisinden nasibini aldı. Virüsün etkisinin artmasıyla birlikte işsizlik arttı, küresel ticaret sekteye uğradı. Kâğıttan kahveye tüm ürünlerin ticareti aksadı, özellikle yoksul ülkeler giderek daha da yoksullaştı. İnsanların art arda hayatını kaybetmesi virüsün dünya nüfusunu azaltmak için bir kumpas olduğu fikrinin ortaya atılmasına sebebiyet verdi. Çünkü virüsle birlikte nüfus azalıyor, devletler ve halklar fakirleşirken milyarderler servetlerini artırıyordu. Bu sebeple geliştirilen aşıların güvenirliliği konusunda aralarında tıp insanların da olduğu önemli bir kesim çekincelerini ortaya koydu. Aşıların da bu kumpasın bir parçası olduğu düşünüldü. Peki, neydi bu virüs? Ne kadar gerçeklik barındırıyordu içinde? Risk grubunu en çok kimler oluşturuyordu? Hadi beraber bakalım…
KORONAVİRÜS NEDİR? İLK NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI?
Koronavirüs hastalığı (COVID-19), SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu, yüksek ateş ve nefes darlığı ile tanımlanan bir solunum yolu hastalığıdır. Tartışmalar olsa da hastalığın ilk olarak 13 Ocak 2020’de Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıktığı belirtiliyor. Kaynağın ise vahşi hayvan pazarında satılan hayvanlar olduğu belirtiliyor. Mevcut süreçte geniş ulaşım imkânları sebebiyle izolasyonun mümkün olmamasından dolayı hastalık kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Virüs dünyada sadece sağlık sistemini değil tüm küresel sistemi alt üst etti.
Bu virüsün ilk olarak bulaştığı kişilerde gösterdiği etki ölümcül olsa da zamanla mutasyona uğrayarak etkisini yitirmeye başladı. En çok karşılaşılan belirtileri ise ateş, öksürük ve nefes darlığı oldu. Dünyada maske akımı başlatan virüs, şiddetli olgularda zatürre, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüme neden oluyor. Özellikle kronik hastaları etkileyen virüsün erkeklerde daha fazla ölüme neden olması komplo teorilerini daha da güçlendirdi.
PEKİ, BU VİRÜS NASIL BULAŞIYOR?
Virüslerin en belirgin bulaşma şekilleri ağız yoluyla saçılan damlacıklar olduğu biliniyor. Bu nedenle öksürürken ve aksırırken ağzın kapatılmaması sadece koronavirüs için değil bütün virüslerin bulaşma oranlarını arttırmaktadır. Bulaş özelliği son derece fazla olan virüs için neredeyse tüm dünyada maske takma zorunlu oldu ve hijyene verilen önem arttı.
RİSK GRUBUNDA KİMLER VAR?
Sağlık bakanlığının yaptığı araştırma sonuçlarına göre çocuklar risk grupları içerisinde bulunmuyor ancak;
- 60 yaş üstü olanlar
- Ciddi kronik tıbbi rahatsızlıkları olan insanlar:
- Kalp hastalığı
- Hipertansiyon
- Diyabet
- Kronik Solunum yolu hastalığı
- Kanser gibi
Kişiler risk grubunun içerisinde yer alıyor.
Hamile olan kadınlar da ise korona virüs etkisine bakıldığında aslında çok ciddi semptomların olmadığı araştırmalarda görülüyor. Normal bir koronavirüs geçiren kişiyle hamile bir kadının geçirmesi arasında çok bir fark görülmüyor. Aynı şekilde anneden fetüse de bir hastalığın geçtiği bulgular arasında görülmüyor.
KORONAVİRÜS TANISI NASIL KONUR?
Kendisinde hastalık belirtileri fark eden kişi ilk olarak yakınlarındaki hastanelere giderek viral testleri yaptırabilir veya testleri satın alarak kendisi de evde yapabilir. Çıkan sonucun negatif veya pozitifliğine göre ise kişi kendisinde hastalık olup olmadığını öğrenebilir.
KORONAVİRÜSTEN NASIL KORUNABİLİRİZ?
Uzmalara göre virüsten korunabilmek için ilk olarak;
-Eller sürekli temiz tutulmalı
-Hasta olan kişilerle temastan kaçınılmalı
-Öksürme, hapşırma gibi durumlarda ağız kapatılmalı
-Mikropların fazla olabileceği alanlarda bulunulmamaya çalışılmalı
-Virüsle ilgili geliştirilen aşılar vurulmalı
KORONAVİRÜS AŞILARI
Tartışmalara neden olsa da koronavirüsü daha hafif geçirmek için mevcut yolun aşılanma olduğu biliniyor. Koronavirüs için kısa zamanda birkaç aşı türü geliştirildi. Bu aşılar vücudun bağışıklık sistemine COVID-19’a neden olan virüsü güvenli bir şekilde tanıtmayı ve yok etmeyi öğretecek şekilde oluşturuldu..
1.İnaktif Aşılar
-Gelenekselleşmiş yöntemlerle üretilir.
-Virüs parçalanıp etkisiz hale getirilerek vücudumuza zarar verilmeden bağışıklığımız uyarılır.
-Uzun dönem etkileri konusunda diğer aşılara kıyasla daha net konuşulabilir.
-Öldürülmüş virüs ihtiva etmelerinden dolayı ilk aşamada daha güvenli olduğu kabul edilir.
-2-8°C’de saklanabilir.
-Üretimi diğerlerine göre daha zor ve yavaştır.
-Türkiye’de yapılan faz III çalışmasının ara değerlendirme sonuçlarına göre aşının etkinliği %91,25 olarak tespit edilmiştir.
-Sinovac aşısı bu sınıfa girmekte
3.Mesajcı RNA (mRNA) Aşıları
-mRNA, vücudumuzda doğal olarak üretilen protein sentezinde rol alır.
-Laboratuvarda yapay olarak üretilen mRNA’lar tıpkı kendi mRNA’larımız gibi çalışarak virüse karşı bizi uyarmayı amaçlamaktadır.
-Bu moleküller daha sonra kendi moleküllerimiz gibi yıkılarak vücuttan atılırlar.
-Bu aşılar 25 yıldır kanser dâhil pek çok hastalığın tedavisine yönelik olarak kişiye özel immunoterapi yöntemleriyle çalışılan teknolojiye benzer şekilde üretilen aşılardır.
-Bu aşıların en büyük dezavantajı Biontech/Pfizer aşısının (BNT-162b2) -70°C’de, Moderna aşısının (mRNA-1273) -20°C’de saklanabiliyor olmasıdır.
-Biontech/Pfizer, Moderna aşıları bu sınıfa girmekte.
AŞININ YAN ETKİLERİ
Yorgunluk, baş ağrısı, ateş, titreme, kas/eklem ağrısı, kusma, ishal, aşı uygulanan bölgede ağrı, kızarıklık, şişlik gibi spekülasyonlar görülebilir. Bunlar karşısında ise bol bol dinlenmek, sıvı tüketmek ve parasetemol içeren ağrı kesiciler kullanmak bu etkileri hafifletebilir.
Aşılarla ilgili ortaya atılan iddialar güvenirlilik konusunda akıllarda soru işareti oluşturdu. Öğrneğin Bill Gates'in liderlik ettiği bir ekibin aşılarla insan vücuduna çip yerleştirdiği bile iddia edildi. İspanya'da Malaga aşı merkezinde, Covid-19 aşı tüpünde sivrisinek olduğu tahmin edilen bir cisme rastlanması üzerine 765 bine yakın Moderna aşısı geri çekildi. Japonya’da Pfizer üretimi kullanılmamış 5 Covid-19 aşı şişesinde yabancı madde tespit edildi. Bazı uzmanlar, aşıların yeterli testten geçmediğini ve bu yüzden yan etkilerinin tam olarak saptanamayacağını söyledi. Aşılılarda meydana gelen genç yaşta kalp krizi ve beyin kanamalarının bunun kanıtı olduğu iddia edildi.
GÜNÜMÜZDE KORONAVİRÜS
İlk olarak 2020 yılında tanıştığımız korona virüs 2022 yılının sonuna yaklaşmamıza rağmen hâlâ bizimle beraber. Çünkü bahsettiğimiz gibi bir virüsün oluşması, yayılması ve bulaşması çok hızlı ve etkili ilerleyen bir süreçten oluşuyor. Bu nedenle bir anda da bitmesi mümkün değil. Ancak mutasyonlarla beraber etkisinin azaldığı görülüyor. Yine de uzmanlar hâlâ bu virüsün artış gösterebileceğine dair açıklamalarda bulunuyor ve uyarıyorlar.