Diyabeti tetikleyen en önemli etken: Teknoloji bağımlılığı!
Dahiliye Uzmanı Doç. Dr. Eşref Araç, teknoloji bağımlılığının diyabeti tetikleyen en önemli etkenlerden biri olduğunu söyledi.
Diyabetin türleri, yaş kategorisi ve hastalığı tetikleyen unsurlar hakkında konuşan Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dahiliye Uzmanı Doç. Dr. Eşref Araç, obezite ve diyabet hastalığına karşı alınması gereken öncelikli tedbirin, gençleri teknoloji bağımlılığından uzaklaştırılmaktan geçtiğini dile getirdi.
Doç. Dr. Eşref Araç
Diyabetin toplumda sıklığı artan bir hastalık olduğunu ifade eden Araç, "Genel olarak Tip 1, Tip 2 ve gestasyonel diyabet dediğimiz gebelik diyabeti olmak üzere 3 çeşide ayırıyoruz. Daha önce tip 1 diyabet çocuklarda, tip 2 diyabet ise 30 yaş üstü erişkinlerde görülen bir hastalıktı. Ancak son zamanlarda özellikle beslenme alışkanlığının değişmesi, hareketli yaşamın azalması ve ekran başında geçen sürenin artması nedeniyle çocukluk yaşlarda da tip 2 diyabeti görmeye başladık." dedi.
"Çocuklarda diyabetin en sık sebebi aldığı kilolara bağlı olarak gelişen şeker hastalığıdır"
Normal şartlarda çocukluk çağlarında görülmeyen tip 2 diyabet diye adlandırılan şeker hastalığının son zamanlarda belli başlı nedenlerden kaynaklı olarak görülmeye başlandığını sözlerine ekleyen Araç, "Sağlıksız besin, asitli içecek, abur-cubur, paketlenmiş ve şekerleme ürünlerin tüketiminin artmasıyla beraber çocuklarımızın özellikle tablet, telefon ve televizyon gibi ekran başında geçen sürenin artmasından kaynaklı olarak dışarı çıkmamaları, dışarıda enerjilerini boşaltmamaları, egzersiz yapmamaları ve hareketli bir yaşamı sağlamamaları nedeniyle geçtikçe kilo almaları ve buna bağlı olarak şeker hastalığını görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Araç, "Son zamanlarda gençlik çağındaki 14, 15 ve 16 yaşlarındaki çocuklarda diyabetin en sık sebebi aldığı kilolara bağlı olarak gelişen şeker hastalığıdır. Bu hastalarımızın büyük bir çoğunluğunda aşırı kilolu ve hareketsiz çocuklar ile ekran başında bekleme arttıkça obezitenin daha fazlalaştığı ve buna bağlı olarak diyabet görme riskinin daha yüksek olduğunu görüyoruz." şeklinde konuştu.
"Çocukları teknoloji bağımlılığından kurtarabilecek faaliyetlere önem verilmeli"
Teknoloji bağımlılığının obeziteye ve diyabet hastalığına etkilerine değinen Araç, "İçerisinde bulunduğumuz teknoloji çağında çocuklarımızı telefon, tablet ve televizyondan uzak tutamayabiliriz, nitekim bu bir ihtiyaçtır. Birçok ev işleri ve eğlencenin yanında çocuklar ödevlerini de teknoloji üzerinden yapıyor. Pandemi sonrası online eğitimle birlikte çocuklarımız bu ödevlerini tablet veya bilgisayar başında görmeye başladılar. Ondan dolayı tamamen kısıtlama yerine sınırlandırma yöntemi kullanılmalıdır." diye belirtti.
Araç, "Bilindiği üzere toplumda birçok bağımlılık türü var. En çok bildiğimiz sigara, alkol veya madde bağımlılığı olsa da şu an gençler içerisinde en yaygın olanı teknoloji bağımlılığıdır. Bu anlamda çocukları teknoloji bağımlılığından kurtarabilecek faaliyetlere önem vermek lazım. Günde maksimum bir buçuk saat teknolojiye ayrılan zaman içerisinde ödevlerini yapmak veya bilimsel gelişmeleri takip etmek gibi faaliyetlerin yanında oyun oynamamaları veya belli bir kısıtlama getirilmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Ekran bağımlılığı üzerinde yaptığı bir çalışmada ekran başında geçen süre ile çocuklarda obezite görülme ihtimallerinin birbirine paralel olduğunu söyleyen Araç, son zamanlarda diyabetin asıl kaynağının obezite olduğunu ve obezit gelişen çocuklarda diyabet oranının çok olduğunu dile getirdi.
"Erişkinlik çağında kilolu olan gençlerimizin yüzde 80'i ömür boyu kilolu kalabiliyor"
Çocukları ekran bağımlılığından kurtarmanın yollarından birinin farklı faaliyetlere sevk etmek olduğunu kaydeden Araç, şunları söyledi:
"Özellikle önümüzdeki günlerde havaların daha soğuyacağı, dışarı çıkmanın biraz daha zor olacağı durumlarda çocuklarda ekran bağımlılığını daha da arttırabilme potansiyeline sahipler. Bunun önüne geçerek bir sportif veya sosyal faaliyetle, dışarıda olmasa da kapalı alanda kendi yaşıtlarıyla bir faaliyetin içerisine sokabilirsek bu bağımlılıktan kurtarabiliriz. Tabi ki bu yeterli bir durum değildir. Bunun yanında zararlı alışkanlıkların önüne geçmemiz gerekiyor. Bunların başında asitli içecekler, paketlenmiş veya şekerleme ürünler; içinde glikoz şurubu bulunan maddelerin büyük bir çoğunluğu çocuklarda hızlı kilo almaya, insülin salımının bozulmasına ve buna bağlı olarak diyabetin oluşmasına sebep oluyor."
Obeziteye karşı önlem alırken ekran başı saatini kısıtlama, sağlıklı yiyeceklerle beslenme, ev yemeklerini önemserken fastfood yiyeceklerden uzaklaşma, günde en az yarım saat veya 45 dakikalık yürüyüş yaptırabilme; futbol, basketbol ve yüzme gibi sportif faaliyetlere yönlendirerek kilo vermeleri sağlanabildiğini söyleyen Araç, "Vereceğimiz her kilonun diyabet oluşumundaki ötelemeyi veya engellemeyi sağlayabileceğini bilmemiz lazım. Kişi erişkinlik çağı döneminde ne kadar kiloluysa ileride bu kilonun kalma oranı o kadar yüksektir. O dönemde kilolu olan gençlerimizin yüzde 80'i maalesef ömür boyu kilolu kalabiliyor. Obeziteyi çocukluk çağında engelleyebilir, sağlıksız kilo alımının önüne geçebilirsek ileride obez olmamalarına, çocukluk çağında başlamayacaksa dahi ileride diyabet olmamasına, hatta sadece diyabet değil hipertansiyon, kolesterol gibi problemlerin oluşmamasını sağlayacağız. Bu konuda hem eğitimcilerimize hem sağlıkçılarımıza hem de ebeveynlerimize büyük görevler düşüyor." ifadelerini kullandı.