Bakan Özer: Sınavla öğretmenin yeterliliğini ölçüyormuşuz gibi bir manipülasyon ortaya çıktı
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2022-2023 eğitim öğretim yılı değerlendirme toplantısına katıldı.
Yeni eğitim öğretim yılına ilişkin yapılan hazırlıklara değinen Özer, bu yıl ilk kez 153 milyon ders kitabına ilave olarak 160 milyon yardımcı kaynağı öğrencilere ulaştırdıklarını söyledi.
Özer, son 20 yılda eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamaların kaldırıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu ülkede hepinizin malumu, eğitimin önünde başörtüsü engeli vardı. Bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar o gün başörtüsü yasakları olduğu zaman kadına şiddetle ilgili konuştular mı? Konuşmadılar. Bugün beyin göçüyle ilgili konuşanlar o kadınlarımız yurt dışına giderken konuştular mı? Yine konuşmadılar. Zaten onları kategori dışında tutuyorlardı. Başörtüsü yasağı son 20 yılda kaldırıldı."
Öğretmenlik Kariyer Sistemine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bakan Özer, şöyle devam etti:
"Burası problemlerin yaşandığı bir alan oldu. Bir kariyer sistemi inşa edildi ve bu kariyer sistemi de orijinal bir kariyer sistemi değildi; 2004'te Hüseyin Çelik Bakanımızın zamanında uygulanan bir kariyer sistemiydi. Biz sadece kotayı kaldırdık. 500 bin başvuru varsa 500 bini de geçiyorsa uzman öğretmen olsun, başöğretmen olsun istedik, hiçbir kota sınırlaması yapmadık. Ve 10 yıllık öğretmenin 180 saatlik eğitimden sonra sadece o almış olduğu eğitimi değerlendiren basit bir sınavla başarılı olması durumunda uzman öğretmen olduğu, 10 yıllık uzman öğretmenin 240 saatlik eğitimden sonra yapılan yine basit sınavla sadece o aldığı eğitimi değerlendirmeye yönelik bir sınavla başarılı olması durumunda başöğretmen olduğu bir kariyer sistemi inşa etmek istedik. Ve dedik ki eğer yüksek lisans yapmışsa öğretmenimiz, tezli tezsiz, eğitim alanında, eğitim alanı dışında hiç fark etmez, uzmanlık öğretmen sınavından muaftır, doktora eğitimi yapmışsa başöğretmenlik sınavından muaftır.
Şimdi yazdan itibaren bir problem başladı sosyal medyada. 'Hepimiz uzman öğretmeniz, itibarımıza dokunmayın…' Sanki biz sınavla öğretmenin yeterliliğini ölçüyormuşuz gibi bir manipülasyon ortaya çıktı. Kimin haddine ki öğretmenin yeterliliğini ölçmek? Bu isteğe bağlı bir kariyer sistemi, zorunlu değil. İsteyen öğretmenimiz eğer başvurur, bu süreçleri tamamlarsa uzman veya başöğretmen olabilir ama istemiyorsa öğretmen olarak hiçbir hak kaybı olmadan çalışmasına devam edebilir. Gelinen noktada ne oldu? Hatta siyasi parti liderleri boykot çağrısı yaptı. Sanki bizden fazla öğretmeni düşünüyormuş gibi ama öğretmenlerimiz herkese dersini verdi. Şartları sağlayan öğretmenlerin yüzde 95'i bu eğitimlere başvurdular. Eğitimlere başvuran öğretmenlerin yüzde 99'u eğitimlerini tamamladı. Eğitimlerini tamamlayan öğretmenlerin yüzde 98'i de sınava başvurdu. Tüm öğretmenlerimize en içten şükranlarımı sunuyorum."
Özer, son zamanlarda 'eylem, kısmi eylem ve tam gün eylem' çağrılarını duyduklarını, yarınki ve ondan sonraki gün eylemlerde öğrencilerin mağdur olmaması için her türlü önlemi aldıklarını söyleyerek, o eyleme katılan öğretmenlerin ders ücretlerinin kesileceğini, velilerle temas kurup öğrencinin okula gelmesini engelleyen öğretmenler hakkında da yasal işlem başlatılacağını belirtti.
5377 Sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu'na göre inşa edilen sistematiğin zorunlu olmadığını vurgulayan Özer, "Zorunlu olmayan bir şeyin eylemi olmaz, rasyonel değildir. İstemiyorsan girmezsin. Zorunluysa eğer istenmediği zaman eylem yapılabilir ama isteğe bağlıysa bunun eylemi olmaz. İstemiyor musun kardeş? O zaman sınava girme. Bırak da yararlananlar yararlansın bu imkandan. Onun üzerinden bir manipülasyon, spekülasyon yapmaya hakkın yok. Ki her konuşmamızda ifade ettik, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun bu hali sadece bir başlangıçtır. Her kanun çıktığı zaman bir başlangıçtır. Yeni ilavelerle yeni haklarla her zaman güncellenecektir, çok daha iyi noktalara getirilecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Sınavlar bitip süreçler tamamlandıktan sonra 2-3 iyileştirme yapacaklarını bildiren Özer, şöyle devam etti:
"Bir tanesi kıdemli öğretmenlerimizle ilgili. Yıl tam netleşmedi, 20 veya 25-30, tam net değil, yıla sahip olan öğretmenlerimiz uzman öğretmen olduktan sonra 10 yıl daha başöğretmen olarak beklemesinler diye o şartı kaldıracağız. İkincisi eğer eğitim alanında veya atandığı alanda tezli yüksek lisans yapmışsa 10 yıl beklenen uzman öğretmenlikteki bekleme şartını 5 yıla düşüreceğiz. Eğer eğitim alanında, yine atandığı alanda doktora yapmışsa doğrudan başöğretmenliğe başvurma hakkı getireceğiz. Sahaya sürekli kulak veriyoruz, sürekli birlikte karar vererek süreçleri iyileştirmeye çalışıyoruz ama kimse gölge etmesin, başka ihsan istemiyoruz. Biz okul yöneticilerimizle öğretmenlerimizle bu eğitim sisteminin her türlü problemini çözeriz ve çözüldüğünü de bakın gösterdik. 1 yıl gibi kısa sürede koymuş olduğumuz hedeflerin her birini adım adım gerçekleştiriyoruz. Bundan sonra da gerçekleştireceğiz inşallah çünkü bu ülkenin problemlerini çözme sevdamız var bizim. Biz para için çalışmıyoruz, insanların yaşantısına güzellik katmak için çalışıyoruz."