• DOLAR 34.664
  • EURO 36.341
  • ALTIN 2939.312
  • ...
‘ULEMA VE UMERAYA BÜYÜK  SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR’
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

RAMAZAN ZEREN - ÖMER YAZGİL / DİYARBAKIR

İTTİHADUL ULEMA'nın düzenlediği "7'nci Alimler Buluşması" programına katılan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, program sonrası değerlendirmelerde bulundu.

Düzenlenen programın önemine ilişkin konuşan Yapıcıoğlu, "İTTİHADUL ULEMA'nın düzenli olarak her yıl tertiplediği âlimler buluşmasının bu sene 7'ncisi gerçekleşti. Bu toplantılarda ümmetin genel anlamda sorunları ama her bir toplantıda en güncel, yakıcı, hızlı bir şekilde çözüm bulunması gereken sorunlar konuşuluyor. Bununla beraber bazı ilmi meseleler, davet ve medreselerin müfredatlarıyla ilgili konular masaya yatırılıyor. Bu sene de yine farklı alanlarda sunumlar oldu ama en önemlisi ümmetin girdiği durumdan nasıl çıkacağı ve âlimlerin bir araya nasıl geleceği konusuydu." dedi.

"İTTİHAT KONUSUNDA ULEMA VE UMERAYA SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR"

Yapıcıoğlu, "Değişik bölgelerden farklı mezhep ve meşreplerdeki âlimlerin birbirilerinden uzak kalması, hatta birbirileri ile çatışması için şer odakları şeytani planlar üretmeye devam etmektedir. Elbette bu konuda iki sınıfa çok büyük sorumluluk düşüyor. Bunlardan biri âlimler sınıfıdır. Eğer ulema, kendi aralarındaki ilmi ihtilafları ve pratiğe yönelik meselelerle ilgili farklı düşüncelerini ilim meclislerinde tartışırlarsa inanıyorum ki bu ihtilafları körükleyip farklılıkları çatışma malzemesi haline getirmeye çalışanların elindeki malzemelerden birini almış olacaklar. Sorumluluk düşen diğer sınıf ise idarecilerdir. Nitekim Peygamber Aleyhisselatu Vesselam, iki sınıf insandan bahsederken 'Onların fesadı ümmetin fesadına, ıslahı ümmetin ıslahına vesile olacak' diye belirtiyor. Bunlardan biri ulema diğeri umeradır." ifadelerini kullandı.

Ümmetin birliğinin, kardeşliğinin tesisi noktasında yöneticilere de çok büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü sözlerine ekleyen Yapıcıoğlu, "Mutlaka bu konuda ulemanın yol göstermesi ve zemin hazırlaması noktasında yine âlimlerin görevi var ama bu ulemaya da umeranın yani idarecilerin destek olması ve imkân hazırlaması gerekiyor. Elbette her yönetici bunu yapmaz. Farklılıklardan kendisine çıkar sağlayan ya da koltuğunu sağlama bağlayanların böyle hayırlı bir işe öncü ve destek olması beklenmemelidir. Fakat bu; gerçekten milletini düşünen, adaleti tesis etmeye çalışan, faydalı işler yapıp ileride hayırla yâd edilmek isteyen her idarecinin mutlaka yapması gereken bir şeydir" diye belirtti.

"AYRILIKTA AZAP, İTTİHATTA FERAHLIK VE KURTULUŞ VARDIR"

Ayrılıkta azap, ittihatta ferahlık ve kurtuluş olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, Allah'ın dediği gibi tüm Müslümanların Allah'ın ipine sımsıkı sarılması gerektiğini, kurtuluşun ancak bu şekilde gelebileceğini, bunun dışında bir kurtuluş yolunun aranılması durumunda ise bugün olduğu gibi yine emperyalistlerin Müslümanları birbirine kırdırmaya ve düşürmeye çalışacağının altını çizdi.

Yapıcıoğlu, "Birileri dar anlamda milletin maslahat ve menfaatlerini yerine getireceğim diye ümmetin farklı bir uzvuna haksızlık ediyor ya da haksızlığa sessiz kalıyorsa bu uzun vadede kendi aleyhinedir, bunu idrak etmeli ve görmelidir." şeklinde konuştu.

“Afganistan'la siyasi ve iktisadi ilişkiler kurulmalı”

Yapıcıoğlu, âlimlerin bir araya gelmesinin ümmet açısından çok önemli olduğunu belirterek sonuç bildirgesinde Afganistan'a yer verilmesinin memnuniyet verici olduğunu söyledi.

Gerçekleştirilen "7'nci Âlimler Buluşması" sonuç bildirgesinde Afganistan'a destek çıkılması yönünde yapılan çağrıyı HÜDA PAR olarak kendilerinin de daha önce yaptığını belirten Yapıcıoğlu, şu ifadelere yer verdi:

İngiliz imparatorluğuna diz çöktüren, belki Sovyetler Birliği'nin dağılmasına giden süreci tetikleyen, burnunu sürterek topraklarından kovan ve en son Amerika'nın burnunu sürterek kovan bir duruş var orada. Bu elbette sabrın sonucudur. O kardeşlerimiz cihada başlarken, Amerika ve Rusya'yı oradan kovmak için ayağa kalkarken, bu kadar sürede küresel emperyalist süper güçleri oradan çıkarabileceklerini belki kendileri de düşünmüyorlardı. Ama onlar 'direnmek bir vazifedir' diyerek direndiler ve Allah-u Teâlâ da onlara zafer ihsan etti.

"SONUÇ BİLDİRGESİNE YANSIMIŞ OLMASI BİZE MEMNUNİYET VERİR"

Yapıcıoğlu, "O toprakları işgal eden küresel güçler, bu sefer yeni yönetimin tanınmaması için bir baskı yapıyor. Yurdışındaki paralarına el koyuyor ve belki orada oluşacak iktisadi bazı zorluklar dolayısıyla halkın hoşnutsuzluğun artmasıyla ömürlerinin uzun olmaması için bir gayret içerisindeler. Onların bu çabasını gören İslam ülkelerinin idarecilerinin de bu baskılara boyun eğmeden bu kardeşleriyle bir ilişki kurmaları gerekiyor. Bu ilişkinin başında da ilk başta siyasi ilişki geliyor." dedi.

1979'dan bu yana 43 yıl geçtiğini ve bu kadar süredir Afganistan halkının sıkıntı yaşadığını söyleyen Yapıcıoğlu, "Harap olmuş, alt yapısı tahrip olmuş, insan kaynakları katledilmiş, genç nüfusunun bir kısmının şehid olduğu ve önemli bir kısmının yurt dışına çıktığı bir yerden bahsediyoruz. Yeraltındaki zenginlikleri çıkaracak teknik ve iktisadi imkânlara da sahip değiller. Bu anlamda kardeşlerimizin elinden tutulması gerektiğini bizler de söylüyoruz. Bunun sonuç bildirgesine yansımış olması bize memnuniyet verir" ifadelerini kullandı. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir