Karneler başarının ölçüsü değildir
Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri eğitim-öğretim yılı sonunda çocuklara verilen karnelerin başarının ölçütü olarak görülmemesi gerektiğini ifade ederek zayıf karneler nedeniyle dışlayıcı söylemlerden uzak durulması gerektiğinin önemine vurgu yaptılar.
ŞANLIURFA- Eğitim-öğretim yılının sonunda verilen karnelerin başarı için ölçü olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken STK temsilcileri öğrenciyi dışlayıcı söylemlerden ve şiddetten uzak durulmasının gerekliliğine vurgu yaptılar.
Şanlıurfa Peygamber Sevdalıları Platformu Sözcüsü Eğitimci M.Emin Baytar, bazı öğrencilerin karnelerinin zayıf olabileceğini belirterek sıkıntının sadece çocukta aranmaması gerektiğine dikkat çekti. Baytar" Hepimiz iyi biliyoruz ki eğitim sistemimizde ciddi sıkıntılar, yıl içerisinde defalarca değişen yöntemler mevcut olduğundan dolayı öğrencilerimiz başarısız olabilmekteler. Bunun için velilerin, öğrencilerin başarısız olan dersleri noktasında yardımcı olmaları gerekiyor. Veliler, öğrencilerin başarısız olduğu dersler için takviye programlar uygulamalıdır. Velilere, öğrenciyi dışlayarak daha ciddi sıkıntıların yaşanmasına neden olacak tavır ve söylemlerden kaçınmalarını tavsiye ediyorum. Aynı zamanda başarılı olan öğrencilerin başarıların devamı için öğrenciler uygun bir şekilde taltif edilmelidirler. Yaz tatili öğrencilerin boş zamanlarının bol olduğu bir zamandır bu nedenle ebeveynlerin öğrencilerin hem okul dersleri için hem de manevi gelişimleri için üzerilerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidirler."ifadelerini kullandı.
Velilerin, öğrencilerin gelişiminde karneyi bir kıstas olarak görmemeleri gerektiğini belirten Yakubiye Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Enes Demirer ise "Öncelikle ebeveynler karnesi iyi olan öğrenciler için ödüllendirici olmalıdırlar. Bu konuda çocuklarını daha çok teşvik edici olmalıdırlar. Başarısız veya karnesi düşük olan öğrenciler noktasındaysa ebeveynler kesinlikle cezalandırma yoluna gitmemelidirler. Cezalandırma yerine çocuklarına öğüt ve nasihatlerde bulunmalıdırlar dersleri için ek programlarla gelecek yıllar için motivasyonunu yükseltecek bir takım etkinliklerle bir takım eğitim çalışmalarıyla desteklemeleri gerekir."dedi.
Günümüzdeki eğitim sisteminin ezbere dayalı olduğu için öğrencilerin tam manasıyla verimli olmadıklarını belirten Demirer, ezber sisteminin öğrencide bazı bedensel ve ruhsal yorgunlukların had safhaya çıkmasına neden olduğunu bunun da öğrencide eğitime karşı sıkılganlık ve bıkkınlık oluşturduğuna dikkat çekti.
Eğitim sisteminin eksik bir yönünün de eğitim programının ağırlıklı olarak fenni ilimlere yönelik olması olduğunu belirten Demirer "Öğrencinin gelişimine yardımcı olacağına inandığımız manevi eğitimin eksik kalması öğrenci de birçok sorunun çıkmasına neden olmaktadır. Eğitim müfredatına Kur'an eğitiminin ve peygamber efendimizin hayatı alınmış olsa da bu dersler bir yere kadar doyurucu olmaktadır. Öğrencinin kişisel gelişimin sağlanabilmesi için manevi eğitimin içi doldurulmalıdır. Bunun dışında eğitimde karma eğitim sisteminin olması öğrencinin dikkatinin dağılmasına neden olan en büyük faktörlerdendir. Aynı zamanda velilerin çocuklarını eğitim derneklerine göndermelerini bu derneklerde manevi ve kişisel gelişiminin sağlanmasına yardımcı olmaları öneriyorum."ifadelerini kullandı.(Osman Gülebak/Mehmet Demir/M.Emin Polat-İLKHA)