Fransız balkonlar güvenlik riskleri taşıyor
Fransız balkonların güvenlik açısından riskler taşıdığına dikkat çeken uzmanlar, yaygınlaşan Fransız balkon kullanımına ilişkin güvenlik şartları oluşturulmasını ve denetimlerin artırılması gerektiğini söyledi.
Özel bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Rüştü Uçan, günümüzde binalarda sıkça kullanılan Fransız balkon mimarisine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Güvenlik açısından riskler barındırıyor
Yaygınlaşan Fransız balkon kullanımına ilişkin güvenlik şartları oluşturulmasını ve denetimlerin artırılması gerektiğini kaydeden Uçan, "Günümüz mimarisinde sıkça kullanılan Fransız balkonlar, standart balkon ebatlarında olmayan yani sandalye ve masa konulamayan balkonlardır. Yapısal olarak pencerelerin tamamen açılabildiği ve önlerinde bariyerlerin bulunduğu Fransız balkonlar genellikle hava almak amacıyla kullanılıyor. Fransız balkon denilmesinin nedeni Paris'te çok sık karşılaşılmasıdır. Ancak yeni dönemde Türkiye’de yer alan projelerde de sıklıkla uygulanıyor." dedi.
Estetik kaygısı güvenliğin önüne geçmesin!
Fransız balkonların son dönemde yeni binalarda çok kullanıldığını ancak bazı projelerde teknik ve sağlamlık konusunda emniyetin ikinci plana atıldığını belirten Rüştü Uçan, "Günümüzde estetik kaygısı, güvenliğin önüne geçti. Belediyelerin bu konuda gerekli denetimleri yapması ve önlemleri alması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Korkuluk mantolama üzerine yapılmamalı
Balkonlarda yükseklik, demirler arası mesafe ve monte yönteminin büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, sözlerine şöyle devam etti:
Yükseklik en az 90 cm, yatay bağlantılar arası ise en az 15 cm olmalı. Tercihen yatay değil aralıkları arası en fazla 15 cm olan dikey bağlantılar kullanılmalı. Müteahhit bir binayı yaparken balkon korkuluğunu manto malzemesinin üzerine sabitliyor. Böyle bir uygulamanın güvenliğinden söz etmek mümkün değil. Ancak Fransız balkonları yasaklamak da çözüm değil. Güvenlik şartları oluşturulmalı, olgunlaştırılmalı, denetimler artırılmalı, küpeşte yükseklik kriterleri tekrar gözden geçirilmeli. Ankrajlar mermere değil de betona önce hilti ile açılıp çok güçlü yapıştırıcı ile yapıştırılıp daha sonra vidalanmak suretiyle sabitlenmeli.
Çocukların güvenliği düşünülmeli
Cam ile korkuluk arasında 10 cm mesafe olması gerektiğini vurgulayan Uçan, "Özellikle küçük ve yeni yürümeye başlayan çocuğu olan ailelerde bu sorun sıkça dile getiriliyor. Burada olması gereken ise çocuk cam ile korkuluk arasına sığmamalı. Mimari aşamada güvenlik düşünülmeli. Ayrıca aileler de balkon veya pencere yakınına küçük çocuğu kucakta taşımamalı ve küçük çocuklar balkonda yalnız bırakılmamalı. Oluşabilecek kazaları önlemek için balkon demirleri ile tavan arasına emniyet fileleri takılması da bir çözüm olarak düşünülebilir." tavsiyesinde bulundu.
Denetimsizliğin sonuçlarını toplum yaşıyor
Konuyu İmar Yönetmeliği açısından değerlendirmenin doğru olmadığını ifade eden Uçan, "Ancak mimari aşamada tasarımlar yapılırken riskler düşünülmeli ve binalar inşa edilirken bu güvenlik önlemleri göz önünde bulundurulmalı. Mimarlar Odası’nın denetimlerini içeren bir belge olma özelliği taşıyan Sicil Durum Belgesi 2012 yılında kaldırıldı. Bu uygulama ile mimarların, projelerin ve tasarımların denetlenme zorunluluğu da kaldırılmış oldu. Denetimsiz bir ortam yaratıldı ve denetimsizliğin sonuçlarını millet olarak hepimiz çekiyoruz." dedi. (İLKHA)