Yapıcıoğlu Şehir Şehir Dolaşıyor, Halkı dinliyor HALKIN SORUNLARI VAR
Türkiye’de alışılagelmiş siyasi çizginin dışına çıkan HÜDA PAR, kamuoyu nezdinde takdir toplamaya devam ediyor. Siyasileri seçim dönemlerinde yanlarında görmeye alışık olan halk, HÜDA PAR’ın seçim olmamasına rağmen kendilerini ziyaret edip sorunlarını dinlemesini takdirle karşılıyor. Bu bağlamda Türkiye’yi karış karış gezen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, gittiği her il ve ilçede STK temsilcileri, kanaat önderleri ve esnaflarla bir araya gelerek sorun ve sıkıntılarını dinleyerek yetkili mercilere çözüm noktasında önemli tavsiyelerde bulunuyor.
Mehmet Sait Çelik-İzmir
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İzmir'de faaliyet gösteren STK temsilcileri, kanaat önderleri ve işadamlarıyla bir araya gelerek istişarede bulundu.
Yapıcıoğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Ege Bölgesindeki gezilerinin son durağı olan İzmir'de, partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen programa katıldı.
Toplantıda konuşan Yapıcıoğlu, siyasetten ticarete, yapılan israflardan doğadaki tahribata, kapitalist sistemin döngüsünden deprem konutlarına… birçok konuda değerlendirmede bulundu.
“BİZ SEÇİM ODAKLI BİR PARTİ DEĞİLİZ”
Halkın sorunlarını yakından görmek ve sorunların takipçisi olmak için memleket memleket dolaştıklarını ifade eden Yapıcıoğlu, "Memleketi dolaşıyoruz, belki diğer partiler de seçim yaklaştığı için memleketi dolaşıyor. Ama biz seçim odaklı değiliz. Eğer pandemi olmasaydı 2018 seçimlerinden sonra bugüne hep dolaşmış olacaktık. Araya giren o yaklaşık 2 yıllık kesintinin sebebi salgındı. İnşallah Haziran 2023'teki seçimden sonra da yine memleketi dolaşmaya devam edeceğiz. Yine kardeşlerimizle bir araya gelip onlarla temas edip onların gözünden memleketin sorunlarını, çözüm önerilerini dinleyecek, nasıl çözebileceğimizi birlikte istişare edeceğiz. Yani gezmeye devam edeceğiz." dedi.
“HÜDA PAR DOĞRUYU TAKDİR EDER, YANLIŞA KARŞI DURUR”
Siyasette iktidar-muhalefet anlayışının çok sağlıklı yürümediğini ifade eden Yapıcıoğlu, "Siyasetin hali malum ve ortadır. Birbirine muhalif olan partilerden bir tanesi bir şeye beyaz derse ona muhalif olanlar onun siyah olduğunu ispat etmek için bin dereden su getirirler. Ya da bir şeye doğru derse muhalif parti ona yanlış demek için çok yoğun bir uğraş içerisine girerler. Bu durum sadece bir taraf için geçerli değildir. Bizim muhalefet anlayışımızda bu yoktur. Biz diyoruz ki; hikmet müminin yitik malıdır onu nerede bulursa alır. Kim doğru söylüyorsa doğru onun tekelinde değildir, malı değildir, biz onu sahipleniriz. Kim de yanlış yaparsa bizim yanı başımızdaki kişi de yanlış yaparsa bizim vazifemiz onun yanlış yaptığını ona söylemek, onu yanlışından vazgeçirmek, onu dosdoğru bir çizgiye çekmeye gayret sarf etmektir. Bu anlamda bu toplantıların ve gezilerin bize ciddi katkısı ve faydası olduğuna inanıyorum." ifadelerini kullandı.
“BİZ İKTİDARIN YANINDA YA DA KARŞISINDA OLMAYA GÖRE FOTOĞRAFI DEĞİŞTİRMİYORUZ”
Siyaset arenasında yaşanan çekişmeye dikkat çeken Yapıcıoğlu, "İktidara göre memleketin hali gayet iyi, muhalefete göre her taraf yangın yeridir. Birine göre her şey çok iyi, diğerine göre her şey çok ters gidiyor. Biz iktidarın yanında ya da karşısında olmaya göre fotoğrafı değiştirmiyoruz. Fotoğraf neyse, en sağlıklı bir şekilde olduğu gibi görmeye ve anlamaya gayret ediyoruz. Bu yüzden memleket gezilerinde çok net bir fotoğraf çekmeye çalışıyoruz ama olur ki bizim gözlerimiz yanılmış olabilir, sadece kendi gözümüzle bakmayalım diyoruz. Ehl-i insaf, ehl-i akıl kim varsa, memleket meselelerine kafa yoran kim varsa onun gözüyle de olaylara bakalım istiyoruz. Memleketin hali nedir? Ondan da dinleyelim istiyoruz. Ta ki fotoğraf net bir şekilde olduğu gibi ortaya çıksın. Bu gayelerle memleketi dolaşıyoruz. Bu gezilerin bugünkü durağı İzmir. İnşallah bugün ve yarın İzmir’de bazı temaslarımız olacak." şeklinde konuştu.
Meşru bir daire içerisinde siyaset yaptıklarını belirten Yapıcıoğlu, meşru hedeflere ancak meşru vasıtalarla ulaşılabileceğine inandıklarını söyledi.
“KAPİTALİZMİ VE SİSTEMİNİ REDDEDİYORUZ”
Kapitalist sistemin insanı bencilleştirdiğine işaret eden Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:
Biz kapitalizmi reddediyoruz. 'Bir şeye sahip olan onu imha etme hakkına sahiptir' görüşünü kendimize yabancı görüyoruz. Bir insan bir şeye sahip olabilir ama sahip olduğu şeyi topluma zararlı olacak şekilde kullanamaz, onu israf ve yok edemez. Çünkü onun sahibi değil, sadece kullanma hakkı onundur. Dün Aydın'daydık. Orada akarsuların nasıl kirlendiğinden, içinde balıkların artık yaşayamaz olduğundan ve onunla sulanan toprakların çok ciddi bir verim kaybı yaşandığından bahsettiler. İnsanoğlu temellük ederse işte körfez böyle kokar. Biri 'bana aittir' der ve fabrikayı nehrin kenarında kurar, sanki nehir sadece babasının malıymış gibi istediği gibi atığını oraya döker, içindeki balıkları öldürür veya ormanları ve tabiatı tahrip eder, para kazanmak için her şeyi yapar.
Hesap verme bilinci ile hareket etme ve hesap verme bilinciyle siyaset yapmanın gerekliliğinin önemine dikkat çeken Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR, bu bilinçle siyaset yapmaya çalışan bir topluluktur. Yani inancını, hayatın merkezine alan ve buna göre Rabbini kendinden razı etmek için çaba sarf eden insanlar topluluğudur. Adaleti birinci önceliği kabul eder, ulaşılması gereken hedef olarak görür ve insanı merkeze alır, insan merkezli bir siyaset yapar." ifadelerini kullandı.
Konuşmasını sürdüren Yapıcıoğlu, kapitalist sistemin "hayatın faizsiz olmayacağı" mesajını bilinçaltına yerleştirmek için sürekli çabaladığına işaret etti.
Yapıcıoğlu, "Kapitalist sistemin bize belki dayattığı şeylerden bir tanesi de faizdir. Bunu o kadar hayatımızın içine, hatta zihinlerimize yerleştirdiler ki 'faizsiz' bile demiyoruz, 'sıfır faiz' diyoruz. Bilinçaltına, belki zihinlerimize şu mesajı veriyorlar: Faizsiz bir hayat mümkün değil. Faiz olmasa da aslında o sıfır faizdir ya da kasa kirası alsam negatif faizdir." diye konuştu.
“KONUT YARDIMLARI FAİZSİZ OLMALIDIR”
Deprem konutlarında yaşanan sıkıntılarla ilgili de değerlendirmede bulunan Yapıcıoğlu, "6 gün önce Elazığ'daydık. Orada da deprem konutlarıyla ile ilgili şikayetler vardı. Mesela köy yerinde yapılan konutların çok küçük olduğunu, köylünün, ziraatla uğraşanın alet ve hırdavatlarını koyacağı, hayvanlarının barınacağı yerlere de ihtiyaç olduğunu ama bunların hiç hesap edilmediğini söylediler. Köy yerlerinde küçücük evlerin, 60-70 metrekarelik evlerin yapıldığını, bunların ihtiyaca cevap vermediğini söylediler. Bunlar biraz da şundan kaynaklanıyor: Yani siyaset çok merkezden yapılırsa, masa başındaki memur; sahadaki gerçeklikle yüz yüze gelmeden, vatandaşın gerçek sorunu ve ihtiyacın ne olduğunu anlamadan, sadece orada projelendirilerek sorunlar çözülmüyor. Bu, onu gösteriyor. Hükümet, bir yerde afet olmuşsa, bu afetten dolayı zarar gören insanların mutlaka elinden tutulmalıdır. Onlara evlerini yeniden inşa ederken destek olduğunda da tabiatıyla faizsiz olmalıdır. İnşallah bununla ilgili bu sorununun merkeze taşıyıcısı ve çözüm adına takipçisi olmak için bir çaba içerisinde olacağız." dedi. (İLKHA)