• DOLAR 34.562
  • EURO 36.299
  • ALTIN 2916.845
  • ...
SÜNNET-İ MÜEKKEDE
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Doğruhaber / Haber merkezi
 
Sünnet-i müekkede, Peygamber Efendimiz (SAV)’in devamlı olarak işleyip nadiren terk ettiği, farz ve vacip olmayan amelleri manasında kullanılır. Buna “Sünnet-i hüdâ” adı da verilir. Fukahâ’dan bazıları ise sünnet-i müekkedeyi Hz. Peygamber (SAV)’in terk etmeksizin yaptığı ameller olarak anlamışlardır.

Sünnet-i müekkedeleri yerine getirme, dini hayatı kemale erdirmeyi ifade eder. Zira bu tür sünnetler, farz ibadetlerde yapılması ihtimal dâhilinde olan kusurları telâfi için meşru kılınmışlardır.

Resulullah (SAV), “Sünnetimi terkeden şefaatime nail olamaz” buyurmuştur. Buna göre sünnet-i müekkedeleri terk etmek harama yakındır ve Hz. Peygamberin şefaatinden mahrum kalma neticesini doğurur. Ancak buradaki terkten maksat özürsüz olarak sünnet olan fiili işlememekte ısrar etmektir.

Sünnet-i müekkedeleri yerine getiren kişi ise sevap kazanır. Meselâ sabah namazının farzından önce iki rekât, öğle namazının farzından önce dört rekât, sonra iki rekât, akşam namazının farzından sonraki iki rekât ile yatsı namazının farzından sonra kılınan iki rekâtlı namazlar sünnet-i müekkede’ye örnektir.

Ayrıca cemaatle namaz kılmakta sünnet-i müekkededir. Özürsüz olarak cemaati terk etmeyi Hz. Peygamber’in hoş karşılamadığı nakledilmiştir.

Bunlardan başka necaset olduğu zannedilen ellerin yıkanması, abdest alırken misvak kullanmak, yine abdest alırken ağız ve burnu iyice yıkamak, parmakları hilallemek, abdest alırken abdest azalarını üç defa yıkamak, ezanı yüksekçe bir yerde okumak sünnet-i müekkede’nin örneklerindendir. (Şamil İslam Ansiklopedisi)
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir