ANKARA - Seminerin açılışına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet`in hac ve umre konusunda dünyada bu organizasyonu yapan ülkeler arasında örneklik teşkil ettiğini belirtti.

 

Dünyaya örnek olarak gösterilebilecek bu hizmetin bir de eksikliğine dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Görmez, irşat, eğitim ve rehberlik hususunda istenilen seviyeye henüz gelinmediğini de ifade etti.

Haccın değişim ve dönüşüme vesile olacak bir ibadet olduğunu söyleyen Başkan Görmez şöyle konuştu;

 

"Haccın bir eğitim seferberliğine dönüşmesi gerekiyor. Hacı adaylarına hac öncesinde, hac esnasında ve sonrasında rehberlik yapacak hocaların her biri iyi bir eğitici olması gerekiyor. Bu konuda yapılması gereken çok şey var. Bu toplantı bir seminer değil, bir sohbet toplantısı değil, bu toplantı bir eğitim toplantısıdır. Kendi görev yerlerinize döndüğünüzde buradan edindiğiniz bilgileri hacı adaylarımıza yansıtın. Bu toplantıları birer eğitim toplantılarına dönüştürelim."

 

Hac, zamanın, çağın, şehirlerin, ulaşımın değişmesiyle değişime uğrayan bir ibadettir. Haccın menasiki bellidir. Kur`an haccın menasikini bütün açıklığıyla bizlere verir. Resul-i Ekrem umret`ül kazada ve Veda Haccı`nda nasıl yapılacağını göstermiştir. Ancak insanların taleplerinin değişmesi haccın mahiyetine ne kadar etki etti? Bunu düşünmek gerekir. Sözlükteki manası mahza gaye demek olan hac, zamanla değişimlerden etkilenerek mahza gayede değişime yol açmış mıdır? Bunu düşünmemiz gerekiyor.

 

Haccın çeşitleri ilmihal ve fıkıh kitaplarında bellidir. Ancak modern zamanda yeni hac çeşitleri ortaya çıktı;lüks hac, VIP hac, müstakil veya otel tipi hac. Bu çeşitler haccın mahiyetini ne derece etkiliyor? Bunları göz önünde tutmak gerekiyor. Hac bir ibadettir. Organizasyon boyutu olabilir, o boyutların her anı da ibadettir. Attığınız adımlar dahi ibadettir. Harem dairesine girdiğiniz andan itibaren abidsiniz. Harem dairesinin her yerinde haremde sayılırsınız. Orada yaptığınız işlerin her biri ibadettir. Haccı bir turizme dönüştürmek en büyük kötülüktür. İnancın gereği olarak yaptığımız bir ibadettir. Büyük ibadetlerden oluşan bir ibadettir. Bundan dolayı değişim ve dönüşümü doğru izlemek gerekir. Tavaftaki adamın hali namazdaki adamın hali gibi olmalıdır. Haccın tarih boyutu da var ancak diğer taraftan modern zamanlarda tarihsizleştirme çabası da var. Gelecek kuşaklara Hz. İbrahim, Sevgili Peygamberimiz (SAS) bu ibadeti bizlere nasıl bıraktılarsa bizde gelecek nesillere öylece bırakmalıyız.

 

Hac bir vahdet, birlik toplantısıdır. Dilleri, ırkları, renkleri farklı Müslümanları buluşturup, tanıştırıp, kaynaştırarak Kâbe`deki o birlik ruhunu tüm milletlere taşımanın gayesini görüyoruz biz hac ibadetinde. Kimseyi tanımadan, dertleşip sohbet etmeden hac ibadetini yapıp dönüyoruz. Hac mahza gayeyse o birlik ruhunu, ırkları, renkleri farklı insanları tevhit ederek vahdet potasında eritip kardeşlik bilinciyle dönmemiz gerekir. Farklı dillerin, renklerin, ırkların bir arada olduğu kafilelerden oluşan bir hac ibadeti benim ütopyam. O birlik ruhunu ülkemize taşımalıyız.

 

Üzerinde en çok durmamız gereken bir başka şey de haccın manasıdır. Hepimiz haccın hikmeti üzerinde durmalıyız. Haccı rutin bir seyahat olmaktan çıkarmanın yolu, hikmetini iyi bilmekten geçer. Hac iç içe geçmiş beş yolculuktur. Öncelikle içe yani kalbe yolculuk, ahirete yolculuk, tarihe yolculuk, kardeşlere yolculuk ve Rabbe yani evin gerçek sahibine yolculuk. Bu olmazsa hac ibadeti bir seyahate dönüşür. Mekke`de her hacının elinde Kur`an-ı Kerim, Medine`de siyer kitabı olmalı. Kâbe`de Kur`an halkaları oluşturmak gerekiyor. Ancak bu şekilde hac ibadetinden layıkıyla faydalanabiliriz.

 

Seminere Diyanet İşleri Başkanı Görmez`in yanı sıra Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdür Vekili Ergun Yücel ve Daire Başkanları katıldı. (İLKHA)