• DOLAR 34.555
  • EURO 36.602
  • ALTIN 2915.131
  • ...
İslam Sözkonusu Olunca Kıyamet...
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Konuyu gazetemize değerlendiren TİYEMDER başkanı Selahaddin Yazıcı, İslam düşmanı bu sendikaların İslam söz konusu olduğunda ayaklandığını ama on yaşında bir çocuğun içki içmesine ses çıkarmadığını belirterek adada İslam’a karşı 35 yıllık bir ambargonun mevcut olduğunu ifade etti. 

Mehmet Özcan / Doğruhaber

Kıbrıs`ta İslam düşmanları sınır tanımıyor!

Okulların yaz tatiline girmesiyle birlikte Türkiye’de olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de (KKTC) öğrencilerin dini bilgileri alabilecekleri yaz kursları açılıyor. Ancak Kıbrıs Din İşleri Başkanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın birlikte koordine ettiği ‘Dini Bilgiler Eğitimi’ kurslarında bu yıl ilginç bir uygulamaya gidiliyor. Kur’an-ı Kerim eğitimi verilmesi beklenen kurslarda Arapça herhangi bir metin bulundurulamayacak. Namaz sureleri ile dualar Latince metinler üzerinde ezberletilecek. Kur’an-ı Kerim’in öğretildiği elif-ba kitapçıkları yerine müfettişlerin denetiminden geçmiş, Din İşleri Başkanlığı’nın okullarda okutulan din kültürü derslerinin kitapları baz alınarak hazırladığı dokümanlarla dini eğitim verilecek.

Geçtiğimiz Pazartesi günü ders başı yapan kurslarda Kur’an-ı Kerim’in yüzünden öğretilememesine tepki gösteren aileler, çocuklarını Türkiye’ye gönderiyor. 12 yaşını bitirmiş 250 çocuk Kur’an öğrenmek için İstanbul ve Kayseri’ye geldi.

Okul okul dolaşıp kursları basan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretim Sendikası’nın (KTOEÖS) uyguladığı baskının, müfredatta değişikliğe gidilmesinde etkili olduğu belirtiliyor. İslam’a tam anlamıyla bir düşmanlık besleyen bu sendikalar adada bulunan Müslüman halka her türlü zorluk ve engeli çıkarmak için yoğun bir çaba harcıyor.

Konu hakkında görüştüğümüz Tüm İlahiyat ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği (TİYEMDER) Genel Başkanı Selahaddin Yazıcı, Kıbrıs’ta 30-35 yıldır İslam’a karşı bilinçli bilinçsiz bir ambargonun olduğunu, bunun artık tescil edilmiş bir sonuç olarak karşılarına çıktığını ifade etti.

İSLAM SÖZ KONUSU OLDUĞU ZAMAN AYAKLANIYORLAR

Kıbrıs’ta 11 yıldır çok yoğun bir faaliyet içinde olduklarını belirten Yazıcı, “Kıbrıs’ta din eğitimi, Kur’an eğitimi almak yasak olduğu için oradaki öğrenciler Türkiye’ye gelip değişik yerlerde din eğitimi alıyor. Burada eğitilip gidiyorlar. Bu taşımayı oradaki hükümet de biliyor. Ondan dolayı geçen yıl bu bahsettiğiniz Latin harflerle ilgili din kültürü dersi Kıbrıs’ta iki ilköğretim okulu ile iki de camide pilot uygulama olarak başlatıldı. KKTC yönetimi öyle bir kanun çıkardı. Buna rağmen bu sendikalar buralara baskın yaptılar, ‘Buralarda bunu yapamazsınız, edemezsiniz’ diye. Bu sendikalar tamamıyla ideolojik karakterleri ön plana çıkan, tabiri yerindeyse Sosyalist Komünist sendikalar. Kıbrıs’ta bunlar kendilerine bir yer edinmişler. Esasında herhangi bir yoğunlukları da yok. Çok marjinal bir grup, oradan oraya koşuşturuyorlar. Böyle bir kırk elli kişilik grup. Fakat desteklerinin nereden olduğunu tahmin ettiğimiz sendikalar sadece İslam söz konusu olduğu zaman, ilahiyat söz konusu olduğu zaman, imam hatip söz konusu olduğu zaman ve Kur’an söz konusu olduğu zaman ayaklanıyorlar” diye konuştu.

10 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIN İÇKİ İÇMESİNE SES ÇIKARMIYORLAR

Kıbrıs’ın bataklığa dönüşmüşlüğünün, kumarhaneler adası olmasının bu İslam düşmanı kesimleri hiç mi hiç alakadar etmediğini anlatan Yazıcı, “Kıbrıs’ta her elli altmış kişiye bir bar-pavyon düşüyor. Onunla alakalı hiç sesleri çıkmıyor. Yani orada çocuklar açısından söylüyorum, intiharlar oluyor. Ayrıca 10 yaşındaki çocuklar bira içki içiyor. Değişik kötü alışkanlıkları var. Bu konularla alakalı hiç sesleri çıkmıyor ama söz konusu İslam’la alakalı bağlantılı bir konu olduğu zaman hemen alevleniyorlar kendilerince” diyerek Kıbrıs’ın kötü maddelerin kullanılması açısından belki en önde giden adalardan biri olduğunu dile getirdi.

‘ÇOCUĞUMU GÖTÜR BÜTÜN SORUMLULUK BANA AİT’

Ama diğer yandan Kıbrıs’ta çok yoğun bir İslami talebin olduğunu, bunu çok yoğun bir şekilde görüp yaşadıklarını söyleyen TİYEMDER başkanı Yazıcı, “Gittiğimiz konferans ve seminerlerde, sohbetlerde bunu görüyoruz. Yazın çocuklarını böyle bir dini eğitim alsın diye tabi biraz da kültürel gezi amaçlı geliyor çocuklar, bu şekilde bir eğitim alması için her türlü riski göze alıyor, Türkiye’ye gönderiyorlar. Hatta aileler ‘benim çocuğumu götür bütün sorumluluk bana aittir’ diye ameliyathaneye giren bir hasta gibi muvaffakiyetname veriyorlar” dedi.

İSLAMİ TALEPLERE KÖR SAĞIR KALAN BİR YÖNETİM ANLAYIŞI VAR

İlköğretim düzeyindeki çocukların birçoğunun yıllardan beri, son beş altı yıldır da Kıbrıs’tan Türkiye’deki İmam Hatip Liselerine, İlahiyat fakültelerine öğrencilerin geldiğini kaydeden Yazıcı, bu durumun çok yoğun bir talebin olduğunu gösterdiğini anlattı. Ancak halkın ve kamuoyunun çok yoğun taleplerine rağmen Kıbrıs’ta bu taleplere kör, sağır kalan bir yönetim anlayışının yıllardan beri var olduğunu ifade eden Yazıcı, “40’lı yıllarda Şeflik dönemini andıran-hatırlatan bir yönetim anlayışı devam ediyor. Ama bu anlayış halkın talepleri önünde duramaz. İnsanlar cami istiyorsa cami, kurs istiyorsa kurs, İmam Hatip Lisesi istiyorsa bunları karşılamak mecburiyetindedir. Hatta kilise bile açmak için yoğun bir talep varsa onu bile açmak durumundasınız” diyerek KKTC yönetimine tepki gösterdi.

KIBRIS SAHABENİN FETHETTİĞİ TARİHİ BİR ADADIR

Diğer yandan Güney Kıbrıs’ta din eğitimi almanın, Kur’an Kursu da açmanın serbest olduğunu ifade eden Yazıcı, ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafında böyle bir yasağın söz konusu olmasının hiçbir akli ve mantıki izahının olamayacağını belirtti. Üstelik üniversitelerin çok yoğun bulunduğu bir ada olduğunu kaydeden Yazıcı, “Kıbrıs, çok köklü bir tarihi geçmişi olan birinci kuşak sahabe tarafından fethedilmiş bir adadır. Sonra adada peygamber efendimizin öz halası nene Hatun Binti Harem yatıyor. Binlerce sahabe-i kiram fetih için gelmiş parçalanmış, şehid olmuş. Böyle dini kökleri çok sağlam olan bir adadır. Belki dünyada kalesi en çok olan adalardan bir tanesidir. Ve fiziki olarak da işaret parmağını kaldırmış bir yumruğu andırır. Osmanlı donanması Kıbrıs paralelinden her geçişinde 41 pare top atışı yapar, Fatihalar, Yasinler okur öyle geçerdi. Yani öyle saygı duyulan manevi boyutu sağlam bir ada. O topraklar manevi açıdan çok kıymetlidir” şeklinde konuştu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir