Prof. Dr. Görmez: Alim ve alem, Allah'ın yeryüzündeki varlığının şahitleridir
Eski Diyanet işleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Allah'a güzel kul olacak ve ilmi alemin hizmetine sunmuş bütün ilim sahiplerinin Alem ile birlikte Allah'ın yeryüzündeki varlığının, vahdaniyetinin ve uluhiyetinin şahitleri olduğunu söyledi.
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından Uluslararası İslam ve Yorum sempozyumun 6'ncısı düzenleniyor. 13-15 Mayıs tarihleri arasında devam edecek "Dünden Yarına Teopolitik Boyutlarıyla Göç" sempozyumun açılışı Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Kur'an tilaveti ve protokol konuşmalarının ardından Eski Diyanet işleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "İslam Medeniyetinde İlim Göçü" ile ilgili konuşma yaptı.
Konuşmasına Türkiye halkının merhametine sığınan mazlumların konumunun tartışılması gerektiğini söyleyerek başlayan Görmez, insanlığın vicdan yükünü yıllarca omuzlayan bir milletin yaptığı alicenaplığı gölgeleyen tartışmaları doğru bulmadığını ifade etti.
İlim ile alem arasında ilişkinin olduğunu söyleyen Görmez; ilmin âleme ait olduğunu, insanların, ülkelerin, şehirlerin ilme sahip olamayacağı söyledi.
"İslam medeniyetinde göç konusunu, İslami kaynaklar ve referanslar çerçevesinde ele alacağını dile getiren ve programın gerçekleştirilmesinden, bunda yer almasından duyduğu sevinci anlatan Görmez, "Türkiye'de İlim hayıtımıza önemli katkıları olan Uluslararası İslam ve Yorum Sempozyumunun 6'cısının açılışında sizlerle birlikle olmaktan duyduğum mutluluğu sizlerle paylaşmak istiyorum." dedi.
"En büyük mahrumiyet vicdan ve merhametin bizim bedenimizde ve ruhumuzda mülteci konumuna düşmesidir"
Konunun girişinde Türkiye'ye hicret eden muhacirlerle ilgili tartışmaların olduğunu, bu konular ile İslam Medeniyeti'nde İlim Göçü konusunun karıştırılmaması gerektiğini, ikisinin birbirinden ayrılması gerektiğini belirtti.
Mehmet Görmez
Görmez, "İnsanlığın vicdan yükünü yıllar yılıdır omuzlayan aziz bir milletimiz var. Bu aziz milletin yıllardır gösterdiği bu alicenaplığa, bu büyüklüğe gölge düşürecek şekilde göç tartışmalarına girmeyi bu toprakların bir çocuğu olarak, bu ülkenin ilmi hayatında dini manevi hayatına az çok katkıda bulunan bir birey olarak, şahsen milletimizin alicenaplığına gölge düşürecek şekilde tartışmalara girmeyi doğru mu bulmadığımı ifade etmek istiyorum." şeklinde konuştu.
Mülteci meseleleriyle ilgili tartışmalara girerken vicdanların ve merhametin mülteci konumuna düşmesinin önlenmesi gerektiğini belirten Görmez şunları kaydetti:
Başkalarının bize mülteci olarak sığınması başka bir şeydir. Bizim bedenimizde ve ruhumuzda vicdanımızın ve merhametimizin mülteci haline dönüşmesi ayrı bir şeydir. Buna izin vermemiz lazım. En büyük mahrumiyet vicdan ve merhametin bizim bedenimizde ve ruhumuzda mülteci konumuna düşmesidir. Bu tartışmaları yaparken Rabbimizin göğsümüze yerleştirdiği vicdan ve merhamet penceresinden daima meseleyi değerlendirmeliyiz.
"Alim ve alem Allah'ın yeryüzündeki varlığının, vahdaniyetinin ve uluhiyetinin şahitleridir"
Konuşmasının devamında İslam Medeniyeti'nde ilim göçü konusuna değinmeden önce alim tasavvuru üzerine konuşan ve ilim göçünün ne anlama geldiğini anlamak için İslam Medeniyeti'nde alim tasavvurunun bilinmesi gerektiğini söyleyen Görmez, "İslam medeniyetinde Alim tasavvuru ve Alem tasavvuru ve ilim tasavvuru aynı tasavvurdur. Bunları biz birbirinden ayıramayız. Alim, alamet kökünden gelir ve Allah'ın varlığını şahididir. Alem de öyle aynı kökten gelir. O da aynı alamet kökünden gelir ve alem bütün eczalarıyla bütün ayetleriyle yaratıcının varlığının ve vahdaniyetinin yeryüzündeki şahitleridir. Dolayısıyla önce kendi ile bir ilişki vardır alim ile alem arasında kendi ile ilişki vardır. Her ikisi birlikte Yüce Rabbimizin yeryüzündeki varlığının ve de vahdaniyetinin ve de uluhiyetinin şahitleridir." ifadelerini kullandı.
Alimin aleme hitap ettiğini belirten Görmez, "Bizim medeniyetimizde ilim temellük edilmez. İlim insanların, ülkelerin, şehirlerin temellük edeceği sahip olacağı, benimdir diyebileceği bir şey değildir. İlim aleme aittir. Alim Sadece bir şehre, üniversitenin fakültesindeki öğrencilere veyahut bir ülkeye sözü olana alim denmez. Alim aleme hitap ederse alim olur. Aleme hitap etmeyen Alim olmaz. Alim ile alem arasında bir de doğrudan böyle bir ilişki vardır. Yüce Rabbimiz alimi kendi varlığının şahidi olarak gösterirken, aleme hitap ederken önce kendisini kendi varlığına şahit kılıyor, sonra meleklerini kendi varlığına şahit kılıyor, sonra ilim sahiplerini şahit kalıyor. Adaleti ayakta tutacak, alim olacak, ahlaklı olacak. Aynı zamanda Allah'a güzel kul olacak." şeklinde konuştu.
Sempozyuma; Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kubat, Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Doç. Dr. Adil Başkıran, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, öğretim üyeleri, hocalar ve öğrenciler katıldı. (İLKHA)