Şehid Tevfik Demir, Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Karasungur (Geliyêbuka) Mahallesi'nin Şargo Mezrasında hem koyun otlatıp hem cami de çocuklara Kur'an dersi veriyordu.

Şehid'in çevre mahallelerde yaptığı İslami çalışmaları hazmedemeyen PKK elemanları, 28 Nisan 1994 günü çobanlık yaptığı bir sırada gece vakti kurdukları hain saldırı sonucu Tevfik Demir'i henüz 15'indeyken şehid eder.

Şehid, henüz çocuk yaşlarda olmasına rağmen farklı bir olgunluğa sahipti ve İslami sorumluluklarını gevşeklik göstermeden yerine getirirdi.

Küçük yaşta babasından İslami terbiye ve Kur'an-ı Kerim eğitimini alan Tevfik Demir, çevresi ve yakınları tarafından da Kur'an-ı Kerim aşığı olarak bilinirdi.

İslami camianın camilerde genç nesli Kur'an'la buluşturma seferberliğinin başladığı dönemlerde Tevfik Demir'in kaldığı köyde cami yoktu. Bu durum onu Kur'an halkalarından uzak tutmaz ve Birâmehmetağa (Birê) Mahallesi'ne gider cami imamının olmadığı günlerde çocuklara Kur'an dersini verirdi.

Mazlum ve mütevazi bir yapıya sahipti. Akrabaları şehidi, "Günümüz toplumu içerisinde o yaşta öyle bir şahsiyetle karşılaşmak imkânsız gibiydi" diye tanımlardı.

İslam aşığı bir gençti. İbadetlerine düşkün biriydi; farz oruçların yanında sünnet oruçlarını da ihmal etmezdi.

Geceleri çobanlık yaptıkları vakitlerde dahi ibadetlerine dikkat eder, sabah namazını ihmaz etmez, Kur'an-ı Kerimi tilavet ederdi.

İslami camianın çalışmalarına önem veren Tevfik Demir, işlerini hassasiyetle yerine getirirdi. Nerede bir Müslümanın sıkıntısı olsa onun yanında olmak ister, şehidlerin ailelerini ziyaret ederek başsağlığı diler, bölgede bir sohbet halkası kurulsa muhakkak icabet ederdi.

Hem çobanlık hem de camide çocuklara hocalık yapardı. Aile içi ilişkileri iyiydi. Çevre halkı da kendisini çok severdi. İslam davasına katkı sunabilmek için çok çalışır, Müslümanlara faydalı olmak isterdi.

Şehadeti

Şehid Tevfik'in yaşıtlarına rağmen büyük bir olgunlukla İslami çalışmalarda bulunması eli kanlı örgütün tekerine çomak sokmuş, planlarını akamete uğratmıştı. Örgüt bu nedenle tek çareyi Tevfik Demir'i katletmekte bulur.

Şehid Tevfik'in yakın akrabalarından Molla Seyithan Kaya, 28 Nisan 1994 yılında yaşanan olayı şöyle anlatıyordu:

"Şehid Tevfik, ağabeyiyle beraber dağ başında nöbetleşe hayvanların korumasını sağlıyordu. O gece yoğun bir şekilde yağan yağmurda ıslanan ağabeyi, 'artık bu saatten sonra yağmurlu havada herhangi bir sıkıntı olmaz' diyerek nöbetini terk eder. Ağabeyinin gidişini fark eden hainler, silahlarla saldırdılar. Şehid Tevfik'i başından, arkadaşı Hadi'yi ise farklı yerlerinden vururlar. Vücuduna iki mermi isabet eden Hadi yaralı olarak kurtulur ancak Tevfik başından aldığı kurşunla orada şehid olur." (İLKHA)