Ramazan ayında oruç tutmayanların tutanlara karşı saygıları gittikçe azalıyor
İnananlar için önemli bir yere sahip olan Ramazan ayı kişilerin samimiyetlerini de ortaya koyuyor. Eskiden Ramazan'da oruç tutmayan biri büyük bir suç işlemiş gibi olurken günümüzde oruç tutmayanlar tutanlardan saygı bekler oldu.
Eski Ramazanlarda insanların birbirlerine karşı şefkat ve merhametle davrandığı, yardımlaşmanın had safhada olduğu, şu anda ise bu hasletlerin neredeyse kalmadığı açık bir şekilde görülüyor.
Günümüzde oruç tutanların geçmiş yıllara oranla çok daha da azaldığını belirten Mustafa Arslan, “Eskiden birisi oruç tutmadığı zaman kimse bilmiyordu. Oruç tutmayan kişi kendini o kadar gizliyordu ki kimse onun oruç tutmadığını anlamıyordu. Bu zamanda ise insanlar meydanlarda açık bir şekilde yiyip içiyorlar.” dedi.
“Bu asırda oruç tutan gizli, oruç tutmayanlar ise aşikâr olmuş”
Bu asırda oruç tutanların gizli oruç tutmayanların ise aşikâr olduğunu söyleyen Arslan, “Eski devirlerdeki inanç, itaat bu asırdakinden daha üstündü. Bir insan çıkıp da Allah böyle buyurmuştur dediği zaman 40-50 yaşındaki insanların gözyaşları yağmur gibi akıyordu. Bugün baktığımızda insan nerededir? hangi seviyede? ne için çalışıyor? neyden haberdardır. Sabahtan akşama kadar elinde telefon var. Telefon hariç hiçbir şey bilmiyor. Telefon reklamında ne varsa onu diyor. Telefondaki bilgilerin çoğu yalan ve yanlış haberlerdir. Allah muhafaza çoğu bataklıktır.” diye belirtti.
“Günümüzde ne dünya marifeti ne de din marifeti kalmış”
Arslan, “Eskiden böyle değildi. Eski zamanlarda Müslümanlar bir şeylerden bahsettiği zaman dışarda olsa, nerde olursa olsun 'Bir âlim veya bir Müslüman gelmiştir' dedikleri zaman herkes toplanıp onun yanına giderdi. En azından âlimlerden bir marifet alalım diye çaba gösterirlerdi. Ahiret marifeti almasaydılar bile dünya marifeti alırlardı. Günümüzde ne dünya marifeti var ne de din marifeti kalmış. Çok berbat bir asırdayız. Allah bütün Müslümanları ve bizleri muhafaza etsin.” diye konuştu.
“Bizler hak yolu ve Allah’ın ipini bıraktık ve hep geriye doğru gidiyoruz”
Oruç hiçbir zaman değişmiyor diye belirten Hacı Mehmet Türker de “Oruç yüzyıl önce nasılsa günümüzde de öyledir. Milletimiz değişmiş ve İslamiyet’ten uzaklaşmıştır. Milletimiz Allah’ın ipini bırakmıştır. Bugün gidiyorsun çarşılara, Ramazan ayı olup almadığını anlamıyorsun. Bilmiyorsun bu hangi aydır. Bazılarına soruyoruz ‘niye oruç tutmuyorsun?’ oruç farz değil diyor. Allah muhafaza etsin ve bizleri hak yolda ayırmasın.” diye belirtti.
Türker, “Bizler hak yolu ve Allah’ın ipini bıraktık ve hep geriye doğru gidiyoruz. İleriye hiç gidemiyoruz. Bu gidişe ne lazım? Müslüman alimlerimizin meydanlara televizyonlara ve radyolara çıkıp anlatmaları gerekiyor. İnsanlar giderek İslamiyet’ten uzaklaşıyor.” dedi.
Eskiden saygı, büyüklük ve hürmetin var olduğunu söyleyen Hacı Abdullah Keser, “Geçmişte oruç tutanlar tok değildiler ve tam anlamıyla sofradan aç bir halde kalkıyordular. Kimse oruç tutmamazlık etmiyordu. Oruç tutamayanlar ise belki sahura kalkamayanlar hükmü olanlardı. Kimse oruçlarını yemiyordu. Allah korkusu kalplerinde vardı.” diye belirtti.
Keser, “77 yaşındayım ömrümde 12 gün oruç tutmadım. Onunda kaza oruçlarımı tuttum. Günümüzde öyle değil. Adam babasının yanında sigara içiyor. Oruçlu mu değil mi hiç oralı olmuyor. Ben kendim akciğerden ameliyat ve kalpten de anjiyo oldum. Ona rağmen Ramazan orucumun hepsini tuttum.” diye konuştu. (İLKHA)