Meteoroloji Mühendisi Çukurçayır: İklim değişikliği küresel bir olay bütün insanlığı ilgilendiriyor
İklim değişikliği ile ilgili İLKHA'ya açıklamada bulunan Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Fırat Çukurçayır, iklim değişikliği küresel bir olay olduğunu bu yüzden bütün insanlığı ve canlıları ilgilendirdiğini söyledi.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) bünyesinde bulunan Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Fırat Çukurçayır, İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabirine yaptığı açıklamada, iklim değişikliğin tek sebebi insanoğlu olduğunun altını çizdi.
Konuşmasının başında "iklim" ile ilgili bilgi veren Çukurçayır, "İklim en az 30 yıllık meteorolojik koşulların bir ortalaması. Yani bugün yaşadığımız hava, yarın yaşayacağımız hava gibi. Bütün hava şartlarının, hava durumlarının o en az 30 yıllık ortalaması bize iklim tanımını veriyor. İklim değişikliği de bu ortalamalardan meydana gelen anormallikler ile ilgili bir durum. Yani 30 yılın ortalaması diyelim Ankara için konuşalım. Diyelim ki 14 derece sıcaklığımız var. İşte 600 milimetre yağış ortalamamız varsa 30 yıl sonra biz bu değerlerden ne kadar sapma var ne kadar artma ya da azalma varsa ona göre iklimle ilgili yorumlar yapıyoruz. Meydana gelen anormallikler de iklim değişikliğini oluşturmuş oluyor." dedi.
"İklim değişikliğinin tek sebebi insanoğlu"
İklim değişikliğinin sebeplerine de değinen Çukurçayır, "İklim değişikliği sebepleri nedir derseniz, iklim değişikliğinin tek sebebi insanoğludur çünkü dünyamız milyarlarca yıldan beri var. Hatta Osmanlı tarihine bakarsanız, Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde dediği gibi Erzincan'dan yola çıkan bir sincap, hiç ayakları yere değmeden Üsküdar'a kadar gidebildiği bir coğrafyada. 1402'de Yıldırım Beyazıt ile Timur'un yapmış olduğu Ankara Savaşı'nda fiillerini sakladığı ormanlardan bahsediliyor. Bugün ne öyle ormanlar var ne de öyle sincaplar var. Bunun temel sebebi artan nüfus artışı ve insanoğlunun doğayı çok hızlı tahrip etmesi. Tek sebep insanlar. Eğer yüzdelik üzerinden konuşacaksak. Yüzde 99'un üzerinde insanlar, yüzde 1'de doğal olarak meydana gelen iklimin kendi sirkülasyon içerisinde meydana gelen değişimleri de var. Dünya'nın ısınması, soğuması gibi." ifadelerini kullandı.
"Kuraklık gibi bütün olaylar iklim değişikliğinin insanoğluna çıkarttığı olumsuz faturadır"
Açıklamasının devamında Çukurçayır, şunları aktardı:
Şimdi iklim değişikliği kendisini sıcaklık artışı ve yağış azlığı ile ilk önce gösteriyor. Ondan sonra da doğal afetlerle. Yani kuraklık, orman yangını ve seller bütün bunlar iklim değişikliğinin insanoğluna çıkartmış olduğu faturalar. Dolayısıyla insanoğlunun iklim değişikliğinden nasıl etkilendiği noktasında ilk akla gelenler bunlardır ama bunun dışında salgın hastalıklar da aynı şekilde iklim değişikliğinin bir sonucu. Suya olan ihtiyacın artması, kuraklık, tarımsal kuraklık, normal içme suyundaki kuraklık ki ihtiyaçlar gibi bütün bu olaylar iklim değişikliğinin insanoğluna çıkarttığı olumsuz faturalar.
"Bütün insanoğluna ve canlılara bu iklim değişikliğinin olumsuz faturası yansıyacak"
İklim değişikliğinin bütün insanlığı ve yaşamı ilgilendirdiğini hatırlatan Çukurçayır, "Şimdi insanoğlu bununla ilgili neler yapabilir diye sorarsanız, aslında bireysel olarak bir kişinin, bir toplumun ve bir ülkenin bu konuyla ilgili çok fazla yapacak şeyi yok. Çünkü bu küresel bir olay. Bütün insanlığı ilgilendiriyor, bütün yaşamı ilgilendiriyor. Sadece insan yaşamını değil, tüm canlıların yaşamını ilgilendiriyor. Bir de insanoğlunun var olduğu ilk günden bugüne kadar. Doğaya salmış olduğu emisyonlar iki sistem tarafından yok ediliyor. Bir tanesi karasal ekosistemler, bir tanesi de deniz ekosistemleri. Şimdi bu iklim değişikliğinden dolayı bu iki ekosistem de tahrip olmuş durumda. Dolayısıyla her gün bir önceki günden daha kötü. Onun için Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadelede bütün ülkeleri taşın altına elini koymaya çağırıyor çünkü bu bir ülkenin problemi değil. Tamam ilk önce etkilenecek olan ülkeler ada ülkeleri. Onlar deniz seviyesinin yükselmesinden dolayı ciddi sıkıntı yaşayacaklar çünkü buzullar eriyor. Buzullar eridiği için de deniz seviyesi her geçen yıl daha yükseliyor ama sonuçta bütün insanoğluna, bütün canlılara bu iklim değişikliğinin olumsuz faturası yansıyacak. Dolayısıyla bireysel olarak insanların çok fazla yapabilecekleri bir şey yok ama bu mücadeleye katkı olsun diye ülke olarak neler yapabiliriz derseniz ya da kendi çapımızda neler yapabiliriz derseniz, birincisi karasal ekosistemleri ve deniz ekosistemlerinin her alanında herkesin koruması lazım." diyerek uyardı.
"Dünyada kesilen ve dikilen her ağacın insanoğluna mutlaka olumlu ya da olumsuz faturası var"
Fırat Çukurçayır
Çukurçayır, "Dünyada kesilen her ağacın, dikilen her ağacın insanoğluna mutlaka olumlu ya da olumsuz faturası var. Dolayısıyla yağmur ormanlarında yağmur ormanlarının tahrip edilmesinin Türkiye coğrafyasındaki insanlar için banane deme şansı yok. Çünkü karasal ekosistemler insanlığın ortak malı. Deniz ekosistemleri de aynı şekilde. Eğer biz bunları koruyamaz isek burada bahçemizin önüne dikeceğimiz iki tane ağaçla biz çok fazla şey yapamayacağız çünkü küresel ölçekte bunları korumak durumundayız ki iklim değişikliğiyle ilgili mücadelemiz bir başarı kazanma ihtimali kazansın. Onun dışında fosil yakıtlardan uzak durmamız gerekiyor. Paris Anlaşması'nın da getirdiği koşullardan bir tanesi oydu. Gerçi çok fazla uygulanamadı ama gelecekte uygulanması gerekiyor. Sera gazı emisyonlarını azaltmamız gerekiyor hem ülkeler olarak hem bireyler olarak. Dolayısıyla bunları yaptığımız zaman bu mücadelede yol kat edebilme şansımız var. Yoksa aksi halde tüm insanlık için çok ciddi sıkıntılar var." dedi.
"Küresel ısınma şu anda insanoğlunun önündeki en büyük tehdit"
Küresel ısınma ve küresel donma konusunda da Çukurçayır, "Küresel soğuma aslında uzak bir ihtimal gibi duruyor. Çünkü biz hep küresel ısınmayı konuşuyoruz. Küresel ısınma şu anda insanoğlunun önündeki en büyük tehdit ama bazı bilim adamları mini bir buzul çağından da bahsedenler var. Ama bize göre bu uzak bir ihtimal çünkü gerçekten tüm dünyada küresel olarak sıcaklıklar her geçen yıl daha çok artıyor ve dünyanın en sıcak 20 yılı, son 20 yıl ve bu trend sürekli yükselerek devam ediyor. Dolayısıyla bu kadar sıcaklık artışından sonra küresel bir donma yaşar mıyız noktasında biraz ütopya gibi bir olay yani hayalcilik gibi bir olay. Ben çok fazla ihtimal vermiyorum küresel soğumaya. Biz tam tersine bugünkü sıcaklıklarımızı bile koruyabilsek başarı." şeklinde belirtti. (İLKHA)