• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...
Stokçuluk yapan marketlere ne yapalım?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Haber/Yorum-Mustafa Karakaş

Vahşi kapitalizmin şekillendirdiği insan/şirket modelinden sahabe ahlakı beklemek gibi garip bir halimiz var.

 Tüm dünyada bir yangın var.

Belki Türkiye’de biraz fazla hissediliyor, belki de biz biraz fazla konfora alıştık.

Ayçiçek yağına zam gelecek söylentisini duyduğumuz an gidip yağ stoklamaya başlıyorsak bu biraz değişik bir fakirlik.

Geçmişteki fakirlik yokluk merkezli idi.

Bugün ise bir kısmı zaten alamıyor ama daha büyük bir kısmı evi zahire ambarına dönüştürüyor ve sonrada fiyatlardan şikayet ediyor.

Arz-talep dengesizliği fiyatları ha bire arttırıyor.

Hükümet bu yangını söndürebilmek için ne yaptı? Önce gıdada KDV indirimine gidildi. Peki fiyatlar indi mi? Ne gezer!!!

Hatta enflasyon yakıtı bahane ederek biraz daha azdı.

Doları gerekçe gösterip zam yapan kartelleşmiş zincirler dolar indiğinde indirim yaptı mı? Hayır

O halde yakıt indiğinde de bir indirim falan olmayacak.

Hükümet temizlik malzemelerinde de 1 Nisan’da geçerli olmak üzere KDV indirimine gitti. 3 ayların başında gıdada KDV indirimi Ramazan’ın başında hijyen maddelerinde KDV indirimi…

Bunlar vatandaşı koruma amaçlı hamleler ama hiçbir anlamı olmuyor.

Zira sermaye sahipleri şimdiden bindirimlerini yaptılar… Yani tüm temizlik maddelerine, çocuk bezlerine zammı dayadılar… 1 Nisan’da KDV indirimi deyip – vicdanlı olanlar- eski fiyatlarına getirecekler.

Yani eskiden devlete vergi olarak giden paramız artık zincir marketlerin patronlarına gidecek

Canları sıkılınca şeker yok diye bir söylenti yayacaklar… Sonra 5 kilogramlık şekeri 35 liraya alıp 90 liraya satacaklar…

Stokçuluk yapıp halkın alın terini kene gibi emecekler?

Peki çare nedir?

Hükümet para cezaları kestiği halde bu yangın sönmüyor?

2018 yılında soğan ve patates ile başlayan stokçuluk yağ ve şekerle halkı vurmaya devam ediyor.

O hasıl bir çözüm bulunmalı!

Şüphesiz kanun devletinde en önemli özellik hakkaniyet ve caydırıcılıktır.

Özellikle kriz dönemlerinde caydırıcılığın arttırılması lazım.

Ne mi yapılabilir?

Stokçuluk yapan marketlerin şubeleri için “kapatma kararı” alınabilir.

Yani deposunda şeker olan ama bunu reyona, raflara taşımayan marketi kapattığınız an ve bir daha o mahalle/semtte şube açmasına izin vermediğiniz an…. Muhtemelen biraz daha caydırıcı olur.

Zira para cezaları hem caydırıcı değil hem de marketler bunu yine halka fatura ediyor.

Şube kapatma kararlarının verilmesi hem mahalle bakkallarının biraz nefes almasına neden olur hem de kartelleşmiş ve neredeyse tüm ülkeyi işgal etmiş marketlerin sayısını azaltacaktır.

Şu an Türkiye’nin yaşadığı servetin tekelleşmesi sorunudur.

Birkaç şirket istediği gibi at oynatmakta, vatandaşın cüzdanının üstünde tepinmektedir.

Hükümet faturayı marketlere kesmese halk faturayı iktidara kesecek.

Bunu görmek için kâhin olmaya gerek yok!

Bu haberler de ilginizi çekebilir