İŞGAL REJİMİYLE "NORMALLEŞME" FİLİSTİN DAVASINA ZARAR VERİR
Türkiye’nin siyonist işgal çetesi ile normalleşme adımları atmasının yankıları devam ediyor. Siyonist işgal rejimini devlet olarak tanımadıklarını, normalleşme adı altında atılan adımların Filistin’in davasına zarar vereceğini belirten HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Siyonist işgal rejiminin cesaretini artıracak her bir adım Filistin davasına ihanettir, zarar verir.” dedi.
Mevlit Akkılıç-DOĞRUHABER HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, katıldığı Rehber TV Gündem Özel Programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Programda yaptığı konuşmada, İslam ülkeleri yöneticilerinin siyonist işgal rejimiyle “normalleşme” adımları atmasına tepki gösteren Yapıcıoğlu, körfez ülkelerinin siyonist rejimle ilişki kurduğunda buna 'normalleşme' dediklerini, bu normalleşme kelimesinin ise bir tuzak olduğunu söyledi.
“Sanki işgalciler meşruymuş gibi bir algı oluşmasına sebebiyet veriyor” diyen Yapıcıoğlu, “Bize göre onların varlığı bile normal değildir. Biz onları bir devlet olarak tanımıyoruz. Bugün işgal altında tuttukları topraklarla yetinmeyeceklerini saklama gereği bile duymuyorlar. Onlarla ilişkiyi 'normalleşme' olarak nitelendirmek bir tuzaktır. Siyonist işgal rejiminin cesaretini artıracak her bir adım Filistin davasına ihanettir, zarar verir.” ifadelerini kullandı.
“KUDÜS'Ü TESLİM EDERSENİZ ANKARA DA ŞAM DA BAĞDAT DA GÜVENDE OLMAYACAKTIR”
Türkiye'nin dış politikada birçok alanda değişikliğe gittiğinin görüldüğüne dikkat çeken Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: “Daha önce BAE, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerle ilişkiler bozulmuştu. Son dönemde onlarla ilişkilerin eski seyrine yönelik çalışmalara 'normalleşme' denmesi mümkündür. Ancak siyonist işgal rejimiyle yakınlaşma üstelik Mavi Marmara davası sürecinde bazı şartlar öne sürülmesi ve siyonist rejimin o şartların hiçbirini yerine getirmemesine ve geri adım atmamasına rağmen bu yapılıyor. Halen daha iki devletli bir çözümden, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinden bahsediliyor. Daha önce de söyledik. Siz sadece Doğu Kudüs'le yetinirseniz onlar Kudüs'ün tamamını almak için elinden gelen çabayı ortaya koyacak. Kudüs'ün batı tarafını onlara bırakırsanız Doğu Kudüs'e de sahip çıkamazsınız. Kudüs'ü teslim ederseniz Ankara da Şam da Bağdat da güvende olmayacaktır.
Dış politikada menfaati her şeyin önüne geçiriyorsanız bu adımlar şaşırtıcı değil. Biz HÜDA PAR olarak diyoruz ki dış politikanın temelinde adalet olmalıdır. Körfez ülkelerinin işgal rejimiyle ilişki kurmaları normalleşme değil anormalleşmedir.”
“UKRAYNA OLTANIN UCUNA TAKILAN BİR YEM GİBİ”
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını da değerlendiren Yapıcıoğlu, Amerika’nın Ukrayna'yı Rusya'ya yem yaptığını söyledi.
Yapıcıoğlu, “Amerika Avrupa'ya 'ben olmazsam kendi güvenliğinizi sağlayamazsınız' demek istedi. Bunun için Rusya'nın daha saldırgan bir politika izlemesi gerekirdi. Amerika Rusya'yı tahrik etti. Rusya elinden gelse yarın Polonya'ya da girer, Baltık ülkelerini de tehdit eder. Ukrayna oltanın ucuna takılan bir yem gibi.” diye konuştu.
“RUSYA'NIN İLHAKINA KARŞI AYAĞA KALKAN BATI VE AMERİKA İŞGAL REJİMİNİN GOLAN TEPELERİ İLHAKINA SES ÇIKARMAMIŞTIR”
İşgal rejiminden Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline ciddi bir tepki gelmediğine vurgu yapan Yapıcıoğlu, devamında şunları söyledi: “Çünkü o da işgal ettiği topraklara yenilerini eklemek gibi bir siyaset güdüyor. Rusya'nın ilhakına karşı ayağa kalkan Batı ve Amerika işgal rejiminin Golan tepelerini ilhakına ses çıkarmamıştır. Hatta Amerika bu ilhakı bir süre sonra tanımıştır. Her türlü savaştan kendine çıkar sağlamak için istifade etmek ister (siyonist rejim) Ukrayna'da ciddi bir Yahudi nüfus var. Oradaki Yahudi nüfusu Filistin topraklarına yerleştirmek onun siyasetine uygun bir adım olacaktır. Çünkü işgal ettiği her yere yeni yerleşimciler yerleştirerek kalıcı olacağına inanıyor.”
“AVRUPA YA İNSANLIĞA DÖNECEK YA DA ÇÖKÜŞ SÜRECİNE DOĞRU GİDECEK”
Mültecilere karşı Avrupa’nın ikiyüzlü tavrını da eleştiren Yapıcıoğlu, “Sarı saçlı mavi gözlü olmayanları insan saymıyorlar. Akdeniz'de kaç kişi boğuldu? Sınırları kapatıyorlar. Çünkü ırkçılar, çünkü diğer insanları kendilerine denk görmüyorlar. İnsanlık yoksa sadece para, beton duvarlarla, sadece füzelerle ayakta kalamazsınız. Bir medeniyeti ayakta tutan şey insan ve insani değerlerdir. Avrupa ya insanlığa dönecek ya da çöküş sürecine doğru gidecek. ” ifadelerini kullandı.