Dr. İdris Karitanî: Kudüs sadece Arapların ve Müslümanların değil; tüm insanlığın meselesidir
Dr. İdris Karitanî, "Kudüs meselesi sadece Arapların meselesidir dediğimizde burada bir milyar Müslümanı dışlamış oluruz. Kudüs ayrıca ne sadece Arapların ne de sadece Müslümanlarındır. Bilakis tüm insanlık aleminin meselesidir." dedi.
Dünya Kudüs Haftası kapsamında İTTİHADUL ULEMA öncülüğünde Kudüs İçin Uluslararası Alimler Buluşması düzenlendi.
İTTİHADUL ULEMA'nın Diyarbakır'daki Genel Merkezi'nde düzenlenen programın ilk oturumunda; Mısır İhvan-ı Müslimin ulemasından Şeyh Abdulhâlık Şerîf “Mescid-i Aksa’yı Özgürleştirmede Manevi Arınmanın Önemi”, Irak Kürdistan ulemasından Dr. İdris Karitanî “Kudüs Sadece Arapların Değil Tüm Müslümanların Davasıdır”, Suriye Ulemasından Şeyh Ebu’l-Hayr Şukrî “İsra ve Mirac’ın Mescid-i Haram ile İlişkisi konulu sunumlarını gerçekleştirdi.
"İnsanın kendi kalbini terbiye etmesi hakiki terbiyedir"
Şeyh Abdulhâlık Şerîf, sunumunda, Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşması için Müslümanların kendilerini manevi olarak arındırması gerektiğine işaret ederek, "İnsanın kendi kalbini terbiye etmesi hakiki terbiyedir. Helala ve harama dikkat etmeliyiz zira bedeni haram ile büyüyen, midesine haram alan kişi için toprağın altı, toprağın üstünden daha hayırlıdır." dedi.
"Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz." ayetine atıfta bulunan Şerîf, "Eğer kalbimizde Allah'ı yüceltirsek, Allah sevgisi kalbimizde yücelirse, Allah'ın dini kalbimizde hakim olursa bu bizim birliğimize vesile olup Kudüs'ün de fethine yol açacaktır." diye konuştu.
Dr. İdris Karitanî ise İslam ümmetinin şu an, ekonomi, sosyal, eğitim, teknoloji, çocukların terbiyesi gibi konularda geride olduğuna dikkat çekti.
Siyasi bir güç olmadan bu konuların tesis edilmesinin çok zor olduğuna işaret eden Karitanî, Hazreti Ömer ve Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü fethettiği zamanlarda askeri ve siyasi gücün mevcut olduğunu kaydetti.
"Kudüs, insanlık aleminin meselesidir"
Müslümanların, Kudüs'ü, dünyevi meselelerinin de başına koyması gerektiğini söyleyen Karitanî, hangi ırktan olursa olsun Kur'an ve sünnete sahip çıkanların aziz olduğunu ifade etti.
Karitanî, "Arap yarımadası, bedevilerin savaş yeriydi fakat peygamberle birlikte onlar da büyük bir ilerleme kaydetti. Ta ki Endülüs'e ulaştılar. Ne zamanki Kur'an'ı bıraktılar, günümüzde olduğu gibi, gerilediler. Aynı şekilde Kürtler, ne zamanki Kur'an etrafında toplandılar o zaman Kudüs'ü fethettiler ve haçlıları yendiler. Ama şu anda ise Kur'an'ı bırakıp Amerika'ya ve batıya ümit bağlamışlar."
Karitanî, Müslümanlara önderlik yapacak bir liderin olmadığına dikkat çekerek bunun bir çok soruna neden olduğunu anlattı.
Karitanî, "Kimileri Kudüs meselesinin sadece Arapların meselesi olduğunu iddia ediyor. Kudüs meselesi sadece Arapların meselesidir dediğimizde burada bir milyar Müslümanı dışlamış oluruz. Çünkü Müslümanlar Farslardan, Kürtlerden, Türklerden, Afganlar ve bir çok milletten oluşuyor. Kudüs ayrıca ne sadece Arapların ne de sadece Müslümanlarındır. Bilakis tüm insanlık aleminin meselesidir. Çünkü bu hem Yahudileri hem Hristiyanları hem de Müslümanları ilgilendiren bir şey." diye konuştu.
Karitani, "Alimler, Kudüs meselesini bir toprak meselesinin dışında imanî bir meseleye taşımaları lazım. Kudüs'ü koruyan Allah yolunda cihat eden kimsedir. Alimler Kudüs konusunda insanları bilinçlendirmeli, çünkü özellikle yeni neslin bu konuda belli bir şuuru yoktur. Siyonizmin hedefi sadece Kudus'ü almak değildir. Bilakis Nil ve Fırat arasını alıp İslam ümmetine bir tehlike oluşturmaktır." şeklinde konuştu.
"Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırılar Müslümanların tüm mukaddesatlarına saldırıdır"
Şeyh Ebu’l-Hayr Şukrî de "Mescid-i Aksa selamette ise Müslümanlar da selamettedir. Mescid-i Aksa selamette olmazsa Müslümanların da selamette olması mümkün olamaz." dedi ve şunları ekledi:
"Hazreti Peygamber'in, bir gece Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya götürülmesi manevi bir şekilde oranın fethedilmesini gösteriyor. Dolayıyla Mescid-i Aksa önce Peygamber efendimiz tarafından manevi olarak fethedilmiştir.
Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırılar Müslümanların tüm mukaddesatlarına saldırıdır. Kabe ne kadar harem bölgesi sayılıyorsa aynı şekilde Mescid-i Aksa da mübarektir. Bizden istenen şey zihinlerimizde Kabe'nin sevgisi gibi Kudüs'ün sevgisinin çok iyi bir şekilde yer edinmesidir." (İLKHA)