`Yasalar dindar insanlar için farklı uygulanıyor`
Adana İslami STK davasında yerel mahkemenin verdiği cezanın Yargıtay tarafından onanmasına tepki gösteren Hür Der, aynı yasaların dindar insanlar için farklı uygulandığına dikkat çekti.
DİYARBAKIR - Merkezi Diyarbakır’da bulunan İnsani Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür Der) yayımladığı yazılı basın açıklamasıyla Yargıtay`ın, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aralarında Adana Umut Der eski Başkanı Sabahattin Aydın ile Şura Der eski Başkanı Mehmet Aktaş’ın da bulunduğu İslami STK davasında 5 kişiye 7,5 yıldan verdiği toplam 37 buçuk yıllık hapis cezasını onamasına tepki gösterdi.
Açıklamada, "Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin mütedeyyin insanlara İslami faaliyetlerinden dolayı vermiş olduğu hapis cezalarının Yargıtay tarafından onanmasını “Halk adına yargı yetkisini kullanan zihniyetin, içinde bulunduğu içler acısı durumun tespiti bakımından ibret vericidir” ifadeleri kullandı.
Aynı yasaların dindar insanlar için farklı uygulandığı belirtilen açıklamada, “Mahkemenin bu kararı, Anayasanın ve yasaların kısıtlı da olsa tanıdığı hakların kullanılması, kutsal devlet anlayışının statüko bekçilerine biat etmeyen dindarlar söz konusu olunca nasıl da terör faaliyeti olarak değerlendirilebileceğini açıkça göstermiştir. Anlaşılan o ki inanç, düşünce hürriyeti, düşünceyi ifade etme, toplantı ve gösteri yürüyüşü ve yasal zeminde örgütlenme gibi haklar kişiden kişiye değişmekte, bu haklar başkasına ‘Demokratik hak’ olurken rejim akreditasyonu olmayan dindar insanlar için ise ‘Terör faaliyeti’ ve ‘Cezalandırma sebebi’ oluveriyor” denildi.
İçişleri Bakanlığına bağlı emniyet müdürlüklerinin düzenlediği fezlekelerle, başına ‘örgütsel amaçlı’ ibaresi konularak İslami STK’ların suçlu gibi gösterildiği ifade edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Devletin, özellikle yargı sisteminin ciddi anlamda bir zihniyet değişimine ihtiyaç duyduğu, açılan bu davalar ve verilen kararlarla artık gün yüzüne çıkmıştır. Hükümet, kendini bu olup bitenlerden beri, uzak ve sorumsuz göremez. Yasama faaliyeti yürüten meclis, yürütmeden ve hükümetten ne kadar bağımsız ise, yargı da ancak o kadar bağımsızdır. Bir iki polis şefinin niyet okumaları ve art niyetleri sonucu terör kılıfına sokup düzenledikleri fezlekelerin iddianame, iddianamelerin de hapis cezaları ile sonuçlanan mahkeme kararlarına dönüştürüldüğü, bu şekilde temel hak ve özgürlüklerin kullanılamaz hale getirildiği bu çarpık yargı zihniyetinin değişmesi, devlet idaresini elinde bulunduran başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve iktidar partisinin tutumuna, tasarruflarına ve tavrına bağlıdır. Elinde yetki ve güç olduğu halde bu çarpıklığı gidermeyen ve giderme yolunda çaba sarf etmeyip yapılan bu zulümlere rıza gösterenler topyekûn bu zulmün ortağı ve baş sorumlusudurlar.”
Açıklamada, hükümetin kendi partisi aleyhine açılan davalarda alelacele yasalar çıkarttığına dikkat çekilerek, sisteme kul olmayı reddeden dindar insanlara karşı açılan haksız davaları normal karşılayanlara tepki gösterildi.
Hür Der adına yapılan açıklamada,“Dün Mustazaf-Der olarak sivil toplum faaliyeti yürütürken açılan davaların, bugün siyaset sahnesinde HÜDAPAR olarak yer alınmışken ağır hapis cezaları ile karara bağlanmış olmasının siyasetten tasfiye girişimi olduğu ortadayken, başta iktidar partisi ve yandaşları olmak üzere hemen hemen hiç kimseden tepki gelmemesi bir memnuniyet ifadesi olarak da anlaşılabilir" denildi.
Açıklamada son olarak haksız yere ağır cezalara çarptırılanlara her türlü hukuki destek verileceği bildirildi. (Osman İçli - İLKHA)