Abuzer Atasoy - DOĞRUHABER

Şeyh Raid Salah, yıllar süren hasretten sonra Mescid-i Aksa'nın kapılarından Babu'l-Esbat'a ulaştığında işgal çetesi yine onu durdurup kısa süreli bir sorgulamadan geçirdikten sonra içeri girmesine izin verdiler. Raid Salah, Mescid-i Aksa'ya girmesinden sonra yaptığı açıklamada bu kutsal mabede yeniden kavuşmasının kendisindeki üzüntünün ve kederin son bulmasına vesile olduğunu dile getirdi. Raid Salah, işgal rejiminin kendisini Mescid-i Aksa'dan uzaklaştırmasının beklenen bir şey olduğunu çünkü tarihteki bütün işgal yönetimlerinin ortak özelliklerinin zulüm olduğunu belirterek; "Ben de israil işgalinden bundan başka bir şeyi bekleyecek değilim." ifadesini kullandı. İşgal rejimi, 7 Şubat 2007 tarihinde, Mağribliler Kapısı civarında gerçekleştirilen kazılar sebebiyle meydana çıkan olaylar yüzünden Şeyh Raid Salah'ı Mescid-i Aksa'dan uzaklaştırmıştı.

15 YILLIK HASRET SONA ERDİ

Şeyh Salah’ın avukatı Halid Zabarka, yaptığı açıklamada, Mescid-i Aksa Muhafızı olarak bilinen Şeyh Salah’ın 7 Şubat 2007’de aldığı yasağın sona ermesiyle işgal altındaki Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’ya girdiğini belirtti. Zabarka, Şeyh Salah’ın ailesiyle Kudüs’e geldiğini, 15 yıl aradan sonra sorunsuz bir şekilde akşam ve yatsı namazlarını Mescid-i Aksa’da eda ettiğini aktardı. Şeyh Salah’ın Harem-i Şerif’in girişinde işgalci terörist İsrail polislerince bir süre bekletildiğini belirten Zabarka, Şeyh’in Mescid-i Aksa’ya girişinde çok sayıda Filistinlinin sevinç ve coşkuyla kendisini karşıladığını ifade etti.

“Kimliğimizi korumak adına barışçıl halk direnişi genişletilmelidir”

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, "Varlığımızı ve kimliğimizi korumak adına barışçıl halk direnişi genişletilmelidir" dedi.

Filistin resmi haber ajansının haberine göre, Abbas, Batı Şeria'nın Ramallah kentinde düzenlenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyinin 31. dönem toplantıları açılışında konuşma yaptı. Şu anki durumun tamamının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Abbas, Filistin halkı ve çıkarlarının korunmasının önemine işaret etti. Abbas, anlaşmaların tek taraflı olarak uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek, "İsrail tarafı ile temaslara devam etmek uluslararası meşruiyete dayalı siyasi bir çözümün alternatifi olamaz" şeklinde konuştu.

İŞGALCİ, APARTHEİD REJİMİDİR

Uluslararası Af Örgütü'nün işgalcinin bir apartheid rejimi olduğuna ilişkin yayımladığı raporundan duyduğu memnuniyeti dile getiren Abbas, bunu önemli bir adım olarak nitelendirdi. Uluslararası barış konferansı düzenlenmesi çağrısını yineleyen Abbas, Filistin halkına uluslararası bir himaye sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Abbas şu ifadeleri kullandı: "Varlığımızı ve kimliğimizi korumak adına barışçıl halk direnişi genişletilmelidir. Zorluklarla yüzleşmek, uluslararası meşruiyete bağlılık çerçevesinde iç bölünmenin derhal son verilmesini gerekli kılar, çünkü Kudüs ve Filistin her şeyin üstündedir" "FKÖ'nün geliştirilmesi ve etkinleştirilmesi, ulusal projenin korunması ve halk direnişi" temasıyla başlayan ve 2 gün sürecek toplantılarda Filistin meselesi, vatana dönüş ve bağımsız Filistin devletinin kurulması gibi meşru haklar masaya yatırılacak. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Filistin Ulusal Girişim Hareketi (El-Mubadera), Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlık ve Halk Kurtuluş Savaşı Öncüleri (Saika), ulusal uzlaşı olmadan düzenlendiği gerekçesiyle toplantıları boykot ediyor. (AA)