Hani nerede hukuk?
Ciddi hiçbir hastalıkları olmadığı halde birçok Ergenekon sanığı hakkında tahliye kararı verildiği, özel yasaların çıkarıldığı bir dönemde, birçok hastalığı olmasına rağmen Ahmet Arslan`ın cezasının onaylanması, "Hani nerede hukuk?" dedirtti.
BURSA - İslami hassasiyetinden dolayı 2001`de evine düzenlenen bir operasyonla gözaltına alınan ve günlerce işkence gören Ahmet Arslan`ın mahkemesi, tahliye olduktan 13 yıl sonra sonuçlandı. Hizbullah cemaatine üye olmak suçlamasıyla Arslan hakkında verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası Yargıtay 9. Ceza dairesi tarafından onandı.
Konuyla ilgili İlke Haber Ajansına (İLKHA) konuşan Arslan, gece vakti evine onlarca polisin baskın yapıp, saatlerce arama yaptığını ve günlerce işkence gördüğünü söyledi.
İşkence görenlerin çığlıklarını unutamayacağını belirten Arslan, "Bana yapılan işkenceleri dile getirmek istemiyorum, ama diğer Müslümanların gördüğü işkenceleri hafızamdan silmem mümkün değil" dedi.
Karadenizli iki Müslümanın da kendileriyle beraber mahkemeye çıkarıldığını söyleyen Arslan, "Hakimin diğer Karadenizli Müslümanlara bakıp, kullandığı şu ifadeleri dikkatimi çekti; `Hadi şunlar hem Kürt, hem Şafii hem de Hizbullah`tır. Peki, sizin ne işiniz var bunların arasında?` Bu konuşma, peşin verilen bir kararın ve mantığın göstergesidir" şeklinde konuştu.
İnsanları inanç ve kimliğine göre yargılamanın insanlık dışı olduğuna dikkat çeken Arslan, "İnsanların ırk, mezhep ve fikir olarak yargılandığı bir dönemde karşılaştığımız o durum, şimdi Yargıtay`ın hakkımızda verilen bu cezayı onamasını belli ediyordu zaten" ifadelerini kullandı.
"Dört damarımda yüzde 100 tıkanma var"
Çektiği işkencelerden sonra vücudunda hastalıkların oluşmaya başladığını belirten Arslan, "Raporlarımda da gördüğünüz üzere, benim şeker hastalığım, tansiyonum ve 4 ayrı kalp damarımda yüzde 100 tıkanıklık var, yani o damarlarda kan akışı şuan hiç gerçekleşmiyor. Diğer damarlarda ise yüzde 50, yüzde 60 daralma var. 6 defa ameliyat geçirdim. 2 ameliyatımda damarım patladı. Her gün 15 ayrı ilaç kullanıyorum. Doktorlar bana `Sen sürekli yüzde 80 kalp kriziyle karşı karşıyasın` dedi. Bütün bu hastalık raporlarımı mahkeme heyetine sunmama rağmen, yine de Yargıtay bunca hastalığımı görmezden gelerek hakkımda ayrımcı mahkemenin verdiği kararı onadı. Bugün yarın gelip, beni cezaevine götürecekler" şeklinde konuştu.
Onama kararına tepki gösteren Arslan, "Bunca hastalığa rağmen hakkımda verilen onama kararı adaletin neresine sığıyor? Bir hukuk devletine yakışıyor mu, bir insanı alıp hücreye atmak ve göz göre göre ölüme terk etmek?" diye sordu.
Her şeyden önce Allah`a sığındığı dile getiren Arslan, "Hakkımda bu kararı verenleri de Allah`a havale ediyorum" dedi. (Zeki Aras-İLKHA)
Konuyla ilgili İlke Haber Ajansına (İLKHA) konuşan Arslan, gece vakti evine onlarca polisin baskın yapıp, saatlerce arama yaptığını ve günlerce işkence gördüğünü söyledi.
İşkence görenlerin çığlıklarını unutamayacağını belirten Arslan, "Bana yapılan işkenceleri dile getirmek istemiyorum, ama diğer Müslümanların gördüğü işkenceleri hafızamdan silmem mümkün değil" dedi.
Karadenizli iki Müslümanın da kendileriyle beraber mahkemeye çıkarıldığını söyleyen Arslan, "Hakimin diğer Karadenizli Müslümanlara bakıp, kullandığı şu ifadeleri dikkatimi çekti; `Hadi şunlar hem Kürt, hem Şafii hem de Hizbullah`tır. Peki, sizin ne işiniz var bunların arasında?` Bu konuşma, peşin verilen bir kararın ve mantığın göstergesidir" şeklinde konuştu.
İnsanları inanç ve kimliğine göre yargılamanın insanlık dışı olduğuna dikkat çeken Arslan, "İnsanların ırk, mezhep ve fikir olarak yargılandığı bir dönemde karşılaştığımız o durum, şimdi Yargıtay`ın hakkımızda verilen bu cezayı onamasını belli ediyordu zaten" ifadelerini kullandı.
"Dört damarımda yüzde 100 tıkanma var"
Çektiği işkencelerden sonra vücudunda hastalıkların oluşmaya başladığını belirten Arslan, "Raporlarımda da gördüğünüz üzere, benim şeker hastalığım, tansiyonum ve 4 ayrı kalp damarımda yüzde 100 tıkanıklık var, yani o damarlarda kan akışı şuan hiç gerçekleşmiyor. Diğer damarlarda ise yüzde 50, yüzde 60 daralma var. 6 defa ameliyat geçirdim. 2 ameliyatımda damarım patladı. Her gün 15 ayrı ilaç kullanıyorum. Doktorlar bana `Sen sürekli yüzde 80 kalp kriziyle karşı karşıyasın` dedi. Bütün bu hastalık raporlarımı mahkeme heyetine sunmama rağmen, yine de Yargıtay bunca hastalığımı görmezden gelerek hakkımda ayrımcı mahkemenin verdiği kararı onadı. Bugün yarın gelip, beni cezaevine götürecekler" şeklinde konuştu.
Onama kararına tepki gösteren Arslan, "Bunca hastalığa rağmen hakkımda verilen onama kararı adaletin neresine sığıyor? Bir hukuk devletine yakışıyor mu, bir insanı alıp hücreye atmak ve göz göre göre ölüme terk etmek?" diye sordu.
Her şeyden önce Allah`a sığındığı dile getiren Arslan, "Hakkımda bu kararı verenleri de Allah`a havale ediyorum" dedi. (Zeki Aras-İLKHA)