Ey Fecr...
Ey Fecr... Sana ant edene seni sadık kılana yaraşır bir şekilde Hamd olsun,
Ey Fecr... Sana ant edene seni sadık kılana yaraşır bir şekilde Hamd olsun, seni müjdeleyene seni methedene salat, sana şahit, Sende şehit,s eni teneffüs edene selam olsun. Ey Fecr.. Tanır mısın beni, boynumda urgan altımda sehpa. Ne soğuk nede sıcak serin hava, yıldızlar tane, tane meltem rüzgarı hafiften vurur yüzüme. Bayat bir hava soluklarım bugün, zaman durmuş yelkovan durmuş çark dönmüyor çelme taktılar adımlarıma.
Ey Fecr.. Bu meydanlar kan gölü, dalım kırık, dökülür yapraklarım, taşlanacak mecalim kalmadı. Tek değilim çınarlar devirdiler çamlar yaktılar ocaklarda incir yetişir bugün. Ümitlerimi bağlamıştım atın kuyruğuna deh demiştim amma ümitsiz yaşayanların yaşaması helal değilmiş bugün.
Ey Fecr.. Katillerle hesabım var, alimleri zalim, zalimleri alim sananlar küfredene alkış, mazluma sürgün bugün. Ben ölmeyi bilmem her doğuşunda şeyh Said, her batışında Atıf, her dehlizde yine Said im bugün. Yollarda Hilmi, bilgiyi bilenim, kuruş hesabı yapmam canım pahasına, hidayete vesile olma pahasına ölümle yaşıyor ve yürüyorum bugün.
Ey Fecr.. Mum ışığında okurum seni, tarihi sayfalardan. Ceylan derisinden değil ha tarihin kara kirli ve paslı sayfalarından okurum. Kitap kitap okunurum yakılma tehlikesiyle, raf raf gezdim, hep mahzenlerde sandıklarda kilitli bırakıldım. Bilinmiyelim diye. Tozlu raflar süsledim, kapattılar yüzüme sert kapakları yeter dediler irticadır bu dediler, dediler amma bir şey unutmuşlardı ben İMAN etmiştim.
Ey Fecr.. Celladım yüzünü gösterdi, tanıdık beklerdim lakin değil. Bu bizden olmayan, bizlerin suyundan beslenen gavur evladı çıktı. Kuruyacak suları, yıkılacak surları, taşacak Save, sönecek ateşleri, çürüyecek helvaları, devrilecek putları bugün. Kırdılar penceremi yaktılar kulübemi, düşürdüler yollara elerimde kelepçe, şak, iki parça yerde, mısra, mısra, adım, adım, rekat, rekat, akar hayatım bugün. Azığım yarım ekmek ve de biraz otlu peynir, soğuk dere suları beni anlatır bugün. Annem ördü çorapları, üstümde yamalı palto, ayağımda lastik ayakkabı. Botan ırmağı gibi çılgın, zindandan zindana sürgünden sürgüne Yusuf um bugün.
Hüseyin Turhan / Ankara / Yaş:22