TELEFONLA ARAYIP EMNİYETE ÇAĞIRDILAR

C.A, İslami bir sivil toplum kuruluşuna üye. Bir gün kendisine gelen bir telefonda “Ben polisim, vatan emniyete kadar gelmen gerekiyor” denilmiş. “Neden gelmem gerekiyor, bir sorun mu var” sorusuna karşılık karşıdaki kişi, “Seni zararlı cemaatler ve STK’larla ilgili bilgilendireceğiz” demiş. Telefonu kapattıktan sonrasını anlatan C.A, “Bana böyle bir telefon gelince ben de önce tanıdık bir avukata danıştım. Ne yapmam gerektiğini sordum. Avukat arkadaşım bana, resmi bir tebligat olmadığı sürece yapılan çağrıya iştirak etmemem gerektiğini söyledi. Polisin içinde iyi niyetli olmayan bazı yapıların polis kimlikleriyle yasadışı işler yaptığını belirten avukatıma hak verdim ve emniyete gitmedim” dedi.

ONLARCA KEZ ARADILAR

Daha sonra onlarca kez cep telefonundan arandığını belirten C.A, “Bir gün telefonu açtım. Ne istiyorsunuz diye sordum. Bana, “Neden gelmedin?” dediler. Ben de avukatıma danıştığımı ve resmi bir tebligat olmadığı sürece gelmeyeceğimi söyledim. Daha sonra beni hangi birimden arıyorsunuz, diye sordum. Bana, “Biz, Terörle Mücadele biriminden arıyoruz” dediler. Bunun üzerine gelmeyeceğimi söyledim. Bir daha aramaları halinde avukatıma başvurarak suç duyurusunda bulunacağını belirttim. Ondan sonra bir daha aramadılar” diye konuştu.

AKILLARA TAKILAN SORULAR

-STK üyelerini, öğrencileri ve gençleri arayıp rahatsız ederek muhbirlik teklifinde bulunan ve hiçbir resmi tebligatta bulunmayarak yasadışı yöntemler kullanan polisler kimler?

-C.A’yı arayan “Sana zararlı cemaatler ve STK’lar hakkında bilgi vereceğiz” diyenler neden yasal bir süreç izlemiyorlar da yasadışı yollara başvuruyorlar?

-Polisin bu yasadışı faaliyetleri suç değil mi? Bu suç üzerine neden yetkili makamlar bu polislerle ilgili yasal işlem başlatmıyor?