Dünyevileşme Müslümanlar için büyük bir tehlikedir
İnzar Dergisi başyazısında daha önce yayımlanan bir makalede, dünyevileşmenin Müslümanlar arasında her geçen gün yaygınlık kazandığı ve İslami hassasiyetlerin zayıflamasına neden olduğu vurgulandı.
Dünyevileşme dendiğinde; sosyal, siyasi, ekonomik, manevi ve ahlaki, kısaca bütün alanlarda emeğin, gücün ve imkânların dünyevî unsurlara yoğunlaştırılması, İslami değerlerin göz ardı edilmesi, yani her şeyde önceliğin dünyaya verilmesidir. İnsanın kendisini dünyanın çekiciliğine kaptırması, onun esiri konumuna düşmesi ve İslam'a kayıtsız kalmasıdır.
Bismillahirrahmanirrahim
"Biliniz ki, dünya hayatı oyundan, eğlenceden, süs ve gösterişten, birbirinize karşı övünmeden, mal ve evladı çoğaltma yarışından ibarettir. Bu hayat, ekini ve bitkisi çiftçisinin yüzünü güldüren bol yağmura benzer. Fakat bir süre sonra kuruyan bu bitki örtüsünün sarardığını görürsün. Arkasından da ot kırıntılarına dönüşür. Ahirette ise bir yanda ağır bir azab, öbür yanda Allah'ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir hazdan başka bir şey değildir." (Hadid: 20)
"Hakkınızda en çok korktuğum şeylerden birisi de benden sonra size dünya nimet ve ziynetlerinin açılması sizin de onlara gönlünüzü kaptırmanızdır." (Buhari, Müslim)
Dünya nimetlerine yönelme, maddiyatı öne alıp maneviyattan uzaklaşma, dini, ölüm ve ölüm ötesini önceleyen düşünceyi bir tarafa bırakıp dünya hayatına odaklanma ve dünyayı hedefe koyma şeklinde izah edilen dünyevileşme, Müslümanlar arasında her geçen gün yaygınlık kazanmakta ve İslami hassasiyetlerin zayıflamasına neden olmaktadır. Müslümanlarda ciddi bozulmalara yol açan ve İslami hayatlarına darbe vuran bu büyük musibet ağır hasar ve yıkımlara sebebiyet vermektedir.
Dünyevileşme dendiğinde; sosyal, siyasi, ekonomik, manevi ve ahlaki, kısaca bütün alanlarda emeğin, gücün ve imkânların dünyevî unsurlara yoğunlaştırılması, İslami değerlerin göz ardı edilmesi, yani her şeyde önceliğin dünyaya verilmesidir. İnsanın kendisini dünyanın çekiciliğine kaptırması, onun esiri konumuna düşmesi ve İslam'a kayıtsız kalmasıdır.
Dünyevileşme insanı dini değerlerden koparmakta, arzu ve isteklerinin esiri haline getirmektedir. Dünyaya odaklanan ve saadeti dünya hayatında aramaya başlayan insanların akideleri sarsılmakta, inanç ve kültürlerinde ciddi bozulmalar meydana gelmektedir.
Şeytan ve dostları tarafından her alanda dayatılan dünyevileşmenin önemli hedeflerinden biri ahlakı bozmaktır. Toplumu dini kimliğinden koparmaya çalışan kesimler ahlaksızlıklarıyla övünmekte, yaptıkları propagandalarla bunu toplumda da yaygınlaştırmaya çalışmakta, İslami terbiye ve eğitimden yoksun büyüyen nesilleri adım adım felakete sürüklemektedirler.
İnsan onur ve izzetini hiçe sayan, sömürü ve zulümle varlıklarını sürdüren güçlerin dayattığı dünyevileşme hastalığı aşırı tüketime ve israfa yol açmakta, İslam ahlak ve kültürünün zayıflamasına sebebiyet vermektedir.
İletişim alanındaki gelişmeler, insanları internet ve televizyon gibi araçların esiri haline getirmektedir. İnsanların çalışma saatlerinin dışındaki zamanlarının çoğu televizyon izleme, sosyal medya ya da akıllı telefonlarla uğraşarak heba olmaktadır. İnternet ve televizyonun ifrat derecesinde kullanılması, aile fertleri arasındaki ilişkilerin zayıflamasına ve aile kurumunun sarsılmasına neden olmaktadır.
Dünyevileşme insanları ölçüsüz harcamalara yönlendirmektedir. İnsanların çoğu toplumda esen israf rüzgârının etkisinde kalarak gereksiz harcamalarda bulunmaktadır.
Dünyaya aşırı bağlılık musibetine duçar olan Müslümanlar, dünya hayatının geçici ve ahiret için bir vasıta olduğunu unutup onu adeta amaç haline getirirler. Bu durumda İslami inanç, değer ve semboller hayatın dışına itilir. Para kazanmak, zengin olmak ve lüks bir hayat yaşamak öncelikleri oluşturulmaya başlar. Bu musibete duçar olan Müslümanlar vazifelerini icra edemezler. İslami hizmet, davet, tebliğ ve ıslah gibi kaygılarını bir bir yitirirler.
Dünyevileşmenin diğer bir yönü ahirete ve ölüm ötesine yönelik hesapların zayıflaması, bunun yerini dünyalık hedeflerin almasıdır. Mal sevgisi, daha çok mala sahip olma tutkusu yaygınlık kazanmakta ve bunlara yönelik yarış kitleleri peşinden sürüklemektedir.
İslami aileler dünyevileşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. İslami çizgilerini koruyan Müslüman aileleri hedeflerinin önünde bir engel olarak gören şeytan ve taraftarları, bu kurumu yozlaştırmak için yoğun çaba harcamaktadır.
Dünyevileşme, insanın İslami hassasiyetlerinden taviz vermesiyle başlar, sorumluluklarını bir bir terk etmesi ve dinden uzaklaşması şeklinde varlığını sürdürür. Dünyevileşme hastalığına karşı;
–Müslümanlar, dünyevileşme musibetine karşı uyanık olmalı, İslami sınırları hassasiyetle muhafaza etmelidirler.
–Ölmeyecekmiş gibi dünyaya dalanların ve şeytanın tuzaklarına düşenlerin –varlık ve zevk içinde yüzseler bile– bu dünyadaki cezaları büyük bir yalnızlık ve güvensizlik, ahirette ise azap olduğu unutulmamalıdır.
–Dünyevileşme, her insana bulaşabilecek bir mikrop mesabesindedir. Bu hastalığa karşı korunmanın en etkili yolu kalben ve ameli olarak Allah'ın dinine sarılmak, dünyaya ve içindekilerine Allah ve Resulünün belirlemiş olduğu ölçüler doğrultusunda değer vermektir.
–Aileler; aile bireylerini İslami değerlerle haşir neşir etmek, çocukları İslami ahlak çerçevesinde yetiştirmek ve İslami hayatı canlı tutmakla dünyevileşme tehlikesinden kurtulabilirler.
–İnsanın İslami hassasiyetlerinden taviz vermesiyle başlayan dünyevileşmenin önüne geçmek için hassasiyetler sürekli muhafaza edilmeli, en küçük bir gaflete düşülmemelidir.
–Küçükten büyüğe herkesin istifade ettiği iletişim araçlarını kullanmada ölçü muhafaza edilmeli, helal dairesine riayet edilmeli ve özellikle çocukların kontrol ve muhafazası için azami gayret sarf edilmelidir.
–Dünyevileşme hastalığından korunmak için İslami ortamlarda bulunmalı, Müslüman şahsiyetlerle güçlü ilişkiler içinde olmalı, İslami etkinliklere katılmalı, İslami sohbetlere iştirak edilmelidir.
Rabbim bizleri razı olmayacağı her türlü amel ve işlerden korusun.
Allah'a emanet olun.
Başyazı-İnzar Dergisi - (151. Sayı) (İLKHA)