• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...
Suud Ebu Mahfuz: Kürtlerden Selahaddin-i Eyyubi'nin ruhunu bekliyoruz
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

İTTİHADUL ULEMA'nın 2015 yılından bu yana dünyanın birçok yerinden değerli âlimlerin katılımıyla Diyarbakır'da gerçekleştirdiği "Âlimler Buluşması"nın altıncısı çevrim içi olarak 16 Ekim'de gerçekleştirildi.

Türkiye, İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Ürdün'den âlimlerin katıldığı programda, İslam âlemi içerisindeki sorun ve sıkıntılar ile Kürtler arasında yaygınlaştırılmaya çalışılan "inkarcılık" akımı ele alındı.

Programda Ürdünlü alim ve eski milletvekili Suud Ebu Mahfuz da bir konuşma yaptı.

 

İLKHA Arapça Servisi'nin çevirisini yaptığı Ebu Mahfuz'un programdaki konuşmasının tamamı şöyle:

Değerli Kürt alimleri kardeşlerim!

Kürtler, İslam'ı erken dönemlerinde seçen şerefli bir millettir.  Taptıkları ateşlerini söndürüp, ibadetlerini terk ederek İslam'ın saflarına katıldılar. İslam'ı baş tacı ettiler. Ardından Araplar ve Kürtler ortak coğrafya, tarih ve dinin faydalarından istifade ettiler. Kürtler, bize göre diğer Arap halkları gibi kardeş bir halktır. Hatta biz ikiz halkız. Kürtler, Araplara en yakın Müslüman halktır.  Kürtler; cihadı, şehadeti, yardım etmeyi ve düzeni seven, dini bütün bir millettir.

Kürtler, Malazgirt Savaşı'na katılarak tarihi değiştirdiler. Bu savaşla beraber Anadolu'da ve Türkiye'nin doğusunda İslam'a omuz verip onu güçlendirdiler. Dik duruşlarıyla Sünni Müslümanları güçlendirdiler. Yine Kürtler Avrupa'ya yönelip, 38 kavmi karşılarına aldılar. Selahaddin onlara karşı kılıcıyla değil, asilliğiyle durdu. Selahaddin, Frengilerin ve Fransızların Filistin'deki varlığına son veren, İslam'ın gür sesi, mucizevi bir komutan ve İslam'ın kılıcıydı.

Ben ve kabilem aslen Filistinli olan Ürdünlü mültecilerdeniz. Kudüs'ü Haçlılara teslim eden Şii Fatımilerdendik. Ardından Kürtler geldi ve demografik düzeni ve mezhebimizi değiştirdi. Hepimiz şu an Kürtler gibi Sünni ve Şafii mezhebindeniz. Atalarınız bizim ataların âlimleriydi. Öncüleriniz bizim büyüklerimizdi. İslam'ın kelimesini yüceltmek için başta Hittin Savaşı olmak üzere 47 savaş yaptılar. Kürt Selahaddin Eyyubi, İslam tarihinde üçüncü en büyük fatihtir. Selahaddin, Mescid-i Aksa civarında Şafii Okulu açtı. Yaklaşık 8 asır boyunca Şafii âlimlerinin büyükleri orada yetişti. Kültürlerini, ilimlerini ve terbiyelerini buradan aldılar. Oranın en büyük âlimlerinden bir tanesi Kürt Şafii ve Anadolu'nun doğusunda bulunan Hakkâri şehrindendi. Şu an Filistin'in en büyük şehirlerinden biri olan el-Halil'de Kürtlerin sayısı hayli fazladır. Burada şehrin üçte birini oluşturan Kürtlerin 22 aşireti bulunuyor. El-Halil'de her ailede erkek veya kadın aslen Kürt olan biri vardır.

Yine Nablus'u Selahaddin'in yeğeni Hüsameddin Laşil fethetti. Yine Safed'i Kürtler fethetti. Tarihçi ve Seyyah Evliya Çelebi şöyle diyor: "1671 yılında Safed'i ziyaret ettiğimde oranın halkının çoğunun Kürt olduğunu gördüm." Yine el-Lıd şehri, Hayfa'nın bir bölümü ve Filistin bölgelerinin çoğunda Kürtler bulunuyor. Yine Filistin'deki en büyük aşiret "Ebu Heyca" aşiretidir. Bunlar Ahmet Hasan Ebu Heyca'nın torunlarıdır. Selahaddin, Aka'da ona Haçlılardan aldığı 500 bin altın dinar vermişti.

Asırlardır Kürtlerin kutsal topraklar üzerinde büyük bir meziyeti ve itibarı vardı. Şeyh Cerrah mahallesindeki Kürt Ümmü Kâmil'in çığlıklarını ve mücadelesini duymadınız mı? Yine 49 yıldır alçak yerleşimcilerin yaptıklarını fotoğraflarla deşifre eden ve davalarını her platforma taşıyan Kürt Muna ve Muhammed'i duymadınız mı? Kürt Muna ve Muhammed, Filistin halkının sosyal, demografik ve ekonomik dokusunun ayrılmaz bir parçasıdır. Filistin'deki Kürt halkı, Selahaddin ile birlikte gelen mücahidlerin çocuklarıdır. Kudüs'te bulunan İmam ailesi, Bestami ailesi ve Kaymar ailesi bunlardandır.

Bir de Musul ile Ahlat arasında, Musul'un kuzeyindeki Kaymar Kalesi'nden gelen Kaymarlı Kürt liderlerinin mezarları bulunuyor. Ey tarihi değiştiren ve Akdeniz'den Kudüs'e özgürlük için gelen asil millet, döktüğünüz kanınız, fedakarlığınız ve cihadınız için sizlere teşekkür ederiz. Kürtler, Asyalı Müslümanlara yol açmak ve onları örgütlemek için Kudüs'e geldiler. Geldikleri günden bugüne aşiretleri bu topraklarda varlıklarını sürdürüyor ve görevlerini sürdürüyorlar.

Ey Kürtler, takip edilen ve beklenen bir konumunuz bulunuyor. Sizi bekliyoruz. Kulaklarımız sizin sesinizi duymak istiyor. Tehlikeli aşamadan sonra, kutsal beldeye sizin ayak bastığınız gün bekleniyor. Burada başkenti Kudüs olan bir Yahudi Devleti kurulmak isteniyor. Kendi ülkenizde büyük bedeller ödediniz… Parçalandınız… Dünyadaki en büyük azınlık durumuna düşürüldünüz… Şu an Ortadoğu'da bulunan en büyük halk olduğunuz halde sizin bir devletiniz bulunmuyor… Liderleriniz sıkıntılı günler geçirdi, doğrudur. Ancak asil bir halka ve güçlü bir imana sahipsiniz. Yine mukaddes topraklarda tecrübe sahiplerisiniz. Şu an tekrar bu toprakları özgürleştirmek için ümmet davet ediliyor. Sizler de bu ümmetin ayrılmaz parçası olarak ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in vasıflarını verdiği kutsal beldede galip gelecek olan taifenin altı vasfına uyuyorsunuz.

Ey Kürt kardeşlerim, Kürt kökenli 15 aşirete ait çalışmalar, binalar ve sokakların kalıntıları halen Kudüs'te duruyor. Kürt halkını, Araplardan kesinlikle ayıramayacaklar. Aynı şekilde Türkleri de Araplardan ayıramayacaklar. Kürtler ve Türkler bu alçak düşmana karşı duran İslam'ın kubbeleridirler. Siz Kürtlerden, Kürt-Şafii Selahaddin Eyyubi'nin ruhunu bekliyoruz. Ey Selahaddin, öyle mükemmel bir kahramandın ki… Hıttin'de ve yaptığın bütün savaşlarda sana selam olsun.

2 Ekim 1187 Cuma gününden, 7 Ekim 1187 Perşembe gününe kadar Diyarbakır'dan kadınlar gül sularıyla Mescid-i Aksa'ya gelip, Kubbetu's Sahra Camii'ni gül suyuyla temizlediler. Haçlılar Mescid-i Aksa'yı ahır olarak kullanıyordu.  Orada 500 deve, 2 bin at barındırıyorlardı. Bir bölümünü de banyo ve tuvalet olarak kullanıyorlardı. İşte Avrupa'nın getirdiği medeniyet ve kutsallara karşı tutumu bu şekildeydi. Temizlendikten sonra Kadı İbni Zeki orada hutbe verdi.  İşte bu şekilde Kadı Fadıl ve Selahaddin Eyyubi mukaddes beldeyi onların kirlerinden arındırmıştı.

Son olarak, ey İran Kürdistanı halkı, Irak Kürdistanı halkı, Türkiye Kürdistanı halkı! Ermenistan ve Suriye'deki Kürtler! Fedakarlıklarınız, kahramanlığınız ve büyük hatıralarınız için size teşekkür ve saygılarımı tekrarlıyorum. (İLKHA)



Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir