Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) tarafından gerçekleştirilen "6'ncı Âlimler Buluşması"nda "İslam Ümmetinin Vahdeti İçin Atılacak Pratik Adımlar Neler Olmalıdır?" konulu konuşma yapan Irak Kürdistan Bölgesi alimlerinden Dr. Abduddaim Maruf Havramani "Şüphesiz Müslümanların vahdeti, İslami uyanış ve kıyamı sağlamak için en hızlı ve en doğru yoldur." dedi.

Bu asrın en büyük sorumluluğunun aslında İslam birliğini tesis etme farizası olduğunu belirten Dr. Havramani "Çünkü İslam yolunda çalışma, Allah yolunda cihat etme, mukaddesatı savunma ve diğer farizalar ümmetin vakıasıdır. Ve bunların da var edilmesinin tek yolu şüphesiz vahdettir. Vahdet önceliklidir, farzdır, mukaddestir. İslam ümmetinin vahdetinden kastımız, İslam ümmetinin fertlerinin kalplerinin birliğidir. Onlar arasında ülfet, muhabbet ve yardımlaşmanın yaygınlaşması demektir. Doğusuyla batısıyla bütün Müslümanların gerek medeniyet anlamında gerek iktisadi gerek siyasi gerek askeri anlamda birbirleriyle yardımlaşması demektir. Allah, "Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın" diye buyuruyor. Yine Hazreti Peygamber, Müslümanları bir yapıya benzetmiştir. "Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar." buyuruyor." ifadelerini kullandı.

"İslam birliği sadece slogan değildir"

İslam birliğinin sadece atılan bir slogan olmadığını, bilakis o beldelerin farklılığına rağmen Müslümanlar arasında birlik hissiyatı olduğunu belirten Dr. Havramani, "Bizler ihtilaf, ayrışma konusunda dikkatli olmalıyız. Ayrışmadan kastım mekânsal bir farklılık veya dillerimizin ayrılığı değildir. Bu, kalpler arasındaki ihtilaftır. İslam ümmetinin gerek askeri gerek siyasi anlamda global ölçekte etki ve prestijini nasıl kaybettiğini görmekteyiz. Şüphesiz Müslümanların vahdeti, İslami uyanış ve kıyamı sağlamak için hızlı ve doğru yoldur. Ancak düşmanlarımız neler yapabileceğimizi tahmin etmektedirler. Ve bundan hareketle aramızda var etmeye çalıştığımız bağları koparmaya yönelik çalışmalar yapmaktalar. Bütün güçlerini bizi geri palana atmak, ayrıştırmak için kullanmaktadırlar. Daha acısı ise İslam ümmetinin gençlerinin vahdetin kıymetini bilmeyip İslam medeniyetinde uç olarak görülen görüşleri edinmeleridir.  Allah dini için ölüp maalesef vahdetin kıymetini bilmeyen gençler içler acısı bir tablo çizmektedir." şeklinde konuştu.

"Vahdet ertelemeye gelmez"

Vahdeti var etmek için gerek duyulan araç ve vesilelerin sayısız olduğunu ve bunların çağın koşullarına göre değiştiğini belirten Dr. Havramani, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vahdet ertelemeye gelmez. Bizi bekleyen bir sorumluluktur. Ona katkıda bulunacak çevre ve ortamı var etmek bizim sorumluğumuzdadır. Öyle veya böyle organizasyonlar, faaliyetler gerek ilmi gerek eğitimsel gerek siyasi faaliyetlerle bunu var etmek durumundayız. Bu faaliyetlerden biri de eğitim müesseselerinin kurulmasıdır. Özellikle pratik eğitimlerle İslam toplumunda ahlaki bir çerçeve çizme, ahlakı yaygınlaştırma üzerinden hareket edebilirler. İslam ahlakını oturtacak, yaygınlaştıracak müesseseler en önemli sorumluluklardan bir tanesidir. Bir diğer yol ise örnek teşkil edecek bağımsız medya birlikleri kurmaktır. Bundan kastım, profesyonel ve güvenilir medya birlikleridir. Bunlar diğer İslami müesseselerin verilerini halka ulaştıracak ve halk içerisinde bütün farklı yönleriyle vahdetin var edilmesi adına bir bilinç inşa edeceklerdir. Bir diğer yol ise İslam devletlerinin kendi aralarında mekik dokumalardır. Bunlar arasında ekonomik, siyasi, ilmi, yardıma taalluk eden birlikler kurularak İslam'ın içinde bulunduğu sıkıntılardan çıkılabilir, vahdet sağlanabilir." (İLKHA)