• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
MAĞDURLARIN GÖZÜ MECLİS’TE
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

DOĞRUHABER / MUHSİN ŞENOL

Genç evlilik ve Süresiz nafaka mağdurları, yıllarca Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere diğer birçok milletvekili tarafından kendilerine verilen sözlerin yerine getirilerek mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyor. Yargı paketlerinde kendilerine hiçbir şekilde yer verilmeyen mağdurlar, meclisin yeni dönemde bu konuya çözüm bulması konusunda isteklerini dile getiriyor. Süresiz Nafaka mağdurları Kurucu Başkanı İlhan Ergincan, “Toplumumuzun kanayan yarası, ülkemizin en büyük beka sorunu ailedir. Avrupa güdümlü yasalar nedeni ile aile temelden sarsılmaktadır. Süresiz nafaka, tazyik hapsi, çocuk icrası, genç evlilik konularında mağdurların sesini duyarak meclis açılışı ile birlikte 2021 yılı içinde sorunlarımızın ivedilikle çözülmesi gerekmektedir.  Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesindeki “süresiz nafaka isteyebilir” ibaresi 1-3 yıl isteyebilir maddesi ile değiştirilmelidir. Takdir edersiniz ki; ne zaman biteceği belli olmayan ve ömür boyu ödenen bir borç insan fıtratına aykırıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

“KADIN ÇALIŞSA DAHİ NAFAKA ALABİLİYOR”

Süresiz nafakanın nikahsız birlikteliği teşvik ettiğini belirten Ergincan, “Yargıtay’ın 2012 yılında aldığı, "Kadının aldığı asgari ücret yoksulluğunu ortadan kaldırmaz" kararı bulunmaktadır. Bu karar ile kadın asgari ücret ile çalışsa dahi nafaka alabilmektedir. Hayatında karakol görmemiş insanlar, nafaka ödeyecek para bulamadıkları için suçlu gibi tutuklanmakta, itibarları zedelenmektedir. Vicdanları yaralayan bu ilkel nafaka hapsi cezası muhakkak kaldırılmalıdır.” dedi.

“ÇOCUKLARIN HACZEDİLİYOR OLMASI BÜYÜK BİR UTANÇ”

Çocuk icrasının da ciddi mağduriyetler oluşturduğuna değinen Ergincan şu ifadeleri kullandı:  “Boşanma aşamasında veya gerçekleştikten sonra çocuğun velayetini alan taraf, kimi zaman çocuğu karşı tarafa göstermek istememekte; hatta görüşmeye engel olmak için zorluk çıkarabilmektedir. Bu durumda velayeti elinde bulundurmayan taraf, kendi öz çocuğunu görebilmek için icra müdürlüğüne giderek çocuğunu haczetmek zorunda kalmaktadır. Evdeki eşyanın bile haczedilemediği günümüzde çocukların haczediliyor olması, ülkemiz için büyük bir utanç kaynağıdır. Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Hiçbir çocuğumuz eşya gibi haczedilmeyi hak etmediği gibi, hiçbir anne baba da çocuğunu bu koşullarda görmeyi istemez. Bu nedenle ülkemize hiç yakışmayan çocuk icrası bir an önce kaldırılıp, çocuk teslim merkezleri ana okullarda kurulmalıdır.”  Genç evlilik mağdurlarının gözünün mecliste olduğunu ifade eden Ergincan, verilen sözlerin tutulmasını ve bu mağduriyetin giderilmesi gerektiğini belirtti.

“MİLYONLARCA NAFAKA MAĞDURU İÇİN DERHAL HAREKETE GEÇİLMELİ”

Konu hakkında konuşan Avukat Ebubekir Esad Baş ise “Bir kısım Feminist ve LGBT aktörleri bu ülkenin İslami hassasiyetlerine ve aile geleneklerine savaş açmış durumda. Dış kaynaklı fonlarla değerlerimize savaş açmış bu aktörler yetmezmiş gibi tüm dünyayı hedef alan Kovid-19 projesi nedeniyle toplumsal ve psikolojik bunalım hat safhada iken vatandaşlarımızın kendi değerlerimizle çatışan "süresiz nafaka" "çocuk haczi" "6284 kapsamında uzaklaştırma" gibi birtakım tedbir! ve yaptırımlara maruz kalması kabul edilemez. Meclis, toplum iradesini en başta aile onuru için gözetmeli, arşiv kaydı ve sicil müdürlükleri kaydı ile teyit edilmiş milyonlarca nafaka mağduru için derhal mevzuat çalışması için harekete geçmelidir. Yine bu ülkede yüzbinlerce hırsızlık, dolandırıcılık, belgede sahtecilik... gibi suçlardan ceza almış hükümlü ülkede tek bir yasa çalışması ile serbest kalabiliyorsa tarihin en karanlık ve ilkel yasalarından biri olan "süresiz nafaka" hükmü de "küçük bir değişiklik" ile sınırları çizilmiş belirli süreli hale getirilebilir.” dedi.

“MECLİSİMİZDEN BİR AN ÖNCE ÇÖZÜM BEKLİYORUZ”

Süresiz Nafaka mağduru Erdal Eren ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “14 yıldır süresiz nafaka mağduruyum. Eski eşim tazyik hapsi cezası almam için sürekli dava açıyor. İkinci eşim elinden geldiğince çalışarak bana yardımcı olmaya çalışıyor. Her kapı çaldığında veya polis çevirmesinde yine mi hapse atacaklar diye geceleri gözümü uyku tutmuyor. Ben hapse girince eşime ve çocuğuma kim bakacak. Meclisimizden bir an önce çözüm bekliyoruz.”

“EŞİM TAZYİK HAPSİ YATMASIN DİYE GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUM”

İkinci Eş Esra Eren de şu ifadeleri kullandı; “Eşim tazyik hapsi yatmasın diye gece gündüz çalışıyorum. Eşimin yüzünü bile unuttuğu kadına ben çalışarak çocuğumun ve ailemin rızkını ödüyorum. Her fırsatta kadın hakkı diyenler benim kadın olduğumu unutuyorlar.”

“1 GÜN EVLİ KALIP 4 SENEDİR BOŞANAMAYAN VAR”

Boşanma davalarının uzadıkça uzadığını dile getiren Harun Cebi, “Boşanma davaları evlilik sürelerinden uzun sürmekte. İçimizde 1 gün evli kalıp 4 senedir boşanamayandan tutun da 2 hafta evli kalıp 8 senede ancak boşanabilen bilen arkadaşlar var. Bakın burada mal rejimi çocuk gibi konularda yok. Sadece basit bir boşanma. İnsanların boşanamamaktan yaşları geçiyor tekrar aile kurma şansı imkânsız hale gelmekte. Boşanma davaları nafaka, velayet, mal rejimi, tazminat vb. konulardan ayrı olarak değerlendirilmeli ve hızlıca çözülmeli. Yerel mahkeme bittiğinde boşanma kesinleşmeli. Eğer hala taraflardan biri istemiyorsa boşanmak en fazla 6 ay fiili ayrılık süresi bekleyip boşanma gerçekleşmeli.” Şeklinde konuştu.

“ANNESİ ÇOCUĞUMU BANA GÖSTERMİYOR”

Çocuk icrası mağduru Taşkın Taşkın; “Aile mahkemesinin verdiği çocuk görüş günü geldiğinde eşim türlü sorunlar yaparak çocuğumu bana göstermemektedir. Ben de özlediğim evladımı görebilmek için icraya başvurup çocuğumu bir mal gibi haciz edip 480 lira yatırarak görüşe gitmek zorunda kalıyorum. Bu insan haklarına aykırı uygulamanın bir an evvel kaldırılması gerekmektedir. Aile mahkemeleri bu duruma göz yummakta çocuğu teslim etmeyen tarafa hiçbir yaptırım uygulamamaktadır.” ifadelerini kullandı.

“DEVLETİMİZDEN BİR AN EVVEL SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ İSTİYORUM”

Evlendikten sonra eşi cezaevine giren Genç Evlilik Mağduru Zeynep Çocuk ise yaşadığı mağduriyeti şöyle ifade ediyor; “Evlendikten 1 sene sonra eşim hapse girdi. Eşim hapiste iken ben hem yuvamı kurtarmak için hem de eşime hapiste bakmak için çalışıyorum. Ayrıca eşimin anne babası engelli onlara bakıp bu hayatta tek başıma mücadele etmek zorunda kalıyorum. Devletimizden bir an evvel sorunun çözümünü istiyorum.”

“BENİM EŞİM TECAVÜZCÜ TACİZCİ İSTİSMARCI DEĞİL RESMİ NİKAHLI KOCAM”

Bir diğer genç evlilik mağduru Asiye Yıldırım da “Eşim Kerim Yıldırım ile 2010 yılında severek isteyerek ve Ailemizin rızasını alarak evlendik. Biz erken yaşta evliliğin suç olduğunu bilmiyorduk, bilseydik beklerdik çocuklarımızı babasız bırakmazdık asla. Evlendikten sonra 10 yıl boyunca kamu mahkememiz sürdü. Bizim bu süreçte 3 kızımız dünyaya geldi. En küçük kızım 2 yaşında babasını bilmeden yaşıyor. Çocuklarımız babasını istiyor, soruyor. Sürekli ne zaman gelecek diye çocuklarıma artık söyleyecek söz bulamıyorum, artık bize verilen sözler tutulsun istiyoruz. Başta Cumhurbaşkanım Erdoğan, sonra Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve yetkili olan herkese sesleniyorum benim eşim tecavüzcü tacizci istismarcı değil resmi nikahlı kocam, 3 evladımın babasıdır, çocuklarımızı daha fazla babasız bırakmayın. Aileye bu kadar önem verilirken benim mutlu huzurlu kurulu yuvamı dağıttı bu yasalar. Ben eşimi çocuklarım babasını çok özledi babasının kokusuna hasret kaldılar eşimi çıkarın artık biz mutlu yuvamızı tekrar istiyoruz çocuklarım babasına kavuşsun artık gözyaşlarımızı dindirin” dedi.

 

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir