Suriye Krizinin Aşılması İçin Çalışıyoruz
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Bütün samimiyetimizle Suriye krizinin nasıl aşılacağı konusunu ele alıyoruz" dedi.
İSTANBUL - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Çırağan Sarayı`nda düzenlenen Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi`nin alt organı Ortak Stratejik Planlama Grubu`nun 3. Toplantısı kapsamındaki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Bir soru üzerine, Suriye söz konusu olduğunda, Türkiye`nin "herhangi bir ülke" olmadığını belirten Davutoğlu, "Şu ana kadar Suriye`de yaşanan krizden ve Esed rejiminin halkına yönelik yürüttüğü katliamdan en fazla etkilenen ülke de Türkiye oldu" dedi.
Davutoğlu, "Hem Esed rejiminin sınırlarımızdaki şehirlere yönelik scud füzeleriyle yaptığı saldırılar, birkaç kez sınırımızı ihlal edecek şekilde yürüttüğü operasyonlar dolayısıyla bir güvenlik riski var hem de Esed rejiminin şu veya bu şekilde çökme ihtimali söz konusu olduğunda doğabilecek kaotik durumla ilgili güvenlik sıkıntılarımız var" ifadelerini kullandı.
İstanbul`da 20 Nisan`da yapılması planlanan Suriye Halkının Dostları Grubu`nun çekirdek toplantısından somut beklentisi sorulan Davutoğlu, Türkiye`nin her türlü yöntemi kullanarak, Suriye`de "insanlık trajedisi" çıkmaması için elinden geleni yaptığını söyledi.
Davutoğlu, Suriye`de 1 milyonu aşkın insanın mülteci durumunda olduğunu, 3 milyonu aşkın insanın Suriye içinde yerlerinden edildiğini, Türkiye`deki kamplarda son 2 yıl içinde evini, köyünü tanımadan doğan 3 bin çocuk bulunduğunu kaydederek, "Bütün samimiyetimizle Suriye krizinin nasıl aşılacağı konusunu ele alıyoruz. Beklentimiz de ortak bir tavır şekillendirebilmek için bir zemin oluşturmaya çalışmak" dedi.
Herkes ön koşulsuz silah bırakmalı
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da basın toplantısında yaptığı konuşmada, üçüncüsü düzenlenen toplantının iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve beşeri işbirliğinin güçlenmesine katkıda bulunduğunu ifade etti.
Bir Rus gazetecinin Suriye`ye ilişkin son gelişmeleri hatırlatarak, ``Yakın zamanda Suriye`de muhalefet ile iktidar arasında bir diyalog bekliyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine Lavrov, bu konuda Cenevre mutabakatına sadık bir şekilde çalışmalarını yürüttüklerini belirtti.
Cenevre mutabakatında ilkelerin belirlendiğini ifade eden Lavrov, şunları söyledi:
"Gerçekten fiili uygulamalarda bu ilkelere riayet edilmesi durumunda, zorunlu olarak görüşmelerin önüne konulan sorunlar ortadan kalkacaktır. Farklı ülkeler bu sorunlarını ön plana çıkarıyor ve `Zafer kazanılana kadar savaş devam etsin` deniyor ama bu gerçekçi bir yaklaşım değil. Bizler kesinlikle yönetim değişikliği konusunda mücadele etmiyoruz ve bu tür girişimleri desteklemiyoruz. Burada öncelik ihtilafın bir an önce durdurulmasıdır ve barışın tesis edilmesidir. Demokratik reformların yapılması önceliklidir. Burada savaşan herkesin ön koşulsuz silahı bırakmasını istememiz öncelikli olmalıdır. Esed`in gitmesi, iktidarın değişmesi öncelik olması durumunda, böylesi bir jeopolitik yaklaşımın bedeli masum insanların hayatı pahasına olacaktır. Dolayısıyla diyalog için bir ön koşul öne sürülmemesinden yanayız."
Suriye`deki ihtilafın sonuçlarının insani boyutunun devasa olduğunu belirten Lavrov, "Türkiye`nin omuzlarında ne büyük yük olduğunu biliyoruz. Diğer komşuların sıkıntılarını biliyoruz" dedi.