• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Yüz yüze eğitimin başlaması, üniversitelerin açılışı ve aşıyla hızlanan normalleşme süreciyle kiralık konut talepleri son aylarda hızlı bir artış gösterdi. Başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye genelinde kiraların normal artış bandının üzerine çıkarak astronomik rakamlara ulaşması tepkilere neden oldu.

Ev sahiplerince talep edilen ve kimi semtlerde yüzde 100'lere yaklaşan artış talepleri, kiracıların büyük mağduriyet yaşamalarına yol açtı. Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üy. Doç. Dr. Umut Yeniocak, kira bedelinin yüksek oranda arttırılması için ev sahipleri tarafından baskıya maruz kalan kiracıların yasal hakları ve böyle bir durumda atabilecekleri hukuki adımları anlattı.

Türkiye'de hukuk sisteminin, kira sözleşmesi yapılırken bir ev ya da iş yerinin ne kadara kiralandığına kural olarak müdahale etmediğini belirten Doç. Dr. Yeniocak, "Ancak Kanun, kira sözleşmesi bir kez yapıldıktan sonra kira bedelini aşırı artırmak ve eski kiracıyı evden ya da iş yerinden çıkarıp yerine yeni bir kiracıya daha yüksek bedelle kiralamak isteyen ev sahiplerine karşı önemli sınırlar koyar. Bu sınırlardan en çok bilineni de kira artışıyla ilgili TÜFE sınırlamasıdır" dedi.

"KİRA ARTIŞINDA TAVAN, 12 AYIN TÜFE ORTALAMASIDIR"

İlgili kanunun, kira süresi sona erdikten sonra yeni dönem kirası belirlenirken uygulanacak artışta on iki aylık TÜFE ortalamasını üst sınır olarak belirlediğini hatırlatan Doç. Dr. Yeniocak, “Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu oranın üst sınır yani tavan miktar olduğudur. Yapılacak artış bu oranın altında olabilir ama üstünde olamaz.

Ev sahibi, kiracıyı buna zorlayamaz. Örneğin, sözleşmede yüzde 20 artış yapılacağı yazıyor ancak TÜFE yüzde 15 olmuşsa, sözleşmedeki oran değil TÜFE oranı uygulanır. Kiracı, en fazla TÜFE oranında artış yaparak, kiracı olduğu evi ya da işyerini kullanmaya devam edebilir" açıklamasını yaptı.

EV SAHİBİ KİRACIYA TAZMİNAT ÖDEMEK ZORUNDA KALABİLİR

Mevcut kiracıyı çıkarıp yerine yüksek bedelle yeni kiracı almak isteyen mülk sahiplerinin, evde kendisinin ya da çocuğunun oturacağını, eve ya da işyerine ihtiyacı olduğunu söyleyerek kiracıyı çıkarmak istemelerinin sıkça başvurulan bir yöntem olduğunun bilindiğini belirten Doç. Dr. Umut Yeniocak, "Kanun, bu durumu kötüye kullananlar için önemli bir kural koymuştur.

Örneğin, çocuğunun ihtiyacı olduğunu söyleyip kiracıyı çıkaran kötü niyetli ev sahibi, bu yeri başkasına kiralarsa, kanuna göre, eski kiracı dava açarak 12 aylık kira bedelinden az olmamak üzere ev sahibinden tazminat hakkı kazanabilir" diye konuştu.   

EV SAHİBİ KİRA BEDELİNİN ARTIRILMASI İÇİN DAVA AÇABİLİR

Kira bedellerinin aşırı artmasıyla istedikleri kira gelirini elde edemeyen ev sahiplerinin de yararına olan bazı kurallar olduğunu ifade den Doç. Dr. Umut Yeniocak, şunları söyledi:


"Örneğin, kira başlangıcından itibaren beş yıl geçmiş ve kira bedeli, emsalleri karşısında çok düşük kalmışsa ev ya da işyeri sahibi, kira bedelinin arttırılması için dava açabilir. Ayrıca, 2012’de getirilen bir kurala göre, kira süresi bittikten sonra aynı evde veya işyerinde kiracı olarak kalan kiracıyı ev sahibi, on yıl sonra haklı bir sebep bildirmeden çıkarabilir.

Örneğin, bir yıl süreli bir konut kirasında ev sahibi, bir yılın dolmasının ardından on yıl bekleyecek ve sonrasında kiracıyı çıkarabilecek. Bu kural sebebiyle eski kiracılar, kirayı ev ya da iş yeri sahibinin istediği gibi TÜFE oranının çok üstünde arttırmak ya da evden veya işyerinden çıkmak ikilemi arasında sıkışıp kalıyorlar."

Kaynak: dha

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız