TÜSAD'dan yapılan açıklamaya göre, akciğer sertleşmesi olarak bilinen İdiopatik Pulmoner Fibrozis (İPF) hastalığıyla ilgili farkındalığı arttırmak, erken teşhis ve tedavinin önemini vurgulamak amacıyla bu yıl 14-21 Eylül tarihleri Dünya İdiopatik Pulmoner Fibrozis Haftası olarak belirlendi.

Hastalıkla ilgili bilgiler paylaşan Funda Coşkun, genel olarak 60 yaş üzerinde ve erkeklerde daha sık rastlanan İPF'nin Türkiye'de görülme sıklığının 100 binde 5 olduğunu kaydetti.

Sigara hikayesi olan bireylerin yüksek risk taşıyan gruplar arasında yer aldığını, hastalığın en önemli belirtilerinin ise nefes darlığı ve kuru öksürük olduğunu dile getiren Coşkun, toplumda tanı alamayan pek çok İPF hastasının olduğuna dikkati çekti.

Coşkun, İPF'nin hava yolunu tutan diğer göğüs hastalıklarıyla sıklıkla karıştırıldığını belirterek, "İPF'li hastalar geç tanı alabiliyor. Uzmanlar olarak mevcut tedaviyle rahatlamayan hastalarda mutlaka İPF düşünülmesini ve bunun araştırılmasını öneriyoruz. Akciğer grafisi, toraks tomografisi, kan tetkikleri ve difüzyon testi, erken ve ayırıcı tanı için kullanılan yöntemler arasında yer alıyor. Bazı hastalarımızda ayırıcı tanı için akciğer biyopsisi ve bronkoskopi gerekebiliyor. İPF'de erken ve ayırıcı tanı çok önemli." ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Funda Coşkun, İPF'nin kesin bir tedavisi olmadığını, yaşam süresinin ve konforunun ilaçlar sayesinde artırılabildiğini vurgulayarak, İPF tanısı konmuş hastalara uygulanacak tedavilerle ilgili şu uyarıları yaptı:

"Tanı aşamasından sonra, hastalığın seyrini yavaşlatan veya duraklatan ilaçlarla hastalığın tedavisi başlamaktadır. Uygun hastalar için akciğer nakli seçeneği özellikle değerlendirilmelidir. Kovid-19 pandemisi döneminde İPF de kronik hastalıklar arasında yer aldığından hastalarımıza aşılarını olmalarını ve rutin tedavilerine ve ilaçlarına uymalarını mutlaka öneriyoruz."