• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
İsrail İle Asla Masaya Oturmayacağız
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğruhaber / Dışhaber Servisi


ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ikinci Ortadoğu ziyareti kapsamında bir araya geldiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmelerin, “oldukça yapıcı” olduğunu dile getirmesinin ardından, gözler kaçınılmaz olarak Gazze’de Meşru  Hamas Yönetimine çevrildi.

ABD’nin Hamas ve El Fetih arasındaki anlaşmazlığın çözüme kavuşturularak Filistin birliğini sağlamaya yönelik süreçte Türkiye’den beklediği dillendirilen destek tartışılırken, 

‘Haberimiz yok’


Savaşın izlerini taşıyan Gazze’de, yönümüzü Hamas’ın kentin merkezindeki basın ofisine çeviriyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı bekleyen Gazze’de, yönetimi elinde bulunduran Hamas’ın dünyaya açılan kapısı bu ofis. Ofiste, Zuhri ile buluşuyoruz. Göz teması kurmadan, elleri masada kenetli bir şekilde konuşan Zuhri’ye ilk olarak Hamas’ın İsrail’i tanıması için ikna edilmesi adına Türkiye’nin arabuluculuk yapabileceği yönündeki iddiaları soruyoruz. Zuhri, bizi şaşırtan biçimde, durumdan haberdar olmadığını söylerken, şöyle devam ediyor:


“Bahsettiğiniz konudan, yani Türkiye’ye biçilen rolden haberim yok. Filistin’de birliğin sağlanması için yürütülen görüşmelerde ev sahipliğini Mısır yapıyor ve bu meselede halihazırda aktif bir rolü var. Türkiye bu noktada sürece dahil olmak isterse, bunu Mısır üzerinden yapmalıdır. Bu nedenle Türkiye ancak Mısır ile işbirliği kurarak uzlaşmaya dahil olabilir.”

‘Esas Rol Mısır’ın Süreçte’
Mısır aracılığıyla sürece dahil olması halinde, Türkiye’nin arabuluculuğuna sıcak bakıp bakmayacağı konusunda ise olası bir durumdan çok da yana olmadıklarına işaret ediyor:


“Türkiye’nin Filistin halkına verdiği desteği çok önemsiyoruz. Ancak El Fetih ile uzlaşma konusunda denklemin karmaşıklaştırılmasından yana değiliz.

Şu anda belirttiğim gibi Mısır uzlaşma sürecini kontrol ediyor.”
Hamas ile El Fetih arasındaki uzlaşma sürecinde Türkiye’ye ihtiyaç duyup duymadıkları konusunda sözlerini açıklığa kavuşturmasını istediğimizde olumsuz bir söz söylemekten kaçınır gibi Zuhri. Laf yine dönüp dolaşıp Mısır’ın süreçteki rolüne geldiğinde ise şunları söylüyor:


“Türkiye’den gelecek her türlü desteğe açığız ancak Mısır ile işbirliği yapılmalı. Türkiye’nin uzlaşma sürecinde rol almasına karşı değiliz. Fakat zaten yürüyen bir süreç var. Esas rol Mısır’ın. Türkiye’nin diyalog sağlanması için tek başına hareket etmesine gerek yok.”

‘İsrail ile masaya oturmayız’


İsrail-Filistin barış görüşmeleri kapsamında tarafların Türkiye’de masaya oturabileceği sinyalleri hakkında ise, “Bu iddia bir yalandır. Gerçeklik payı yok” diyerek iddiaları yalanlayan Zuhri, İsrail ile her türlü masaya oturmaktan kaçınacaklarını vurguluyor:
“Hamas, İsrail’le her türlü görüşmeyi reddetmeye devam ediyor.

Türkiye de bunu biliyor. Geçmişte yaşanan tecrübelerden ders çıkarttık. El Fetih’in İsrail ile uzun bir geçmişi var. İsrail ile birçok görüşme gerçekleştirildi zamanında ama sonuç ortada. Bu görüşmeler başarıya ulaşmadı.”

‘Özür Türkiye’nin başarısı’
İsrail’in Mavi Marmara özrü konusuna geldiğimizde ise Hamas’ın Türkiye’den Gazze ablukası kalkmadan İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi yönünde adım atılmaması konusunda talepte bulunduğunu söyleyen Zuhri, yine de özrün Hamas tarafında hayalkırıklığı ile karşılanmadığını özellikle vurguladı.


Zuhri, İsrail’in özrü, Türkiye’nin başarısıdır. Biz, Türkiye’den İsrail ile ikili ilişkilerinin Gazze ablukası kalkmadan normalleşmesi sürecine girmemesini istemiştik. Neticede Türkiye özgür bir devlettir ve istediğini yapar. Özür, Türkiye ile ilişkilerimizi etkilemedi” dedi.

‘Hamas süreçte istenmiyor’
ABD’nin Ortadoğu barış sürecinde yeniden aktif rol oynamaya başlaması konusunda ise barış görüşmelerinden sonuç çıkmayacağından emin olduğunu özellikle yineleyen Zuhri, “ABD, Hamas’ı düşman görüyor.


ABD yönetimi süreçte Hamas’a hiçbir şekilde rol verilmesinden yana değil. Yalnızca İsrail’in çıkarlarını gözetme peşindeler. İsrail önümüzdeki günlerde görüşmelere devam edilmesi konusunda adımlar atacaktır ancak bir sonuç çıkmayacağı kanaatindeyiz.


Türkiye’den İsrail’e Gazze ablukasına son vermesi için baskı yapmaya devam etmesini bekliyoruz” diyor.


‘El Fetih tanıdı da ne oldu?’


Peki, dünya kamuoyunun merak ettiği soru: “Hamas, El Fetih’in geçtiği süreçten geçer mi?” Yani İsrail’in Hamas tarafından tanınması ve uluslararası anlaşmaların kabul edilmesi noktasında yakın zamanda bir gelişme yaşanır mı?
Zuhri’nin yanıtı kısa ve netti:

“Biz, İsrail’i tanımayı reddediyoruz. El Fetih tanıdı da ne oldu?” El Fetih’in, “hiçbir şey başaramadığını” vurgulayan Zuhri, “Bu tecrübeler, bizi İsrail’i tanımamak konusunda daha da kararlı kılıyor” diyerek, yanıtını pekiştirdi ve devam etti: “İsrail, iki devletli çözümden yana değil. Onlar çözümden yana değilken bize geleceği şimdiden sormayın.”

‘Barack Obama yalan söylüyor’
Göz temasından kaçınan Zuhri, barış görüşmeleri söz konusu olunca bu kez tercümanımız yerine bize bakarak doğrudan, İngilizce anlatmaya başlıyor: “Obama yalan söylüyor. Barış istediği falan yok. Sadece görüşmelerin sürmesini istiyor, o kadar. İsrail de aynı şekilde hareket ediyor.

Hamas, Filistin halkının haklarını gözetmeye çalışıyor. İsrail çözümden yana değil. Hamas bu yalanlar zincirine halka olmak istemiyor.

Bu koşullar sürdükçe, biz de direnmeye devam edeceğiz. El Fetih ile görüşmeler durdu. Sebebi de El Fetih’in İsrail ile masaya oturmaya hazırlanıyor olması. Obama, Filistin’de uzlaşma istemiyor çünkü Hamas’ı düşman görüyor. El Fetih ile görüşmelerin devam edebilmesi için her türlü öneriye de açığız.”

Gazze’de İsrail’deki mahkumlara dikkat çekmek için sembolik cezaevi oluşturuldu.

Sembolik cezaevi


Seraya Meydanı’nda hafiften telaş içinde koşturan bir grup Filistinli genç adam, peşlerinde ise güleç yüzlü onlarca çocuk. İsrail’deki Negev Çöl Hapishanesi’nde yatan Filistinli mahkumların durumuna dikkat çekmek amacıyla geçtiğimiz hafta sembolik bir cezaevi alanına dönüştürülen eski Merkez Hapishane’nin önünde.

İsrail’in Eşel Hapishanesi’nde 2 Nisan’da hayatını kaybeden kanser hastası Filistinli tutuklu Ebu Hamdiye’nin fotoğrafı girişte hemen göze çarpıyor.


İngilizler tarafından 1930’larda askeri karargah olarak kullanılmak üzere kurulduktan sonra İsrail’in 1967’de Gazze’yi işgaliyle cezaevine dönüştürülen mekan, çeşitli zamanlarda Hamas, El Fetih ve İsrail tarafından yönetilen bir hapishane iken 5 yıldır yıkık dökük duvarlardan ibaret.


Erdoğan’ın da ziyaret etmesi beklenen ve birkaç güne açılışı yapılacağından gençlerin hummalı çalışmalarına sahne olan alan içinde, İsrail’de tutuklu bulunan Filistinli mahkumların fotoğrafları her yerde. Bir de mahkumların el emeği göz nuru işlediği hediyelik eşyalar.

Bu haberler de ilginizi çekebilir