• DOLAR 34.55
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3006.52
  • ...
Büyüme rakamları sonrası zamlar da hızlandı! BÜYÜME RAKAMI FIRSATÇILARA YARADI
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER / Hasan Işık

Çarşamba günü TÜİK, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) (ekonomik büyüme) rakamlarını açıkladı. Buna göre; Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,7 büyüdü. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın da vurguladığı gibi “G20'de en büyük 2. büyüme yine Türkiye'den” gelmişti.

Fakat gelin görün ki sevindirici olması gereken bu veri, vatandaş için adeta kâbusa dönüşmek üzere. Büyüme rakamları piyasada tilki kurnazlığı ile iş yapanlar için bir nevi “zam fırsatçılığına” dönüştü.

Son yıllarda hemen hemen hiç kesilmeyen zam yağmuru artık yıkıcı ekonomik sel felaketlerine doğru hızla ilerliyor. Gün geçmiyor ki bir zam haberi ile uyanmayalım. Enerjiden ulaşıma, gıdadan konut ve kira fiyatlarına hemen her alanda bir zam furyası almış başını gidiyor.

Bunun somut göstergesini Cuma günü yine TÜİK açıkladı. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) (enflasyon oranı), ağustos ayında bir önceki rakam olan %18,95’ten yıllık %19,25 rakamına tırmandı.

2019 YILI NİSAN AYINDAN BERİ GÖRÜLEN EN YÜKSEK ENFLASYON

Açıklanan son enflasyon rakamı 2019 yılı nisan ayından beri görülen en yüksek enflasyon oranı oldu!... Tüketici fiyat endeksi (TÜFE)’nin %19,25’e yükselmesinde yine en çok gıda enflasyonundaki hızlı yükseliş dikkat çekti. Ağustos'ta gıda fiyatları bir önceki yıla göre yüzde 29 arttı. Böylelikle yıllık gıda enflasyonunda 2019 Nisan ayından bu yana en yüksek artış görüldü. Gıda ve alkolsüz içecekler grubunu yüzde 22,91 ile ev eşyası ve yüzde 21,76 ile ulaştırma izledi.

Enflasyon açısından öncü göstergelerden biri olan İTO İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi'nde Ağustos ayında yükselişin devam etti. Endekse göre İstanbul'da perakende fiyatlar Ağustos'ta bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,89 arttı. Böylelikle İstanbul'da perakende fiyatlarda 2019 Mayıs ayından bu yana en hızlı yükseliş izlendi.

DOĞALGAZA ÜRETİCİ ZAMMI DERKEN SIRADA ELEKTRİK VAR

Doğal gazda mesken tarifesi sabit kaldı fakat sanayi ve elektrik üretim santrallerine yüzde 15 zam yapıldı. Elektrik üretim maliyetlerinin yükselmesi anlamına gelen bu zam sıranın elektrik zammında olduğunun da habercisi oldu.

BOTAŞ her ne kadar evlere verilen doğalgaza zam yapmasa da evlere gelen elektriğin kaynağına yani elektrik üretim santrallerine zam yaptı. Bu zammın tabii sonucu olarak maliyeti artan üretici de sattığı elektriğe bu zammı yansıtacak. Peki, bu zammın piyasada artçı şokları olmayacak mı? Oldu…

Vatandaş hemen her alanda fiyatların iki-üç kat arttığı gerçeği ile baş başa kalmış durumda.

EKMEĞE ZAM

Onlardan birisi de ekmek… Ekmek üreticileri zam beklediklerini, maliyetlerin son 1 yılda yüzde 35-40 arttığını ifade ediyorlar. Nihayet ekmek fiyatları üç ilde zamlandı. Balıkesir'de 200 gramı 1 lira 75 kuruştan satılan ekmeğin gramı 210 grama çıkarılırken, fiyatı da 25 kuruş zamlanarak 2 lira oldu. Adıyaman'da pide ve somun ekmeğine 50 kurum zam yapılarak 2 TL oldu. Kayseri'de ise ekmeğe 25 kuruş zam yapıldı ve 200 gram ekmek 1.75 TL'den satılmaya başlandı.

ESKİ KİRACILARINI KOVUP FAHİŞ KİRALARLA EV KİRALAMAYA ÇALIŞANLAR TÜREDİ!

Son dönemde yaşanan kiralık ev sıkıntısı fırsatçılığı da beraberinde getirdi. Türkiye genelinde yüzde 40, İstanbul'da bazı bölgelerde yüzde 300'lere varan oranlarda artan kiralar nedeniyle ev sahipleri eski kiracılarına "Ya fiyatı artır ya evden çık" baskısı yapıyor. Her gün tüketici derneklerine yüzlerce şikayet yağıyor. Ev sahiplerinin yüksek kira baskısı uyguladığı kiracılar, soluğu mahkemelerde almaya başladı.

HÜDA PAR Parti Sözcüsü Şehzade Demir de konuyla ilgili, “Elbette şu da var piyasa spekülatörlerle doludur. Hayat pahalılığı elbette var. Kira ve emlak fiyatlarının denetlenememesi gibi sonuçlar nedeniyle kimi fırsatçı insanlar bunu kazanca dönüştürme ve daha fazla ezmeye götürebilirler bunun için bir suiistimal söz konusudur. Hükümetin emlak ve kiralar noktasında denetim mekanizması kurması lazımdır” ifadelerini kullanmıştı.

ENFLASYON YÜKSELİNCE FAİZLERİ DE YÜKSELTEREK ENFLASYONU DÜŞÜRMEYE ÇALIŞAN BİR ANLAYIŞ

Bu arada enflasyon %19,25’e çıkarak aynı zamanda %19 seviyesinde olan Merkez Bankası politika faiz oranını da aşmış oldu. Bildiğiniz gibi TCMB, TL’nin değer kaybını önlemek için enflasyon üzeri faiz politikası benimsiyor.

Bunu da Ağustos ayı toplantısının karar metninde şu ifadelerle vurgulamıştı: “Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.”

Bu açıklamanın sahibi olan anlayış ve bu enflasyon rakamı ile faize darbe vurulması da hayal gibi… TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı 23 Eylül'de gerçekleştirilecek. Kurul, son toplantısında politika faizini %19 düzeyinde sabit tutmuştu. Bu toplantıda faiz indirimi bekleniyordu. Ama bu TÜFE ile o da zor…

Fakat şunu da bilmek lazım enflasyonun bu rakamlara ulaşmasının en büyük sebeplerinden birisi de Merkez Bankası’nın faiz sever politikasıdır. Enflasyon yükselince faizleri de yükselterek enflasyonu düşürmeye çalışan bir anlayış ile daha çok fahiş enflasyon rakamları görürüz. 

ÇÜNKÜ TOPLUMUN FAY HATLARINDAN BİRİSİ DE “EKONOMİ”

Sonuç olarak amacımız felaket tellallığı yapmak değil elbet. Ekonomiye dair dış ticaret ve imalat göstergelerinde çok olumlu rakamlar da var elbette. Yine yüksek teknolojideki ilerlemeler özellikle savunma sanayisi ve ihracatındaki olumlu gelişmeler ümit veren gelişmeler.

Fakat bir de sahada vatandaşın ekonomik gerçekliği var. Cebindeki paranın erimesi ve yapması gereken zaruri harcamaların maliyetlerinin katlanması gerçeği var. Vatandaş sıkıntı içinde, geçim derdi yüksek ateş gibi vatandaşın bütçesini kavuruyor. Çünkü fiyatlar bir yüksekten düşen kartopu gibi gün geçtikçe büyüyor.

Hükümetin şu zamanlarda ekonomiye dört elle sarılması piyasayı dört gözle sıkı kontrol altında tutması ve halka geçim sıkıntısı noktasında biraz nefes aldırması artık kaçınılmaz bir zaruret olmuştur.

Çünkü toplumun fay hatlarından birisi de “ekonomi” ve bu fay hattı ekonomik sıkıntılarla tetiklenirse sonuçta sosyal depremlere, sosyal depremlerde sandıkta yıkılan parti tabelalarına sebep olabilir…

Bu haberler de ilginizi çekebilir