5 Temmuz 2021 tarihinde başlayan kurslar, 6 haftalık eğitim sürecinin sonunda 20 Ağustos Cuma günü sona erdi.

Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirler doğrultusunda Yaz Kur'an Kurslarında hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak eğitim verildi.

Toplamda 68 bin cami ile 13 bin Kur'an kursu olmak üzere toplam 81 bin noktada gerçekleştirilen yaz kurslarında, 110 bin din görevlisi görev yaptı.

Kurslarda 1 milyon 32 bin 615 erkek, 874 bin kız olmak üzere toplamda 1 milyon 906 bin 615 öğrenci, Kur'an-ı Kerim derslerinin yanı sıra itikad, ibadet, ahlak ve siyer derslerinden oluşan Temel Dini Bilgiler eğitimi aldı.

Malatya özeline ait verileri paylaşan İl Müftüsü Veysel Işıldar, bu yıl Malatya'da Yaz Kur'an Kurslarında 22 bin 709 öğrencinin Kur'an-ı Kerim ile buluştuğunu, talep olması halinde hafta sonlarında da kursların devam edebileceğini söyledi.

Işıldar, Malatya genelinde bu sene bin 307 cami, Kur'an kursu ve mescidde ve çevrimiçi olmak üzere bin 139 öğretici tarafından 22 bin 709 öğrenciye eğitim verildiğini ve talep olunması takdirde hafta sonlarında da kursların devam edebileceğini kaydetti.

Her anne-babanın çocuklarına İslami terbiye vermekle sorumlu olduğunu anımsatan Işıldar, Allah'tan korkan bir neslin topluma huzur ve güven getireceğini ve insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak yegâne reçete Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hayatı olduğuna dikkat çekti.

Malatya İl Müftüsü Veysel Işıldar

"Yaz kurslarında 22 bin 709 çocuğumuz yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim ile buluştu"

Salgından dolayı geçen sene Yaz Kur'an Kurslarının verimli geçmediğini ama bu sene çok güzel ve verimli geçtiğini belirten Işıldar, "Malatya genelinde bu sene bin 307 cami, Kur'an kursu ve mescid ve çevrimiçi olmak üzere bin 139 öğretici tarafından 22 bin 709 öğrenci eğitim gördü. Hamdolsun salgın öncesi öğrenci sayısına hemen hemen yaklaştık. Elhamdülillah 22 bin 709 çocuğumuz yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim ile buluşarak onu öğrendi. Kendilerine hayat boyu lazım olacak dini değerler eğitimini, ahlak, adap, milli ve manevi değerler gibi konuları öğrendiler. İtiraf etmemiz gerekir ki bizlerin kendi çocuklarımıza bunları vermemiz çok zor, çünkü anne-baba ilişkisi farklı bir şeydir. Ama camilere gelip ya da çevrimiçi hocalarımızdan ders almak farklı bir şeydir. Hamd-u senalar olsun bu sene ki Yaz Kur'an Kursları güzel ve verimli geçti." diye kaydetti.

"Her anne-baba çocuklarına dini terbiye vermekle ve İslami terbiye vermekle sorumludur"

Velilerin Yaz Kur'an Kurslarına teveccüh gösterdiğini ve çocuklarını gönderdiklerini kaydeden Işıldar, şöyle devam etti:

Çocuklarımız camileri özlemişti, camiler de çocukları özlemişti. Veliler çocuklarını camilere getirerek hocalarımıza emanet etmek suretiyle bir manada manevi sorumluluktan da kurtulmuş oldular. Çünkü her anne baba çocuklarına dini terbiye vermekle ve İslami terbiye vermekle sorumludur. Ya kendisi verecektir ya da bu eğitimi veren bir yere çocuğunu teslim edecektir. Velilerimizin bu konuda göstermiş oldukları teveccühten dolayı kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bu seneki öğrenci sayımız hamd olsun iyiydi. İnşallah ileriki yıllarda bu sayı daha da artacaktır.

"Talep olursa hafta sonları da kurslarımız devam edecek"

Işıldar, "Velilerimize şunu da hatırlatmak istiyorum. Talep olursa hafta sonları da kurslarımız devam edecek. Velilerimiz, Kur'an-ı Kerim eğitimin devamını arzuluyorlarsa kendilerine en yakın camiye giderek orada bulunan hocalarımıza kayıt yaptırabilirler. Çocukların hafta sonlarında da kurslara devam etmesi bizleri sevindirecektir. Çünkü Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir Hadis-i Şerifte, 'Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir.' diyor. Cenab-ı Hakk da Kur'an-ı Kerim'de Peygamberimizi bizlere örnek göstererek 'O'nun hayatında sizin için güzel bir örneklik vardır. Onu kendinize örnek alın, model alın.' diye haber veriyor." dedi.

"İnsanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak yegâne reçete Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hayatıdır"

Kur'an-ı Kerim'in çok büyük bir mucize olduğuna dikkat çeken Işıldar, "Kur'an-ı Kerim'in değerleri ve dinimizin değerleri bizi biz yapan değerlerdir. Hem bu dünyamızı hem de ahiretimizi kurtarmamıza vesile olacak. İslam'ın gönderiliş gayesi hem insanlara bu dünya saadetini bahşetmek hem de ahiret saadetini bahşetmektir. Bunu her namazımızda okuduğumuz Bakara Suresi'nde geçen Ayet-i Kerime'deki dua çok güzel şekilde anlatıyor: 'Rabbimiz bize bu dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizleri cehennem azabından koru.' Bütün İslam'ın emir ve yasakları bunu sağlamak içindir. İnsanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak yegâne rehber, reçete Kur'an-ı Kerim'dir ve Peygamber Efendimizin hayatıdır." dedi.

"Korkma Allah'tan korkandan, kork Allah'tan korkmayandan"

Allah korkusunun hâkim olduğu toplumlarda güven olduğuna dikkat çeken Işıldar, "Ne demişler: 'Korkma Allah'tan korkandan, kork Allah'tan korkmayandan.' Allah'a karşı saygı ve itaati olan bir kimseden hiç kimsenin korkmasına gerek yok. Ama Allah korkusu olmayan kişiden ise 'Kork Allah'tan korkmayandan' denilmiş. Allah korkusu olan insanların toplumla beraber olması, toplumda güven oluşturur. İnsanların huzur ve güven içerisinde yaşaması, birbirlerine sevgi ve sevgiyle yaklaşması o toplumun, mahallenin, köyün yaşanabilir hale gelmesine vesile olur. Aslında insanın da arzu ettiği ve fıtratının da çağırdığı budur. Fıtrattan kaçmak mümkün değildir. Allah hepimizi İslam fıtratı üzerine daim etsin, ailemizle birlikte bizlere her iki dünya saadetini bahşetsin." dileğinde bulundu. (İLKHA)