Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Uca: PCR testi zorunlu hale getirilemez
Yeni eğitim-öğretim dönemi ile ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, telafi eğitimin öğrencilere yüklenilmemesi, eksik olan temizlik personel alımı ve PCR testinin zorunlu hale getirilmemesi gerektiğini söyledi.
Alınan kararla 6 Eylül 2021 tarihinde yüz yüze eğitime geçilmesinin yerinde ve doğru bir karar olduğunu belirten Uca, yeni süreçte vakalarda ve ölüm oranlarında bir artışın olabileceğini, eğitim-öğretimden öğrencileri mahrum etmemek için eğitime başlanması gerektiğini ifade etti.
Öğrencilerde geçmişe yönelik öğrenme kayıplarının fazla olduğunu dile getiren Uca, "Gerek uzaktan eğitim sistemi gerekse televizyondan yapılan yayınlar çok verimli olmadı. Her zaman söylüyoruz, yüz yüze eğitim ilk, orta ve okul öncesi eğitim için olmazsa olmazımızdır. Öğretmenin öğrencisi ile birebir iletişim kuramaması ve onu cesaretlendirecek herhangi bir etkinliğin içerisine koyamaması, eğitimin önemli eksikliklerindendir. Çünkü biz yüz yüze eğitimde sadece öğretim boyutu ile değil eğitim boyutu ile de ilgileniyoruz. Manevi değerlerimizin öğrencilere aşılanmasından tutun bütün ahlaki değerlerin öğrencilere verildiği süreçtir yüz yüze eğitim. Öğrenme kayıplarının da giderilmesi için yüz yüze eğitim şart." dedi.
"Telafi eğitimleri ile öğrencileri boğmayalım"
Telafi eğitimi için çocukları sıkarak eğitim-öğretim sürecine katmanın süreci bir zulme dönüştürebileceğine dikkat çeken Uca, "Hem bir pandemi sürecinden geçiyoruz hem bir tatil süreci geçti. Bu tatil sürecinde ister istemez çocuklar eğitim-öğretimden koptular. Bizim çocuklarımıza yeniden bir yükleme yapmamız onların aleyhine olabilir. Onların öğrendiklerini de unutmaları sağlayabilir. Dolayısıyla şu anda bir telafi eğitiminin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hafta sonları destekleyici bazı kurslar ve ilkokul öğrencilerine yönelik İYEP kursları var. Bu kurslar da çok yoğun olmamak şartı ile verilebilir ama telafi eğitimi dediğimizde daha fazla yoğunlukta ve çocuklarımızın kendi eğitimlerinin yanında ekstra bir eğitime tabi tutulması anlamına gelir ki ben çocukların bunu kaldırabileceğini sanmıyorum." ifadelerini kullandı.
"30-40 kişilik sınıflarda sosyal mesafenin sağlanması pek mümkün değil"
Türkiye'nin salgın sürecinde okullarını tamamen kapatan ender ülkelerden biri olduğunu dile getiren Uca, "Birçok ülkede eğitim-öğretim süreci başlamıştı ve bütün öğrenciler bu sürecin içine dahil edilmişti. Buna rağmen bu ülkelerdeki vakalar abartılı bir sürece girmedi. Dolayısıyla eğitim-öğretim sürecinin başlaması ile beraber pandemi sürecinin bizi biraz yoracağını ama sonrasında insan vücudunun bu hastalığa karşı bir direnç kazanacağını düşünüyorum. Sınıflar içerisinde oluşabilecek etkileşimin mutlaka olacağını ama bundan çok da endişe duymamamız gerektiğini düşünüyorum. 30-40 kişilik sınıflarda sosyal mesafe kuralına uyulamayacağını hepimiz biliyoruz. Bunun için verilen çabanın da beyhude bir çaba olduğunu düşünüyorum. Özellikle okul öncesi ve birinci sınıf öğrencilerinin aynı sınıfta kendi arkadaşı ile etkileşime girememe olasılığının sıfır olduğunu hepimiz biliyoruz. Çocukların olduğu bir yerde çocuklar birbiri ile oyun da oynayacak, şakalaşacak ve birbirlerine dokunacak çünkü çocuklar birbirine dokunmadığı sürece enerjilerini tüketemezler." şeklinde konuştu.
"Okullarımızdaki temizlik personeli sorunu acilen çözülmelidir"
Okullarda müthiş derecede bir bütçe sıkıntısı olduğuna değinen Uca şunları söyledi:
Özellikle okul öncesi, ilk ve ortaokullarımızda ödenek sıkıntısı var. Okul idarecileri kendi imkanları ile ve kantin gelirleri ile okulun ufak giderlerini karşılamaya çalışıyorlar. Pandemi sürecinde de kantinler kapalıydı ve buradan okul kasasına herhangi bir para girmediği için bazı okulların öğretmenleri kendi aralarında topladıkları paralarla okulu çevirdiğini görüyoruz. Öğretmenlerimiz kendi harcamalarından kısarak ve fedakârlık yaparak okullara destek oluyorlar.Salgın sürecinde okullarımıza Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından gönderilen ödeneklerle dezenfektan, maske ve çöp kovaları gibi temizlikte kullanılacak malzemeler verildi. Bu sene de yine bu ihtiyaçlar giderilecek. Bakanlık bunun önlemini alıyor ama maalesef okullarda bu temizlik malzemelerini kullanacak eleman yok. İŞKUR üzerinden okullarımıza temizlik elemanları alınıyordu ama bu sene henüz böyle bir alım yapılmadı ve başvurular bile başlamadı. Birçok okulumuz şu an personelsiz maalesef. Bazı okullarımızda taşerondan kadroya geçen arkadaşlarımız var ama diğer okullarda temizlik nasıl olacak çok merak ediyorum. Bunun önleminin 2 ay öncesinde alınması gerektiğini söylemiştik. İstediğiniz kadar temizlik malzemesi, dezenfektan, çöp kovası alın ama onları kullanacak eleman sayısı okullarımızda çok çok az. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 10 gün gibi kısa bir sürede okullardaki eleman sıkıntısını çözmesi gerekiyor. Okullarımızın açılmadan kapanma tehlikesi ile karşılaşmasını istemiyoruz.
"PCR testi ve aşı zorunlu hale getirilemez"
PCR testinin öğretmenler için zorunlu hale getirilmesinin düşünülemeyecek bir olay olduğunu, detaylı olarak düşünülmeden alınmış bir karar olduğunu düşündüklerini belirten Uca, bu testi uygulamanın çok zor bir durum olduğunu söyledi.
Uca, "Düşünün ki öğretmen PCR testi yaptırmadan okula gitti. Bu arkadaşımıza nasıl bir yaptırım uygulayacaklar? Derse girmesi engellenecek tamam peki öğrencilerine kim ders verecek? Ya da okul idaresi öğretmeni geri gönderdi o öğretmene herhangi bir cezai işlem uygulanacak mı? Öğretmen ısrarla 'ben yaptırmak istemiyorum' dediğinde nasıl bir işlem uygulanacak? Bunlar düşünülmeden alınmış karalar. Bu kararın bakanlık tarafından mutlaka çözülmesi lazım. Biz bütün öğretmen arkadaşlarımızın aşı olmasını istiyoruz ve bununla ilgili ciddi çağrılarımız var. Biz herkesin aşı olmasını istiyoruz ben kendim de aşı oldum. Ama insanların zorla PCR ve aşıya yönlendirilmeleri çok doğru bir karar değil." diye konuştu.
"Velilere zorunlu olmayan PCR testi öğretmenlere zorunlu hale getirilmesi yanlıştır"
Veliler için zorunlu olmayan PCR ve aşının öğretmenler için zorunlu olmasının doğru olmadığını vurgulayan Uca, "Öğrencilerin velilerle etkileşim kuramaması mümkün değil. Öğretmenlerimizin tamamı aşı olsa bile velilerin aşılanmaması eğitim-öğretimi sekteye uğratacaktır. Bizim ya bütün dinamiklerimize karşı aynı tedbiri almamız gerekiyor ya da bu işi başka bir şekilde çözmemiz gerekiyor. Anayasal olarak ta bakıldığında kimsenin kimseden zorla test isteme, aşı olmasını isteme gibi bir hakkı yoktur." dedi. (İLKHA)