Ankara'da besicilerin ev, mandıra ve ahırları belediye tarafından yıkıldı
Ankara Keçiören Belediyesi, Bağlum'da bulunan ev, mandıra ve ahırları ruhsatsız olduğu gerekçesiyle yıktı.
Keçiören ilçesine bağlı Bağlum semti Karşıyaka Mahallesi Barbaros Caddesi üzerinde bulunan 5 mandıra ve ahır ruhsatsız oldukları gerekçesiyle Keçiören Belediyesi ekiplerince yıkıldı.
Evi ve ahırları yıkılan Adil Ece, Kürt oldukları için yıkımın gerçekleştirildiğini ileri sürse de Belediye Başkan Yardımcısı Merih Karayol, yıkımın etnik kökenden dolayı yapılamadığını savundu.
Yıkım sırasında bölgede çok sayıda zabıta ve çevik kuvvet ekibi ile toplumsal olaylara müdahale aracı (TOMA) hazır bekletildi. Ekipler çalışma sırasında çevrede güvenlik önlemi alırken yıkım işlemine karşı çıkanlar gözaltına alındı.
Ev, mandıra ve ahırları yıkılan aileler 2003 yılından bu yana memleketleri Mardin’den göç edip burada besicilik ile uğraştıkları öğrenildi.
"Tam 18 yıldır buradayız"
Aslen Mardin Derikli olduğunu 2003’ten beri buraya göç ettiklerini ifade eden Adil Ece, "Burada bir arazi aldık bir çiftlik yapıp iş yapmak istedik. Tam 18 yıldır buradayız. 520 büyükbaş işletmesi kurduk. Keçiören Belediyesi son 2 yıldır baya bir bulaştı. Kürt olduğumuz nedeniyle mi bunlar yapılıyor bilemiyorum. Bu durum biraz Kürt olduğumuzdan kaynaklanıyor. Belediye ekipleri bugün gelip ahırlarımızı ve bir tane evimizi başlarımıza yıkıp gittiler. Yıktıkları evde abim, yengem ev en büyüğü 6 yaşındaki 4 çocuğuyla yaşıyordular." dedi.
"Yıkım sebepleri sadece Kürt olarak burada iş yapıp para kazandığımızdandır"
Karşıyaka Mahallesinde yaklaşık 60 ahır besihane olduğunu söyleyen Ece, "Bugün burada yıkılan ve yıkılacak olanlar Kürtlerin ahırlarıdır. Bu yıkımda Türkler mağdur edilmedi. Ben ne durumdaysam Türk’te aynı durumda ama maalesef onun ahırını yıkmıyor benim ahırımı yıkıyorlar. Kimsenin burada ruhsat veya diğer belgeleri yok. Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok kafayı bize takmış. Biz ‘buraları yıkıyorsunuz bize bir yer gösterin başkanım’ diyoruz. Başkan bize resmen 'dağa çıkın' diyor. Gülümseyerek yüzümüze bakıp ‘dağa çıkın’ diyor. Yıkım sebepleri sadece Kürt olarak burada iş yapıp para kazandığımızdandır. Burada 60 hane var yani 60 besici işletmesi var. Yıkım kararı 8 kişiyeydi bugün 5’i yıkıldı 5’ide Kürt. Birinci yıkım Kürt’tü yıktılar ikincisi Türk’tü yıkmadılar Kürt’e ait üçüncüsü yer yıktırıldı. O şekilde atlaya atlaya Kürtleri temizleyip gittiler. Hayvanlarımızı dışarı saldılar. Yaklaşık 50 büyükbaş hayvanımız var. Besi hayvanı ulu ortada daldılar. Ekmek teknelerimizi başlarımıza yıkıp çekip gittiler." ifadelerini kullandı.
"Hangi adalet ve insafta bu yazılır"
28 Temmuz’da Keçiören Belediyesi Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde düzenlenen ‘Hayvan Dostu Şehirler Ödül Töreni’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katıldığını hatırlatan Ece, devamında şunları söyledi:
Sayın Emine Erdoğan Keçiören köpek barınağını ziyaret etmeye gelmişti. Güzel bir çalışma köpekte bir hayvandır. Ahırlarını yıktırılan hayvanları Allah yolunda kurban kesiyoruz. Sayın Emine Erdoğan, köpek barınağını ziyaretinden bir gün sonra hemen köpek barınağının yakınında ahırlarımızı yıktınız. 50 tane büyükbaş hayvanımızı da dışarıda bıraktınız. Etinden, sütünden A’den Z’ye faydalandığımız ve Allah yolunda kestiğimiz hayvanları dışarıda bıraktınız. Hangi adalet ve insafta bu yazılır. Bugün bizim 50 büyükbaş hayvan komşulardan da 200-300 büyükbaş hayvan direk meclise sürüp ‘biz bakamıyoruz siz bakın’ mesajını vermek istiyoruz. Bu hayvanların yanınızda köpek kadar değeri yok.
"Oğlum eşi ve çocuklarıyla evsiz kaldılar"
Ahır ve evlerinin yıkılmasıyla mağdur edildiklerini söyleyen Saliha Ece, "Ahırımızı ve evimizi yıktılar. Oğlumun eşyaları dışarıda kaldı. 5 çocuklarıyla dışarıda kaldılar. Hayvanları ahırlardan sürüp ahırları yıktılar. Hayvanları çöle saldılar. Çobanlar bazılarını bir meydanda topladı. Bir suçumuz yok tapulu arazimizdir. Bu köyde belki 50 çiftlik var. Bizim ahırlarımızı yıktılar onlara bir şey demedik evimizi de yıktılar. Oğlum nefes darlığı var eşi de engelli çocuklarıyla evsiz kaldılar. Eşyaları hepsi toz toprak ve molozların içindeler. Sebebi Kürt olmamızdır. Buradan gitmemizi istiyorlar. Bizim topraklarımızdır nereye gidebiliriz ki. Servetimizi buraya harcadık. Bizim hiçbir şeyimiz kalmamış malımız ne varsa buradadır." diye konuştu.
"Mahkeme kararıyla yıkım işlemleri gerçekleştirildi"
Konuyla ilgili telefon ile görüştüğümüz Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Merih Karayol, "Vatandaşlar herkes bir şey söylüyor tabi Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes eşittir. Biz etnik kökeni ve inancı ne olursa olsun hiç kimseyi bir diğerinden ayırt etmeyiz edemeyiz. Devlet olarak da ayırt edemeyiz. Turgut Bey böyle bir şeye kesinlikle girmez. Orada sadece ruhsatsız yapı yaptıkları ve bunu da herhangi bir yasal dayanağa dayandırmadıkları için davalar oldu. Mahkemede de kaybettiler. Mahkeme kararıyla yıkım işlemleri gerçekleştirildi. Kimsenin nerede doğduğuna, nereli olduğuna, etnik kökeni ne olduğuna, dini inancının ne olduğuna bakmak sızın yaktı. Dün orada bana da öyle söylediler. Onlara da belirttim ‘onun için değil yapınız ruhsatsız olduğu için’ dedim. Diğerlerinin yapı kayıt belgeleri vardı. Bazılarının da mahkemede yürütmeyi durdurma kararı vardı. O yüzden hepsi yıkılmadı. Bunlar ruhsatsız yapı olduğu için tutanakları tutuldu encümenden yıkım kararları çıktı. Dava açtılar mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı aldılar. Daha sonra mahkeme yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı. Belediyeyi haklı buldu ve yıkımına karar verildi. Bizde mahkeme kararlarını yerine getirdik. Söyledikleri şey mümkün değil. Ben devlet memuruyum yaptığım bütün iş ve işleyişlerin tamamının yasal dayanağının olması lazım. Bizim şu anda en büyük ihtiyacımız birleştirmek. Biz bu düşünceyle çalışıyoruz. Yıkılmayan ahırların ya yapı kayıt belgeleri vardı ya da mahkeme mahkemeden yürütmeyi durdurma kararları vardı. Onlarında yürütme durdurma kararı kaldırılacak onları da yıkacağız." dedi. (İLKHA)