AİÇÜ'de Yapay Zeka, Transhümanizm ve Din çalıştayı
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde (AİÇÜ) "Yapay Zeka, Transhümanizm ve Din" çalıştayı gerçekleştirildi.
AİÇÜ İslami İlimler Fakültesi ile Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından online (çevrimiçi) olarak düzenlenen "Yapay Zeka, Transhümanizm ve Din" çalıştayına AİÇÜ Rektörü Abdulhalik Karabulut, Atatürk Üniversitesi Rektör vekili Hüseyin Özer ve akademisyenler katıldı.
Çalıştayın açılışında konuşan AİÇÜ Rektörü Abdulhalik Karabulut, teknolojide yaşanan ve Endüstri 4.0 olarak nitelendirilen süreçte enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişmesinin akıllı telefonlar, akıllı evler, biyoteknoloji, nanoteknoloji, yapay zeka, robotik ve sosyal ağların oluşumuyla yeni bir boyuta girdiğini, yaşanmakta olan bu dönüşümün sadece teknik açıdan değil, tarihsel, siyasal, sosyolojik, kültürel, etik ve felsefi yönleriyle de ele alınmasının büyük bir önem kazandığını söyledi.
"Teknoloji aracılığıyla zihnin sınırlarını zorlayan…"
Günümüzde Yapay zekâ, robotik, 3D yazıcılar, arttırılmış gerçeklik, enerji depolama ve kuantum bilgisayarlar gibi ileri teknoloji aracılığıyla zihnin sınırlarını zorlayan, hatta onu aşan ve insan aklını kontrol altına alan gelişmeler yaşandığını, bunun da insanlığı teknoloji çağının getirdiği yeni bir felsefi kavram ve hareket olan trans-hümanizm ile tanıştırdığını ifade eden Profesör Doktor Abdulhalik Karabulut, "Trans-hümanizm; nanoteknoloji, gen klonlama, yapay zekâ gibi ileri teknolojilerin insan üzerinde detaylı bir biçimde kullanılmasını destekleyen kültürel bir hareketliliktir." dedi.
"Endüstri 5.0 kavramını getirmiş…"
Rektör Karabulut, "Teknolojide yaşanan bu ilerleme beraberinde toplum için tasarlanan insansız teknolojiler olarak tanımlanan Endüstri 5.0 kavramını getirmiş, sonrasında felsefi bir kavram olan ve odağında sosyal refah ve bireylerin mutluluğunun yer aldığı Toplum 5.0 ortaya çıkmıştır. Felsefesinde “insan ve insanın yaşam kalitesi”nin yer aldığı Toplum 5.0 ile birlikte yenilikçi ve insan temelli çözümlerin sunulmasıyla, teknoloji odaklı dünya düzeninden insan merkezli bir düzene dönüşüm amaçlanmış olması çok önemlidir. Atalarımızın dediği “insanı yaşat ki, devlet yaşasın” temel felsefesi olarak da ifade edebiliriz. Fakat dikkat edilmesi gereken en önemli hususların başında, mükemmel ölümsüz bir insan modeli amacıyla yapılan çalışmalarda insanı insanlıktan uzaklaştırıp robotik canavarlar oluşturma tehlikesi ile karşı karşıya kalma riski gelmektedir. İşte burada ahlaki değerler ve ilahi vahye dayalı din devreye girmelidir. Çünkü erdemli bireyler eliyle kullanıldığında insanlığın refahı ve mutluluğu için önemli bir güç olan bilgi, aksi takdirde insanlığın felaketi olabilir." ifdelerini kullandı.
"Ahlaki değerler ihmal edilemez önemdedir"
Ölüm sonrası hayatın gözarı edilmemesi gerektiğinin altını çizen Karabulut, "Yani ahlaki değerler ihmal edilemez önemdedir ve dini inanç da bu yeni insan tipini kontrol etmelidir. Ölüm sonrası hayat asla göz ardı edilmemelidir. Bu otokontroldür. İşte burada siz saygıdeğer bilim insanlarına çok önemli görev ve sorumluluk düşmektedir. Öte yandan ülkemizin çağın gerektirdiği dijital dönüşümü gerçekleştirerek Toplum 5.0’a ulaşabilmesi çok çok önemlidir. 2019’da Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca hazırlanan “Dijital Türkiye Yol Haritası” raporunda; dijital dönüşümün getirdiği yenilikleri farklı alanlara adapte edebilen ülkelerle aramızdaki ekonomik gelişmişlik ve refah düzeyinin giderek açıldığına yer verilmiş; bu çağın gerisinde kalmak gibi bir seçeneğimizin olamayacağı belirtilmiştir. Bu duygularla böylesi önemli bir çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı Doçent Doktor Muhammed Kızılgeçit’e ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum." diye konuştu. (İLKHA)