Mavi Marmara gemisine Gazze’ye insani yardım götürürken uluslararası sularda saldırıp 9 kişiyi şehit eden ve onlarca kişiyi yaralayan siyonist israil Başbakanı Netanyahu, Başbakan Erdoğan’ı telefonla arayarak Mavi Marmara baskını için özür dilemeyi baskında şehit olanların ailelerine tazminat vermeyi kabul ettiğini söyledi.

İsrail’in özür dilemesini ve bundan sonraki süreçte neler olacağı ile ilgili Doğruhaber’e önemli açıklamalarda bulunan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, “israil terörist bir anlayışla hatta korsanca bir tavırla saldırarak masum insanları katletti. Biz Türkiye ile israil ilişkilerinin hiçbir zaman normalleşmesi taraftarı değiliz. İsrail’in eli kanlıdır. Katillerle hangi ilişkiyi normalleştireceksiniz? Önceden normal olmayan sıra dışı bir ilişki vardı. Şimdi normalleşmek için atılan adımlar sıra dışı olacak” dedi.

İSRAİL’İN ZEKÂ SORUNU VAR
İsrail’in bir zekâ sorunu olduğunu söyleyen Yıldırım, “israil kendi gücüne çok güvenip şımarıklık yapıyordu. Mavi Marmara’nın haklılığı o kadar netti ki insanlar Mavi Marmara’nın ortaya koymak istediği hedefi anladılar. Ama israil bunu algılayamadı. Herkes israil’i çok zeki ve akıllı zanneder ama israil’in bir zekâ sorunu var” diye konuştu.

SEBEBİ NE OLURSA OLSUN BU ÖZÜR ÖNEMLİDİR
Türkiye ile israil ilişkilerinin normalleşmesi taraftarı olmadıklarını ifade eden Yıldırım, “israil üç yıl özür dilememek için direndi. Aslında özür dilememesi bizim işimize geliyordu. İsrail öyle yalnızlaştı ki bir taraftan en büyük müttefiki olan Mısır’ı kaybetti. Suriye’deki iç karışıklık ve İran’a yönelik tavrı, attığı havalar hepsi bir araya gelince israil yalnızlaştı. ABD bölgede iki müttefikinin bir arada olmasını istiyor” dedi. Yıldırım, “sonuçta sebebi ne olursa olsun israil özür diledi. Bu özür önemlidir” şeklinde konuştu.

İSRAİL’E ASLA GÜVENİLMEZ
“İsrail özür dilemekle bütün dünyaya, Mavi Marmara’yı şımarık bir şekilde, terörist bir anlayışla, korsanca bir tavırla vurduğunu ve masum insanları katlettiğini itiraf etti. Bu özrü büyük şeytanın lideriyle beraber görüşerek açıkladılar” diyen Yıldırım, “Bu özürle birlikte dünyanın her tarafındaki insanlar bizim haklılığımızı kabul etti. Biz, bize dilenen özrün zevkini yaşarız. Onlar da bu haltı nasıl yedik diye birbirlerine düşerler. Bir, sıfırdan her zaman üstündür. Biz şu anda dünya nezdinde öndeyiz. İnşallah bu özür mahkemelere de olumlu yansıyacak. Ama halkımız her zaman teyakkuz halinde olmalıdır. Çünkü israil’e asla güvenilmez.” ifadelerini kullandı.

SİYONİSTLER YALANCIDIR
Türkiye’nin kendisine verilen sözlerin takipçisi olması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, israil’e hiçbir şekilde güvenilmemesi gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu: “Siyonistler yalancıdır. İnsanın gözlerinin içine bakıp sonra hiç bir şey olmamış gibi yalanlarını devam ettirirler. Hatta ikinci yalanlarına birinci yalanlarını delil gösterirler. Bunlar bu yalanlarıyla devamlı insanları kandırabileceklerini düşünüyorlar. Biz, israil’e hiçbir zaman güvenmeyiz”

ABLUKANIN KALKMASINI BEKLEMİYORUZ
Filistin’e devam eden ablukanın kalkmasını beklemediklerini ifade eden Yıldırım, “Çünkü bunun birçok sebebi var. İsrail’in orda işgalci olması en büyük sebeptir. Orada israil diye bir devlet yoktur. Orada işgalci bir anlayış vardır. Bunu net olarak ortaya koymak lazım” dedi.

DAVALAR GERİ ÇEKİLMEYECEK
İsrail Mavi Marmara’ya yaptığı baskından dolayı özür diledi diye açılmış olan davalardan vazgeçmeyeceklerini vurgulayan İHH Başkanı Yıldırım, “Biz Mavi Marmara katılımcıları, organizatörleri, yaralıları ve şehit aileleri bu davaların geri çekilmeyeceğini devamlı söylüyoruz. Bu davalar sadece Mavi Marmara adına açılmadı. Filistin’de katledilen çocuklar, kadınlar ve masum insanlar adına açıldı. Şimdi bu davaların geri çekilmesini düşünenler dünyadaki hukuk sisteminin iflas ettiğini ilan etmek mecburiyetindeler. Bu davalar ceza davasıdır ve devam edecek. Suçlunun suçunu itirafı söz konusudur artık. Şu anda bütün mahkemeler imtihan verecekler. Hani bağımsız yargı diyorlar ya, suçunu kabul etmiş bir katilin mahkemelerde aklanacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

ABD VE İSRAİL’İN OYUNUNA KİMSE İNANMAZ
Bu özrün arkasında mutlaka ABD ve israil’in bazı hesapları olduğunu söyleyen Yıldırım, artık Ortadoğu’da Türkiye ile israil’in çizdiği bir denge politikasının bundan sonra uygulanamayacağını ifade ederek şöyle konuştu: “Fotoğrafa büyük bakmak lazım. Bu özrün bir takım sebepleri de vardır. Şu yanlışa da düşmeyelim: Türkiye bir oyunun içerisine çekilmek isteniyor, kimse böyle komplo teorilerine girmesin. Elbette Amerika’nın ve israil’in bir beklentisi var. Türkiye halkı da geri zekâlı değildir. İsrail gelecek bizim vatandaşlarımızı öldürecek, işkence edecek, ondan sonra ABD ve israil oyun kuracak bütün halk buna inanacak. Bu halk bunu kabul etmez.”

TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDA NORMAL BİR İLİŞKİ OLAMAZ
Bundan sonra Türkiye ile israil arasında normalleşme diye bir şeyin olmayacağını vurgulayan Yıldırım, “Önceden normal olmayan sıra dışı bir ilişki vardı. Şimdi normalleşmek için atılan adımlar sıra dışı olacak. Çünkü karşımızda bir katil ve sözünü asla tutmayan, şımarık bir anlayış var. Elindeki silah gücüyle kadın ve çocukları öldürmekten mutlu olan bir yapı var. Bunlarla ilişkiler şu şekilde olur: Katili alır hapse koyarsınız, israil’i bölgede yalnızlaştırırsınız. Demir parmaklıklar arkasında onların insani ihtiyaçlarını giderirsiniz. İsrail ile ilişkiler ancak böyle olur. Bunun dışında başka hiçbir ilişki olamaz” şeklinde konuştu.

HİÇBİR GÜÇ İLİŞKİLERİ ESKİ HALİNE ÇEVİREMEZ
“Türkiye’de bundan sonra hiçbir güç israil ile ilişkileri eski haline çeviremez” diyen Yıldırım, “O nedenle eskisi gibi olacak diye korkup şu andaki zaferin tadını da kaçırmayalım. Dünyadaki bütün Müslümanlar demek ki israil özür dileyebiliyor ve diz çökebiliyor diyor. Bu çok büyük bir zafer midir? Hayır. Bu büyük bir başarı ve ancak zaferin bir adımıdır. Mescid-i Aksa hâlâ esaret altında. En önemlisi de hala israil o topraklarda işgalci konumundadır” diye konuştu.

İSRAİL, HEM KATİLDİR HEM DE YALANCIDIR
“Bu özürle beraber israil’in hem katil hem de yalancı olduğunu tüm dünya gördü” diyen Yıldırım, “Netenyahu bütün dünyanın gözü önünde özür diledi. Bu özürden sonra kendi içlerinde ciddi bir ihtilaf yaşayacaklar, kendi açılarından bütün dünyada rezil oldular. Önceden katil olarak anılıyorlardı. Şimdi yalancı ve katil olarak anılacaklar. Evvelden biz insanları öldürdük özür dileriz diyeceklerdi, demediler. Üç yıl boyunca raporlar hazırladılar, biz haklıyız dediler, Mavi Marmara’da teröristler vardı dediler. Bütün dünyayı kandırdılar. Şimdi bu özürle bütün dünyaya biz hem katiliz hemde sizi kandırdık dediler.”