Hüseyin Velioğlu`nun Hayatı ve Mücadelesi - 11
Hizbullah Cemaati`nin merhum lideri Hüseyin Velioğlu`nun hayatını konu alan yazı dizisinin 11. bölümü yayınlandı. Hüseynisevda.biz sitesinde yayınlanan yazı dizisinin bu bölümünde, Hizbullah Cemaati ve Hüseyin Velioğlunun Adana`da ve Konya`da yaşadıkları konu ediliyor.
ADANA SÜRECİ (1995 –1997)
1995 yılına gelindiğinde, PKK ile olan çatışmalara ilave olarak Kemalist Rejim tarafından da Cemaat mensuplarına yönelik operasyonlar giderek yoğunluk kazanmaktaydı. Özellikle Mardin, Diyarbakır ve Batman alanlarında sürekli operasyonlar yapılıyordu. Yoğun çatışma ortamının tabii sonucu ve polisin operasyonları neticesinde Cemaatin birçok elemanı deşifre olmuştu.
Bu operasyonların ve beraberinde getirdiği gelişmelerin sonucunda, Şehid Rehber’in Mardin’de kalması riskli hale gelmişti. Bu yüzden oradan çıkmaya karar verildi. Bunun üzerine Akdeniz bölgesinde güvenlikli bir alanda yerleşim için çalışmalar başlatıldı.
H. H. adlı Cemaat mensubu bu konuda şu bilgileri aktarmaktadır: “1995 yılının yazında İ. Bagasi ağabey ile birlikte Adana’da ev aramaya başladık. Epeyce aradıktan sonra bize uygun olduğuna kanaat getirdiğimiz bir ev bulduk. Sonra hazırlayıp döşedik. Eylül 1995 yılında Şehid Rehber, ailesiyle birlikte Adana’ya gelip bu eve yerleşti.
Şehid Rehber Adana’ya taşındıktan bir iki ay sonra Cemaate ait dokümanlar bölgeden getirildi ve biz uygun bir yere yerleştirdik. Şehid Rehber, Adana’daki evde sınırlı sayıda arkadaşla görüşüyordu. Yanında birkaç arkadaş sürekli kalıyordu. Diğer arkadaşlar ise Cemaatsel işlerini müzakere ettikten sonra bir müddet kalıp çalışma alanlarına dönüyorlardı.”
M. C. adlı Cemaat mensubu şunları söylüyor: “1995’in Ekim ayında Cemaatsel bir görev için İstanbul’a gittim. Döndüğümde Adana’ya yerleşme kararı alınmıştı. Dokümanlarımız yaklaşık 30 çuvaldan oluşuyordu. Bunları kontrollü ve kademeli olarak oradan taşıdık. Ben Adana’da iken Şehid Rehber oraya geldi. 1997 yılına kadar orada kaldı. Burada ikamet ettiği süreçte Cemaatsel görüşmeler yapmak üzere kısa süreliğine Çiftehan, Tarsus, İstanbul, Mardin ve Gaziantep’e gitti.”
Şehid Rehber 1997 yılı Şubat ayında Mardin’e gittiğinde, A. U. Adlı Cemaat mensubu da yanındaydı. Bu arkadaş Cemaatsel görüşmelerde bulunmak için arkadaşlarının randevusuna gittikten sonra bir daha geri gelmedi. Bu arkadaş Şehid Rehber’in yerini bilen sayılı insanlardandı. O dönem, JİTEM ve Polis tarafından Cemaat mensupları kaçırılıyor ve onlardan bir daha haber alınamıyordu. Bu gelişme üzerine Şehid Rehber Mardin’deki programını tamamlayamadan acilen oradan ayrılmak zorunda kaldı.
H. H. adlı Cemaat mensubu bu konuda şu bilgileri aktarmaktadır: “1997’nin başıydı. Muhtemelen Şubat ayıydı. Mardin’e gitmiştik. A. U. da bizimle birlikteydi. Şehid Rehber burada bir müddet kalacak, arkadaşlarla görüşmelerde bulunacaktı. Birkaç gün yanlarında kaldım. Ardından Şehid Rehber, beni Adana’ya geri gönderdi. A. U. benimle birlikte evden çıktı, Mardin’e yakın bir yerde bazı arkadaşlarla görüşmeleri olduğunu söylemişti. Ben Adana’ya, o ise görüşme yerine doğru hareket etti. Ben Adana’ya gittikten bir, iki gün sonra acilen Mardin’e dönmem söylendi. Mardin’e döndüğümde Şehit Rehber; benimle birlikte evden ayrılan A. U.’nun bir daha dönmediğini, başına nelerin geldiğini bilmediklerini A. U.’nun JİTEM tarafından kaçırıldığıyla ilgili şüphelerin olduğunu belirterek orayı terk edeceğimizi söyledi. Şehid Rehber ile birlikte Adana’ya hareket ettik.”
M. C. adlı Cemaat mensubu şunları söylüyor: “Şehid Rehber, 1997’in Şubat ayında Mardin’e, sorumlu arkadaşlarla görüşmek üzere gitmişti. Orada bir müddet kaldı. A. U. oradan ayrılıp kendisinden haber alınamayınca, Şehid Rehber oradan ayrıldı. Kısa bir müddet sonra Konya’ya yerleşti.”
KONYA SÜRECİ (1997 –1999)
Şehid Rehber Konya’ya gitme aşamasında iken dokümanların taranıp bilgisayarlara aktarılması da gündeme gelmişti. Bunun üzerine taranacak Cemaat arşivi, Tarsus’ta bu iş için hazırlanmış ve gizli bölmesi olan bir eve taşındı.
M. C. adlı Cemaat mensubu bu konuda şöyle diyor: “1997’in yazında Şehid Rehber ile birlikte İstanbul’a bir süreliğine gittik. Küçükyalı’da kiralık bir evde bir süre kaldık. Tüm dokümanların taranması kararı da orada alındı. Beni Tarsus’a gönderdi ve orada 8–9 kişilik bir ekiple 1997’nin Kasım ayından 1998’in Ocak ayına kadar tüm dokümanları taradık.”
İ. H. Adlı Cemaat mensubu şu bilgileri aktarmaktadır: “1997’nin Mart ayında Konya’ya yerleşildi. Buradaki çalışmamız 1999 yılının ortalarına kadar devam etti, daha sonra İstanbul’a taşındık. Konya’da ilk iki sene işler gayet iyi gidiyordu. Gidiş gelişler çok iyi ayarlanıyordu, fazla bir yoğunluk yoktu, daha çok dışarılarda görüşme ortamı oluşturuluyordu. Cemaat çalışmalarının yoğun olduğu alan doğu olmasına ve Cemaat merkezi de batıya kaydırılmasına rağmen, en küçük bir sorun yaşanmıyor, faaliyetler ciddi kontrol altında tutuluyor ve en küçük bir boşluk bırakılmıyordu. Görüşmeler düzenli ve emniyetli bir şekilde yapılıyordu, zaman zaman doğuya doğru gidiliyor ve çalışmalar yerinde görülüyordu. Daha sonra oranın şartlarında da bir yoğunlaşma oldu. Gelen gidenlerin trafiği yoğunlaştı. Trafik yoğunlaştıkça haliyle güvenlik de o oranda riske giriyordu.”
Konya’ya yerleşmeden önce henüz Adana’dayken, PKK ile çatışmalar seyrelmişti. Ancak devletin bu çatışma sürecinden istifade edeceği ve Cemaate darbe vurmak için sızmaya çalışacağı yönünde Şehid Rehberde ciddi kaygılar vardı. Cemaat mensuplarından aldığı gerek sözlü ve gerekse yazılı raporlar ile tabandan gelen istihbarat bilgileri, onun bu yöndeki kaygılarını artırmıştı.
Çünkü yoğun çatışma süreci boyunca hem polis ve hem de JİTEM sistemli bir şekilde Cemaati tanıma amacıyla takip etmeye ve bilgi toplamaya koyulmuştu. Bu nedenle Şehid Rehber Konya’ya taşındıktan sonra bu konulara ağırlık verdi. Nitekim kısa bir dönem sonra polisin muhbirleştirme amacıyla yürüttüğü faaliyetler deşifre edilmeye başlandı. Kısa bir süre içerisinde bu ifsat şebekesi Cemaat tarafından tespit edilip çözüldü.
Bu arada Şehid Rehber, görüştüğü Cemaat sorumlularının güvenliği için çeşitli tedbirler almaya başladı. Çünkü ulaştığı bilgiler, bu sorumluların her an kaçırılabileceğini ve faili meçhul bir şekilde vurulabileceğini işaret ediyordu. Nitekim sonraki dönemde Cemaatin bazı mensupları kaçırıldı ve bazıları da yargısız infaz sonucu şehit edildi.
Bu gelişmelere paralel olarak, her an güvenlik sorunu ile karşılaşılabilir düşüncesiyle, hazırda beklemesi ve güvenlikli üsler olması amacıyla değişik kentlerde uygun yerler hazırlandı.
1999 yılına gelindiğinde, Konya’da gelişen bazı olaylar nedeniyle bir takım güvenlik sıkıntıları baş gösterdi. Bu gelişme üzerine Konya terk edildi ve Şehid Rehber İstanbul’a yerleşti.
Devam edecek…
huseynisevda.biz