Selam sana Mescid-i Aksa!

Selam ki; Nebi (SAV) yönelip secdeye varmıştı Rahman’a… Rahman ki; şereflendirmişti seni Miraç vakıasıyla…

Sana şiirler yazacağız Mescid-i Aksa! Bugün esaretine yarın özgürlüğüne dualarıyla…

Umutlar gönder bize sımsıkı sarılacağımız, ulaşıncaya kadar özgürlük naraları atacağımız güne…

Fetihler gördün yiğitler elinden; Zalimlerden işgaller gördün ve zulümlerine esir ettiler seni…

Kirli eller bulaşmasın duvarlarına. Sahi kirlenmezsin ki Mescid-i Aksa! Kirli postalların baskınlarını mı anlatırsın, yoksa seni teslim eden Müslümanların şaşkınlığını mı?

Kimsesizliğin yalnızlığı mı acıtıyor en çok, yoksa gurbetin vurduğu yabancılık mı?

Ey hasreti İslam olan kutsi!

Sen de İslam’ın hasretisin…

Ne değerlisin bir bilsen mecruh gönüllerimizin saklı köşelerinde…

Sen Nebilerin gözbebeği Miracın asıl şahidisin…

Siret-i Münteha’ya ulaşamadığı vakit Cebrail’in mevkiisin…

Sen sahip olmak için üzerine mücadele edilen en eski meselesin…

Yıkımlara karşı hâlâ ayakta duran dimdik bir dağ gibisin…

Mübareksin, asaletsin…

Kudüs’ün semalarında Ezan-ı Muhammedi’yi emanet ettiğimiz sensin…

Öyle mahzun bir duruşun var ki Kudüs’te; bakınca aziz kubbene, vuslat buluyor gözyaşlarımız yüzlerimizle…

Bir meşale alıp koşmak istiyoruz o mübarek avluna, sonra ağlamak istiyoruz vuslatı geciktiren günlere…

Söyle bize ey mücella çehresiyle Kudüs’ün tacı!

Sükûtu anımsatan duruşunun esbâblarını…

Geçirdiğin en zorlu günlerde imtihanın ıstırabını anlat…

Yağmura karışan gözyaşlarıyla, toprağa fısıldadığın sırlarını…

Anlat ki; gözlerimiz ağlasın ağladığına!

Ağlasın ki derdimiz Kudüs olsun…

En değerlimizi emanet ettiğimiz Kudüs…

Kudüs’e selam olsun…

Bilesin ey Mescid-i Aksa!

Sen zalimden yana nasıl mustaripsen, biz de çaresizliğimizden yana öyle mustaribiz…

Ey Kubbetü-s Sahra’sıyla Filistin`in dürdanesi!

Efsunlu görüntüsüyle İslam’ın bir tanesi…

Fetihlere gebedir etrafındaki işgal.

Sen Şeyh Ahmet Yasin’in, Rantisi’nin maksat-ı şerifiydin. Bugün bir avuç Müslüman var ve sen hâlâ maksat-ı şerifsin…

Ey serencamına gözlerin âmâ kesildiği mahzun!

Konuşsan bir gün, meramını dile getirsen, belki ölü vicdanların dirilmesine vesile olurdu anlattıkların. Kudüs İslam ile müşerreftir… Ve İslam’ın himayesine muhtaçtır…

Bilseydi eli silahlı Yahudi, terk etseydi seni…

Kudüs İslam’a kalsaydı…

Ey gönlümüzü avuçlarımıza alıp Rabbe sunduğumuz dua…

Bir gün âminlerimizin karşılık bulması umuduyla, satır aralarından selam yolluyoruz sana…

Son olarak bir gün vuslat duasıyla, emanet ediyoruz seni Kâbe’nin Muhafızına (CC)…

Esselamu aleyke ey Nur-u sureti Necm ve İsra…

Büşra Savran | Nisanur Dergisi | Eylül 2019 | 94. Sayı