Hüseyin Sağlam / Haber-Yorum

Salı günü Suriye’nin Halep kentinde, Amerika’nın daha önce “Kırmızı Çizgi” saydığı kimyasal silah kullanıldığı haberi yayıldı.
Ve yine insanlık suçunu teşkil eden her saldırı sonrası gibi muhalifler rejimi, rejim ise muhalifleri ve tabii ki Türkiye ile Katar’ı suçladı.

Keza Suriye üzerinden “Tribün fanatiklerine” oynayan medyaya saldırı haberinin yansıması da aynı paralelde gerçekleşti.
Kimyasal silahların kimler tarafından kullanıldığı tartışmasına girmeden, haberi Anadolu Ajansı’nın aktardığı şekliyle kısaca alalım:

“Suriye Enformasyon Bakanı Umran Zubi, muhaliflerin Halep`in Han Asel bölgesine kimyasal madde içeren füze atması sonucu 16 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 86 kişinin de yaralandığını ileri sürerek muhaliflere destek veren ülkeleri suçladı.

Han Asel bölgesine füze atılmadığını savunan yerel aktivistler ise Esed rejiminin söz konusu bölgede yaşayanları zehirleyip muhalifleri suçladığını öne sürdü.

Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı Han el-Asel Tugayı`ndan yapılan açıklamada, Suriye Haber Ajansı (SANA)`nın muhaliflerin Halep`in batısında yer alan Han el-Asel bölgesine kimyasal içerikli füze fırlattığı iddiası ile ilgili haber yalanlandı.

Han el-Asel Tugayı`nın açıklamasında, ``Esed rejimi medyasının iddia ettiği gibi muhalifler bu bölgede kimyasal silah kullanmadı… Biz buradan, uluslararası insan hakları örgütlerini ve BM`yi, kimyasal silah kullanılmadan önce harekete geçmeye çağırıyoruz. Kimyasal silah kullanılması halinde ülkede büyük bir insani kriz oluşacaktır`` denildi.

Adının açıklanmasını istemeyen Amerikalı bir yetkili de Suriyeli muhaliflerin veya Esed rejiminin kimyasal silah kullandığına dair kanıt olmadığını bildirdi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Suriyeli muhaliflerin kimyasal silah kullandığını, saldırıda 16 kişinin öldüğünü, 100 kişinin yaralandığını açıkladı.”

Haber kısaca bu şekilde idi. Ancak başka haber kaynaklarına bakılırsa kimyasal başlıklı füzenin kullanıldığı anlaşılıyor. Burada muhalifler ya da Esad rejimini hemen suçlamak yerine Suriye sahasında binlerce ajana, paralı askere yataklık edildiğini hatırlatalım. CIA, Mossad, MI6, BND vs. Tabi bölge ülkelerinin ajan takımlarının faaliyetlerini ve tüm bunların iğfal ettiği kimi silahlı grupların niyetlerini de yine bir kenara not edelim.

Şimdi gelelim asıl konuya, yani o meş’um plana…
Hatırlarsınız, aylar önce Esad rejiminin kimyasal silah kullanmaya hazırlandığı yönünde dünya medyasında ve tabii ki bizim medyada muhteşem bir kampanya yürütüldü. Özellikle müdahale konusunda çekingen tavırlar sergileyen Obama yönetimini etkileyerek Suriye semalarından “rahmet bombaları” yağdırmaya cesaretlendirme hedefi güdülen kampanya, daha sonra yerini sükûnete bıraktı.

İşte o günlerde bir Hacker operasyonu neticesinde basına sızan bir belge, kimyasal silah kullanımı üzerinden yürütülen beynelmilel bir hinliği deşifre ediveriyordu.

Hacker’lar tarafından İngiliz menşeli ve emekli SAS komandolarının kurduğu bir güvenlik şirketinden elde edilen belgeler, Cyberwarnews.info ve Rus haber ajansı Ridus’un internet sitesinde yayımlanıyordu. Belgelerden birinde Katar’ın Suriye’ye kimyasal silah sokup patlatma planından bahsediliyordu. ‘JasIrX’ kod adlı Hacker, İngiltere’de emekli SAS komandolarından oluşan ve özellikle Ortadoğu’da çalışan Britam Defence güvenlik şirketinin şifresini kırarak bilgisayarlarına girmişti. Şirketin web sayfasında Suriye ve Rusya’ya karşı büyük bir komplo hazırlandığı yönünde gizli bilgiler olduğunu söyleyen hacker, Image formatında yayımladığı bir belgeye dikkat çekiyordu. Belgede yer alan yazışmaya göre Britam’ın müdürü David Golding, şirketin başkanı Philip Doughty’ye şu mesajı yolluyor:

“Philip selam. Yeni bir iş teklifi aldık. Yine Suriye ile ilgili. Katarlılar bize çekici bir anlaşma sunuyor ve bunun Washington’ın onayladığı bir fikir olduğuna yemin ediyorlar. Bizim yapmamız gereken Libya’da bulunan Rus yapımı bir CW’yi (Chemical Weapon-Kimyasal Silah) Suriye’nin Humus şehrine nakletmek. Bunların Esad’ın elindekilere benzer olması gerekiyor. Oraya Rusça konuşacak Ukraynalı personelimizin konuşlandırılmasını ve olayı videoya almamızı istiyorlar. İyi bir fikir değil ama para çok büyük. Ne düşünüyorsun?”

Ayrıca Hacker, bilgisayarda Humus’ta kimyasal bombanın Ukrayna vatandaşı Artaşes Manasyan tarafından infilak ettirileceğinin planlandığına dair bilgiler olduğunu da iddia ediyordu.

Aslında plan ‘muhteşem’di. Esad’ın elindekine benzer ve aynı zamanda Rus yapımı kimyasal silahlar… Bunu patlatacak kişi de Rusça’yı iyi bilen bir Ukraynalı tetikçi… Yani Rus görünümlü!

Belki yüzlerce, hatta binlerce Suriyeli ölebilecekti. Ama Esad’la beraber Rusya’yı da bir kez daha kamu vicdanında mahkum etmeye değerdi!!!. Neticede zaten her gün yüzlerce Suriyeli ölmüyor muydu?! Bir o kadarını da kem planlara kurban etmek aslında hiç de zor değildi yani!

Kısacası “Bundan iyisi Şam’da kaysı” gibi bir şey yani!