Bu çerçevede Belçika’nın Ligse şehrinde gençlere yönelik bir hafta süren bir program yapıldı. Kamp programı süresince düzenli Kur’an-ı Kerim dersleri, gençlere yönelik eğitim dersleri ve genel sohbetlerin yanı sıra masa tenisi, şehir turları, orman gezintisi, karlı havada futbol gibi gençleri özendirecek ve eğlendirecek etkinlikler gerçekleştirildi.

Avrupa’daki Gençler Daha Çok Muhtaç
“Neden özellikle gençler?” sorumuza Camii yönetim kurulu üyelerinden Abdulcelil Özdemir şu cevabı veriyor; “ Çünkü Avrupa’da gençler zor durumda, özellikle de yabancıların ve müslüman ailelerin gençleri. İlk nesil anne ve babalar yeterli bir bilgi ve birikime sahip olmadıklarından dolayı çocuklarını İslami bir terbiye ile yetiştiremediler. Maalesef müslümanlar çocuklarının karınlarını doyurmakla tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını düşünüyordular ve bunun sonucu olarak ta acı gerçekler ile karşılaşıyoruz. Bu İslami hassasiyetlerden yoksun gençler özellikle okullarda ve sokakta batı kültüründen etkileniyorlar ve bu durum gençler üzerinde ciddi tahribatlar oluşturuyor. İki kültür arasında sıkışıp kalıyorlar. Buna bir de buradaki sınırsız özgürlük adı altında günah ortamını eklersek tahribatın boyutları daha korkunç oluyor. Onun için biz özellikle gençlere daha fazla ağırlık vermek zorunda olduğumuza inanıyorum. İşimiz kolay değil, farkındayız ama halis niyet ve gayretle üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Bunun semeresini de Rabbimizin izniyle ve yardımıyla alıyoruz.”

Programımız boyunca gençler arasındaki “kardeşlik bağı”nın güçlenmesi yönünde olumlu sonuçların aldığını gözlemledik. Gençler birbirleri ile daha sıkı bir ilişki içindeydiler.

İbadetlerimizi toplu halde yapıyorduk. Cemaatle namaz kılmak ve toplu halde dua etmek mesela. Ayrıca gençlerin adap kurallarına riayet etmesi yönünde telkinlerde bulunuyorduk. Bu tür etkinlikler faydalı oluyor, hem ibadi yönden hem de gençlerin belli adap ölçüleri içinde eğlenmeleri yönünden. Gençler daha yakından birbirleri ile tanışıyor, kaynaşıyor ve kardeşlik bağları güçleniyor.

Bu tür etkinliklerin devam etmesini isteriz. Bu devamlılığın olması için de her türlü imkanları da seferber edeceğiz, inşaallah.”

Avrupa’da Yetişen Gençler Farklı
Etkinlik ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Hicret Camii eğitim komisyonu üyelerinden Agid Demir ise şunları dile getirdi; “ Avrupa’da yetişen gençlerin fıtratları farklı. Farklı bir kültür ile yetiştiklerinden dolayı kendimizin yetiştiği tarzda onlara yaklaşamayız. Bunu yaptığımız zaman o gençleri kaybederiz. Evvela hocalar gençlere güzel şekilde yaklaşmalı, onları kırmadan, üzmeden, lisan-ı hal ile örnek olarak onları kanalize etmeli. Kurallarla sıkmamalı, onların dünyasına inmeli ve arkadaş gibi olunmalı. En önemli mesele onlara güzel bir üslup ile yaklaşmak ve gönüllerini kazanmaktır.

Biz bu etkinliğimiz esnasında da buna şahid olduk. Gençlerin kiminin programdan önceki durumları ile sonraki durumları farklıydı. Özellikle saygı ve hürmek noktasında bunu gözlemledik.”

Yine Hicret Camii Eğitim Komisyonu üyelerinden İzzeddin Yeşil ise gözlemlerini şöyle dile getirdi; “Gençlerden kimilerinin ibadetler noktasındaki hassasiyeti istediğimiz düzeyde değildi, özellikle sabah namazı ve tesbihat noktasında. Zira bu gençlerin bazıları daha yeni camiye başlamışlardı. Ancak programlarımızın çok faydası oldu. Öyle ki, halk arasında unutulan ibadetlerden biri olan gece namazına dahi iki üç gece üşenmeden kalkıyorlardı.

Bunun yanısıra gençlerin birbirleri ile kaynaşmaları ve kardeşlik bağlarının güçlenmesi açısından da güzel neticelerin alındığını gözlemledik. Özellikle bireysellik ve bencillik duygularının aşılandığı batı toplumunda yetişen gençlerde bunu gözlemlemek sevindirici bir durum. Biz hocaları tanıdıkça daha çok saygı gösterdiler.

Özellikle Avrupaki gençler sıcak ilgiye çok muhtaçlar. İslama muhtaçlar. Bilgileri az ve aileleri ilgisiz. Bu yüzden büyük tehlike altındadırlar. Onun için sorumluluğumuz daha fazla. Zaten basında duymuşsunuzdur, Hollanda’da özellikle Müslüman ailelerin çocukları çocuklara yeterli ilgi gösterilmediği bahanesiyle ellerinden alınmakta ve ahlaki sapkınlık içinde olan kişilere verilmektedir.

Bu tür etkinlikler organizeli ve daha sık yapılırsa normal sohbetlerden ve kitaplardan daha etkili olacağına inanıyorum. Gençlerin bizzat yaşayarak birşeyler öğrenmeleri daha etkili oluyor.

Ayrıca şunu belirtmekte fayda var. Etkinliğimiz sorunsuz geçti. İşin doğrusu ilk başta bu kadar sorunsuz geçeceğine ihtimal vermiyordum ama gençler belki de hocaların kendilerine yaklaşım tarzından dolayı bu kadar sorunsuz davrandılar. Bu tür etkinliklere ihtiyaç var ve gençlere ihtiyaçları bu yolla verilebilir.

Gençler; “Devam Etmeli”
Hicret Camii gençlerinden Lütfi Ayaz ise kamp ile duygu ve düşünceleri şöyle ifade etti; “ Şahsım adına son derece memnunum ve bu sözü katılan bir çok arkadaşımdan da bizzat işittim. Biz gençler için çok faydalı bir etkinlik oldu, çok istifade ettik. Özellikle cemaatle namaz, günde en az bir kere sohbet ve Kur’an dersleri manevi olarak üzerimizde tesir bıraktı. Belki Camii’de de bunları yapıyoruz ama o ortamda bunları yaşamak daha bir başkaydı. Keşke daha uzun sürseydi, etkinliğimiz bittiğinde kimse eve gitmek istemiyordu.

Hocalarımız ile de diyaloğumuz iyiydi, çok cana yakındılar. Üzerimde en çok tesir bırakan ve samimiyeti ilerleten sahnelerden biri de karlı havada top oynadığımız andı.”

Yine Camii gençlerinden Cemil Polat ise şunları ifade etti; “ İşin doğrusu kampa gitmeden önce kamp ile ilgili önyargılarım vardı. Çok faydalı olamayacağını veya istifade edemeyeceğimi düşünüyordum. Vardıktan hemen sonra yanıldığımı anladım. Çok faydalı oldu, yeterince istifade ettiğimizi söyleyebilirim. Hem eğlendik, hem öğrendik hem öğrendiklerimizi pratize ettik.

İşlerimizi sistemli ve programlı yaptık. Özellikle namazlardan sonra okunan cevşan çok etkili oluyordu. Sohbetlerin bazen Türkçe bazen de Hollanda’ca olmasının gençlere daha faydalı olduğunu düşünüyorum. Zira buralarda yetiştikleri için bazen Türkçe anlamakta zorlanıyorlar. Yeğenimi neredeyse zorlayarak götürdüm, fazla istekli değildi ama sonrasında çok memnun kalmıştı. Bu da beni çok memnun etti. Bu tür etkinlerin kesinlikle belli aralıklarla da olsa devam etmesini isterim.”(Hürseda Haber)