28 Şubat KKTC’de hortladı! Nerede olursa olsun fark etmiyor! HASTALIKLI ZİHNİYET!
Yüz yıla yakın bir süredir Türkiye’de Müslüman halka dayatılan ‘laiklik’, beraberinde unutulmayacak acılar getirdi. Laiklik sopasıyla Camiler ahıra çevrildi, medreseler kapatıldı, alimler darağaçlarına gönderildi. Daha bunların acısı dinmeden bu defa da Rumlara özenen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi, ülkedeki Kur'an kurslarının laiklik ilkesine karşı olduğu gerekçesiyle kapatılmasına karar verdi.
DOĞRUHABER / ZEKİ ARAS
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Anayasa Mahkemesi (AYM), ülkedeki Kur'an kurslarının laiklik ilkesine karşı olduğu gerekçesiyle kapatılmasına karar verdi.
Bir dönem Türkiye’de Müslümanlara hayatı zindan edip camileri kapatıp, ezanı Türkçe okutan, alimleri göstermelik ithamlarla idam sehpalarına gönderen azgın azınlık, laiklik sopasıyla bu defa da kirli yüzünü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gösterdi. KKTC Anayasa Mahkemesi Başkanı, laiklik sopasını gerekçe göstererek ülkede sayısı çok az olan Kur’an Kursu ve hafızlık kurslarının kapatılması gerektiğini karar verdi.
Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan 28 Şubat darbe sürecinde başta AYM olmak üzere, YÖK ve diğer kamu kuruluşları iktidardan da aldığı güçle milyonlarca kişi acımasızca zulümlere maruz kalıp mağdur edilmişti. Yakın tarihte yaşanan bu karanlık günler daha gün gibi ortadayken, Türkiye’nin ‘Yavru Vatan’ diye tabir ettiği KKTC’de alınan bu yasak kararı, KKTC’de 28 Şubat hortladı yorumunu da beraberinde getirdi.
KKTC’de Anayasa Mahkemesi Kur'an Kursu konusunda sunulan davada, kararını açıkladı.
Hizmet Sendikası (HİZMET-SEN) tarafından devlete açılan dava sonucuna göre, Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Değişiklik Yasası’na yeni eklenen 8B maddesi yani Din İşleri Komisyonu adında bir komisyonun halk arasında bilinen ismi ile “Kur’an Kursu” düzenleme yetkisi elinden alındı.
Anayasa Mahkemesinin aldığı karar ile Kur’an kurslarının faaliyetleri KKTC’de resmen durduruldu.
KIBRIS DİN İŞLERİ BAŞKANLIĞI: HİÇ KİMSE İNANCINI ÖĞRENME HÜRRİYETİNDEN MAHRUM BIRAKILAMAZ
AYM Başkanının kararına tepki gösteren Kıbrıs Din İşleri Başkanlığı “Özellikle Ramazan ayında basına yansıyan haberlerin halkımızda son derece ciddi rahatsızlık oluşturduğunu gözlemlediğimizden açıklama yapmayı elzem bulduk. Kuran-ı Kerim eğitim-öğretimi ile ilgili düzenleme yetkisi kime ait olursa olsun veya bir düzenleme bulunsun ya da bulunmasın evrensel temel hak ve özgürlükler ve mevcut Anayasamıza göre hiç kimse bir inancın kitabını ve esaslarını öğrenme ve uygulama hürriyetinden mahrum bırakılamaz. ” denildi.
KKTC BAŞBAKANI: KURSLARIN YASAKLANMASI GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU OLAMAZ
Gelen tepkiler üzerine açıklama yapan KKTC Başbakanı Ersan Saner, KKTC Anayasa Mahkemesi'nin, bazı din görevlilerinin üyesi olduğu Hizmet Sendikasının (HİZMET-SEN) 2018'de açtığı davayla ilgili dün verdiği kararı, basında yer alan haberlerden öğrendikten sonra Din İşleri Başkanı Talip Atalay ile görüştüğünü belirtti.
Saner, Atalay'ın da basına açıkladığı üzere, söz konusu sendikanın, Din İşleri Değişiklik Yasası'nın 8B Maddesi'nin 2. Fıkrası'nın A Bendi'nde yer alan "Din Hizmetleri Eğitimi ve Halkla İlişkiler Birimi bünyesinde eğitim işleriyle görevli bakanlığın izniyle yapılan hafızlık eğitimi kurslarını düzenlemek, sınav yapmak ve başarılı olanlara hafızlık belgesi vermek" şeklinde düzenlenen ve Din İşleri Komisyonuna verilen hafızlık kursu açma yetkisinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunu kaydetti.
“AYM’NİN GEREKÇELİ KARARINDAN SONRA GEREKEN ADIMLARI ATACAĞIZ”
Anayasa Mahkemesi'nin HİZMET-SEN'in başvurusunu uygun bulduğunu ifade eden Saner, "Şimdi yapılacak olan Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının ortaya çıkmasının ardından mahkemece eksik görülenleri gidermek ve hafızlık kurslarının devamını sağlamaktır" dedi.
Saner açıklamasında, Din İşleri Başkanlığının da devletin bir kurumu olduğunun altını çizerek "Dolayısıyla devletin dışında bir kurumun hafızlık kursları düzenlemesi diye bir şey söz konusu değildir. Din İşleri Başkanlığının dini alandan sorumlu bir devlet kuruluşu olarak ilgili bakanlık ve diğer devlet kurum ve kuruluşlarıyla iş birliği yaparak görevini yerine getirmesi gayet doğaldır ve esasen bu kurumumuzun görevidir. Anayasamız açıkça hiç kimsenin bir inancın kitabını ve esaslarını öğrenme ve uygulama hürriyetinden mahrum bırakılamayacağını yazmaktadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde hafızlık eğitimi kurslarının yasaklanması gibi bir durum söz konusu olamaz" değerlendirmesinde bulundu.
"KKTC ANAYASA MAHKEMESİ'NİN KARARI İDEOLOJİK AKLIN ÜRÜNÜDÜR"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'nin Kur'an kurslarının kapatılmasıyla ilgili almış olduğu karar, ideolojik ve dogmatik bir aklın ürünüdür." ifadelerini kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Anayasa Mahkemesinin, ülkedeki Kur'an kurslarının laiklik ilkesine aykırı olduğu bahanesiyle kapatılmasına karar vermesine bir tepki de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan geldi.
İletişim Başkanı Altun, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Din İşleri Başkanlığı'nın Kuran-ı Kerim eğitim-öğretimiyle ilgili yetkisine ilişkin itirazı değerlendiren Anayasa Mahkemesi kararını değerlendirdi.
“BU YANLIŞ KARAR, KIBRIS TÜRKLERİNİN VARLIĞINA VE BİRLİĞİNE YÖNELİK BİR TEHDİTTİR”
Altun, değerlendirmesinde şunları kaydetti: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin Kur’an kurslarının kapatılmasıyla ilgili almış olduğu karar, ideolojik ve dogmatik bir aklın ürünüdür. Laikliği bu denli sığ ve yanlış bir şekilde yorumlamak temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir adımdır. Laiklik, din özgürlüğünü teminat altına alır, din eğitimini yasaklama aracı olarak kullanılamaz. Ancak jakobenler, laikliği dini değerleri ve kültürel zenginliklerimizi baskılamak için kullanırlar.
Akdeniz'in ve özellikle Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin ortaya koyduğu güçlü iradeyle uluslararası alanda daha hakkaniyetli bir şekilde tartışmaya açıldığı böylesi kritik bir dönemde alınan bu yanlış karar, Kıbrıs Türklerinin varlığına ve birliğine yönelik bir tehdittir.
“İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN BU YARGI DARBESİ ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Demokrasinin teminat altına aldığı din ve inanç özgürlüğüne vurulan bu yargı darbesi asla kabul edilemez. Bu kararın zamanlaması manidardır. Hangi amaca hizmet ettiği akıllarda ciddi şüpheler uyandıran bu karara tepki göstermek demokrasiye saygı duyan herkesin görevidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm gücü ve kudretiyle Kıbrıs Türklerinin yanında olmaya devam edecek, tarihinden aldığı ilhamla Kıbrıs Türkleri üzerinde oynanan bu tehlikeli oyunu yine Kıbrıs Türkleriyle el ele vererek bozacaktır.