İşgal rejiminde 17 yıl tutuklu kalan Filistinli hafızasını kaybetti
İşgal rejiminde 17 yıl önce bir hapsedilen Mansur eş-Şehatit (35), sağlığını ve hafızasını kaybetti.
Hursa köyünde yaşayan Mansur, 2003 yılında Bir'us Sebi bölgesinde bir siyonisti yaraladığı iddiasıyla gözaltına alındı. Hakkında verilen 17 yıllık hapis cezasının çoğunu hücrede geçiren Mansur, birkaç gün önce Negev Hapishanesinden tahliye edildi.
Oğullarını karşılamak için Batı Şeria'nın güneyindeki Bir'us Sebi kontrol noktası gelen ailesi ve yakınları Mansur'un durumunu görünce büyük şaşkınlık yaşadı.
Hapishanedeyken bir ziyaret sırasında annesini tanımayan Mansur, şimdi de onu karşılamaya gelen yakınlarının çoğunu tanıyamadı.
Mansur'un babası El-Hac Yusuf Şehatit yaptığı açıklamada, o anları "Oğlumu gördüğümde hali içler acısıydı, çok zordu ama sinirlerime hakim olmaya çalıştım. Mansur yaklaşık 75 kilogram ağırlığında genç bir adamdı, olağanüstü bir aklı vardı. Bu halde görünce hayretler içinde kaldım." sözleriyle anlattı.
Genç adamın Bir'us Sebi bölgesinde bir siyonisti yaraladığı gerekçesiyle 2003 yılında gözaltına alındığını ve sert bir soruşturma sürecinin ardından 17 yıl hapis cezasına çarptırıldığını kaydeden baba Şehatit, şöyle devam etti:
"Oğlum farklı hapishanelere sevk edildi. Ancak en zorlu günlerini tek kişilik hücrede geçirdi. İlk 3 yıl aralıksız, diğer sürede ise aralıklı şekilde yaklaşık 13 yılını hücre hapsinde geçirdi. Çoğu zaman elleri ve ayakları da kelepçeliydi."
Baba Şehatit, tutukluluk sürecinde sınırlı sayıda görüş izni alabildiklerini ifade ederek, oğlunun kısmi şekilde hafızasını kaybetmesine neden olan tıbbi ihmalin yanı sıra sağlık sorunlarından muzdarip olduğunu dile getirdi.
Oğluna hapishanede herhangi bir tedavi uygulanmadığı için sağlık durumunun kötüleştiği ve hafızasında sıkıntılar yaşadığını ifade eden Şehatit, "Bir yandan tecrit diğer yandan hapishane görevlilerinin kötü davranışları, Mansur'u sağlığından ve hafızasından etti." diye konuştu.
Şehatit, oğlunun tedavisinin ihmal edilmesini "infaz" şeklinde nitelendirerek, hapishane görevlilerini de Mansur'a ne olduğu bilinmeyen bazı ilaçlar verip sağlık durumunun kötüleşmesine neden olmakla suçladı.
Şehatit, oğlunu 7 sene boyunca hiç ziyaret edemediklerini, diğer yıllarda da sadece senede bir kere izin verildiğini kaydetti.
Mahkemede, hücre hapsinin sonlandırılmasını istediklerini kaydeden baba, oğlunun ise Siyonist rejimden hiçbir şekilde talepte bulunmamalarını istediğini aktardı.
Filistinli tutuklular konusunda araştırmacı Munkız Ebu Atvan ise "Mansur eş-Şehatit'in başına gelenler, hapishane yönetiminin aralıksız uyguladığı işkencelerden ve tek kişilik hücrelerdeki tecrit hapsinden kaynaklanıyor." diye konuştu.
Hücre hapsinde 10 yıldan fazla kalan tutuklunun sağlığının bozulmasının beklenen ve normal bir tepki olduğuna işaret eden Ebu Atvan, "İsrail hapishaneleri, Filistinli tutukluların psikolojik ve fiziksel altyapısını tahrip etmek için bilimsel ve mühendislik çalışmalarıyla hazırlandı." ifadelerini kullandı.
İşgal güçlerinin, Filistinli tutukluların beden sağlığını çeşitli hastalıklarla tahrip ettiğini ve akıl sağlığını da bozmaya çalıştığını söyleyen Ebu Atvan, böylece topluma hasta bir birey olarak döneceğini dolayısıyla toplum inşasında ve işgal güçleriyle mücadelede görev alamayacağını dile getirdi.