Ya da gerçek yüzünü göstermiş oluyor.

PKK kurulduğu günden beridir 'Kahrolsun Batı Emperyalizmi!' sloganlarıyla kulakları çınlatıp. duruyordu.

Kitapları dergileri gazeteleri ve sosyal medya silahşorları bu sloganların ışığında yazıp çiziyorlardı.

Ta ki Kuzey Suriye'de ABD ve Batılı  ülkeler maharetiyle PYD/PKK'ye açılan alanda bu yapı silahlı unsurlarıyla kısa sürede Suriye'nin yaklaşık 1/3'nü kontrol etmeye başladığı ana kadar.

Ne olduysa ondan sonra oldu.

(Garip olmayan bir şekilde) YPG/PKK'nin  ABD ve diğer Batılı ülkelerin askeri ve politik desteklerini dile getirmedi. Nadir de olsa dile getirdiğinde bu ülkelerin en azılı emperyalistler ve sömürgeciler olduklarına hiç değinmedi.

Hatta öyle ki bu ülkelerin oyunlarına birçok kurban vermiş olan mazlum Kürd Halkını işgalci ABD askerlerini ve tanklarını "Bıji serok Obama!" sloganlarıyla karşılamaya çıkardı.

Başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa ve Almanya YPG/PKK'ye askeri lojistikten askeri eğitime, idari birimleri yetiştirmekten yerel yönetimleri koordine etmeye kadar birçok alanda sınırsız destekte bulundular bulunuyorlar.

Oysa ANTİEMPERYALİST VE ANTİ SÖMÜRGECİ olmakla gurur duyduğunu her fırsatta dile getiren YPG/PKK'den Emperyalist ABD ve Batılı ülkelerle geliştirdiği 'KÖLE-EFENDİ' tabiatlı ilişki konusunda bugüne kadar tek bir kelime işiten olmamıştır.

Aynı şekilde her yıl liderleri Öcalan'ın Suriye'den çıkması ve bilahare yakalanmasıyla neticelenen olayı dramatize ederek Kürd Halkına "ULUSLARARASI KOMPLO" diye servis eden PKK, neden bu komplonun(!) baş aktörü ABD ile bu kadar sarmaş dolaş olduğunu da bir türlü açıklamıyor?

Acaba ABD'nin emperyalist olmaktan mı çıktı?

PKK, ideolojik kayma mı yaşıyor?

Yoksa gerçekte PKK hiçbir zaman antiemperyalist  ve anti sömürgeci olmadı da bu söylemleri sadece malzeme olarak mı kullandı?