Kudüs Tüm İnsanlığın Sorunu HER ZAMAN KUDÜS HER ZAMAN AKSA
“Dünya Kudüs Haftası” vesilesiyle gündemdeki yerini koruyan Kudüs meselesinin, tüm sorunların kilit noktası olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Dünya genelinde yapılan onlarca toplantıda da ifade edildiği üzere, İslam ümmetinin üzerinde ittifak ettiği en önemli meselelerden biri olan Kudüs meselesi, bu hafta belirlenecek olan strateji ve planlar doğrultusunda yılın tüm günlerinde gündemde tutulmaya çalışılmalıdır. Çünkü Siyonist işgalcilerin bölgedeki varlığı, sadece Filistin halkına değil Müslim-Gayrı Müslim tüm insanlığa zarar vermiş ve tüm insanlığın sorunu haline gelmiştir.
KUDÜS SADECE MÜSLÜMANLARIN DEĞİL TÜM İNSANLIĞIN SORUNUDUR
İnsanlığın yaşadığı sorunların temelinde siyonizmin yattığını söyleyen Uluslararası Müslüman Âlimler Derneği (UMAD) Başkanı Abdulvahap Ekinci, "Dünya Kudüs Haftası" münasebetiyle İLKHA muhabirine verdiği demeçte, "büyük israil devleti" kurma hedefi olan siyonistlerin dünyayı ateş çemberine soktuğunu ve bunun için Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin meselesinin sadece Müslümanların değil tüm insanlığın sorunu olduğunun altını çizdi.
ÖZGÜRLÜĞÜN KIBLESİ MESCİD-İ AKSA
İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'yı ve Kudüs'ü aynı zamanda özgürlüğün kıblesi olarak da gördüğünü söyleyen Ekinci, "Dünyada yaşadığımız sıkıntıların, özellikle İslam âlemindeki ürkütücü ve üzücü tablonun arka planında yatan sebep siyonizmin Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı işgal altında tutmasıdır. Kendilerine göre Arz-ı Mev'ud olarak inandıkları Dicle ve Fırat arasında büyük israil devleti kurma hayalleri var. Bu hayalin gerçekleşmesi için maalesef dünyayı bir ateş çemberi içerisine soktular. Şunu bilmemiz gerekir ki, Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin Müslümanların sorunu olduğu kadar aynı zamanda tüm insanlığın da sorunudur" dedi.
"KUDÜS YILIN HER ANINDA GÜNDEMDE TUTULMALI"
İster Müslüman ister gayrimüslim olsun insanlığın yaşadığı tüm sıkıntıların temelinde siyonizmin kötü emellerinin yattığını vurgulayan Ekinci, "Kudüs ve Mescid-i Aksa her Müslümanın, aynı zamanda dünyada huzur içerisinde yaşamayı hedefleyen her insanın sürekli gündeminde olmalıdır. Tek bir haftaya sıkıştırılmaması gereken çok önemli bir konudur. Yılın tüm haftalarına, tüm günlerine yansımasına vesile olabilecek ve insanlığın bu konu ile ilgili hassasiyetinin artması için böyle bir haftanın ilan edilmesi çok yerinde bir karardır. Bu hafta hem Türkiye'de hem de İslam âleminde, hatta Müslümanların azınlıkta olduğu ülkeler dâhil olmak üzere çok ciddi plan ve programlar yapılmıştır." şeklinde konuştu.
"DÜNYA KUDÜS HAFTASI" ÇALIŞMALARI İLE KUDÜS DAVASI NESİLLERE AKTARILIYOR
İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın, Recep ayının son haftasının Dünya Kudüs Haftası olarak ilan edilmesini, Kudüs davasının gelecek nesillere aktarılması olarak değerlendirdi.
Kudüs'ün şirk ve necaset gibi kötülüklerden uzak ve bütün semavi dinlerin ortak değeri olduğunu aktaran Yaşasın, "Kudüs Haftası" olarak adlandırılan çalışmalarla Müslümanların ve hür insanların Kudüs davasına sahip çıkmaları ve gelecek nesillerin bu dava bilinci ile yaşamalarının amaçlandığını söyledi.
Bu hafta nedeniyle dünya çapında etkinliklerin yapıldığını söyleyen Yaşasın, "Dünya üzerinde Kudüs'le alakalı büyük çalışmalar var. Ramazan ayının son cuması Kudüs Günü olarak kutlanır. Haziran ayının ilk haftası Kudüs Yürüyüşü olarak kutlanır. Ekim ayının birinci haftasında Selahattin Eyyubi'nin Kudüs Fethi'nin yıldönümü kutlanır. Kudüs'le alakalı çok değişik etkinlikler yapılır bu da onlardan bir tanesi. Bu kadar manevi atmosferin denk geldiği bir ayın seçilmesi çok önemlidir. Müslümanların bu önemli konuya önem vermesi ve bu duyarlı çağrıya icabet etmesi gerekir. Bu kapsamda etkinlikler, çalışmalar ve bilgilendirmelerle aynı zamanda görsel ve işitsel medya ile bilinçlendirmeler yapılmalıdır. Zira bu hafta ile nesillere Kudüs bilincinin aşılanması hedef olarak seçilmiştir." ifadelerini kullandı.
KUDÜS’Ü DESTEKLEYEN HER TÜRLÜ ÇALIŞMAYA SAHİP ÇIKMALIYIZ
Yaşasın, Kudüs’ün önemine binaen ifade ettiği sözlerde "Her şeyden önce bu, sadece Türkiye ile alakalı bir husus değil. Kudüs'ün her anımızda, gündemimizde olması gerekir. Dünya Müslümanlarıyla ittifak ettiğimiz öncelikli meselemiz. Kudüs ile ilgili kim ne yaparsa; hangi gün ve hafta, hangi çalışma veya etkinlik hiç fark etmez işgalciye yönelik siyasi baskılar da dahil hepsini desteklemek gerekir.” şeklinde konuştu.
"KUDÜS DAVASI NE KADAR ANLAŞILIRSA KARŞIMIZDAKİLERİN DE NE KADAR ACİZ OLDUĞU GÖRÜLECEKTİR"
ABD tarafından yüzyılın anlaşması olarak nitelendirilen ihanet ve sözde normalleşme çalışmalarına tepki gösteren Yaşasın, Müslümanların ve hür insanların destek ve ittifakının çok önemli olduğunu belirtti.
DÜNYA KUDÜS HAFTASI DÜNYA KUDÜS GÜNÜNE ALTERNATİF DEĞİLDİR
Dünya Kudüs Haftası ile ilgili konuşan Filistin Âlimler Heyeti Başkanı Nevvaf Tekruri, Kudüs'ün anlatılması için tüm kesimlere görev düştüğünün altını çizdi. Tekruri "Dünya Kudüs Haftası"nın ilan edilmesinin ramazan ayında kutlanan "Dünya Kudüs Günü"ne alternatif olmadığını, aksine Kudüs'ün anlatılması için hem günlere hem de haftalara ihtiyaç olduğunu, Kudüs'ün ümmetin ortak değeri olduğunu ifade etti. Yani Kudüs için çalışmalara katılmak, stratejiler belirlemek ve programlar düzenlemek için herhangi bir dönem belirleyen herkesin bu çalışmasını hayırlı ve güzel bir adım olarak kabul etmekteyiz ve bunda herhangi bir çelişki yoktur.
"TÜM YILI KAPSAYACAK ŞEKİLDE KUDÜS İÇİN STRATEJİ VE PROJELER ORTAYA KONULMALI"
Bu haftanın ilan edilmesindeki amacın halkı bilinçlendirmek ve Kudüs için daha fazla çalışmaya teşvik etmek olduğunu hatırlatan Tekruri "Nasıl ki Ramazan ayını bir yıllık iman depolama ayı olarak görüyorsak recep ayının son haftasını da Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya hizmet edecek olan bir yıllık projelerin planlaması, stratejilerin belirlenmesi için fırsat olarak görmeliyiz. Yani amacımız bir hafta çalışıp daha sonra oturmak değildir. Kudüs haftası enerji toplama, atılımlar yapma, bütün yılı kapsayacak plan ve proje düzenleme haftasıdır." şeklinde konuştu.
"İSLAM ÜMMETİ İÇİN ORTAK KARARLAR ALMALIYIZ"
Dünya Kudüs Haftası'nda yapılacak çalışmalar için bir ay önce özel bir komisyon kurulduğunu söyleyen Tekruri, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Kudüs hepimizin meselesidir. Şu an kutsiyeti ve izzeti siyonist işgalciler tarafından ayaklar altına alınan Kudüs ve Mescid-i Aksa hepimizin emeklerine ve çalışmalarına muhtaç durumdadır. O yüzden herkesin kendisini davetli olarak değil çalışmanın sahibi olarak görmesi gerekmektedir. Buradan herkese sesleniyorum! Ulusal ortak kararlar aldığımız gibi şimdi de İslam ümmeti için ortak kararlar almalıyız. Herkes bu sorumluluğun altına girmelidir.”
"KUDÜS MESELESİNİN ÇÖZÜMÜ DİĞER MESELELERİN ÇÖZÜLMESİ İÇİN BİR ANAHTAR GÖREVİ GÖRECEK"
Kudüs için yapılan çalışma ve hizmetlerde çağıran ve davet edilen tarafların olmadığını, herkesin hem çağıran hem de davet edilen olduğunu vurgulayan Tekruri, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Elhamdülillah bu çağrıya ve çalışmaya çok büyük bir destek var. İnşallah bu hafta yapılan çalışmaların semerelerini yakında görmeye başlayacağız. Kudüs Haftası, kısa bir süre olmasına rağmen geleceğe dönük büyük çalışmaları olan bir durak mesabesindedir. Bu yıl idrak edilen 'Kudüs Haftası' bu fikirlerin ve çalışmaların sağlamlaştırılması için atılan ilk adımdır. Birçok meselenin anahtarı olan Filistin meselesinin çözülmesi ve sonuçlandırılması için sağlam bir adım olacak inşallah."